Âl-i İmrân Suresi 7. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Öyle bir Tanrı'dır ki sana kitap indirdi. Onun bir kısmı, manasıapaçık ayetlerdir ve bunlar, kitabın temelidir. Diğer kısmıysa çeşitli manalara benzerlik gösterir ayetlerdir. Yüreklerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onları tevil etmek için manaları açık olmayan ayetlere uyarlar. Halbuki onların tevilini ancak Allah bilir. Bilgide şüpheleri olmayacak kadar kuvvetli olanlarsa derler ki: Biz inandık ona, hepsi de Rabbimizdendir; bunu aklı tam olanlardan başkaları düşünemez. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez. |
Mehmet Okuyan Meali | Sana Kitabı indiren O’dur. Onun bazı ayetleri [muhkem] (açık anlamlı)dır ki bunlar Kitabın anasıdır (esasıdır). Diğerleri de [müteşabih] (benzeşen anlamlı)lardır. Kalplerinde eğrilik olanlar, Fitne çıkarmak ve onu (arzularına göre) yorumlamak için ondaki [müteşabih] ayetlerin peşine düşerler. (Oysa) onun (asıl) yorumunu Allah’tan başkası bilemez. İlimde derinlik sahibi olanlar ise “Ona inandık; hepsi Rabbimizin katındandır.” derler. Öz akıl sahiplerinden başkası (gerçeği) hatırlamaz. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O mabûd-i kadimdir ki, senin üzerine Kur'an'ı indirdi. Ondan bir kısmı muhkem âyetlerdir ki, onlar o kitabın aslıdır. Diğer bir kısmı da müteşâbih âyetlerdir. Artık kalblerinde eğrilik bulunan kimseler fitne aramak ve onu te'vil arzusunda bulunmak için o kitaptan müteşâbih olanına ittiba ederler. Halbuki, onun te'vilini Allah Teâlâ'dan başkası bilemez. İlimde rüsuh sahibi olanlar ise «Biz ona imân ettik, hepsi de Rabbimizin cânibindendir,» derler. (Bunları) Tam akıllı zâtlardan başkası tezekküredemez. |
Süleyman Ateş Meali | Kitabı sana O indirdi. Onun bazı ayetleri muhkemdir (ki) onlar Kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabih(birbirine benzeyen, sonucu tam bilinmeyen)dir. Kalblerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak, uyardığı sonuca uğra(yıp belalarını bul)mak için onun müteşabih ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onun te'vili(uyardığı sonucun ne zaman gerçekleşeceği)ni Allah'tan başka kimse bilmez. İlimde ileri gidenler: "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. Sağduyu sahiplerinden başkası düşünüp öğüt almaz. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bu Kitab’ı sana indiren O’dur. Âyetlerinin bir kısmı muhkemdir; onlar kitab’ın ana ayetleridir. Diğerleri müteşâbih (benzeşik) olanlardır. Kalplerinde eğrilik olanlar, istedikleri te’vîli (bağlantıyı) kurup istedikleri fitneyi çıkarmak için Kitap’tan, kendi eğrilikleriyle benzeşen şeye uyarlar. Oysa onun tevilini (ayetleri birbiri ile ilişkilendirmeyi) sadece Allah bilir. Bu ilimde sağlam duruş gösterenler de şöyle derler: “Biz, bu ilme inandık, hepsi (muhkem, müteşâbih ve tevil) Sahibimiz katındandır.” Bu zikre (doğru bilgiye) sadece sağlam duruşlu olanlar ulaşabilirler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez. |
Âl-i İmrân Suresi 7. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 7 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 4 |
Kur'an Sayfası | 110 |
Toplam Harf Sayısı | 241 |
Toplam Kelime Sayısı | 46 |
Âl-i İmrân Suresi, Kur'an'ın üçüncü suresi olup, Mekke döneminde inmiştir. Bu surede, Müslümanların inançları, ahlaki değerleri ve toplumun refahı üzerinde durulmakta, özellikle Hristiyanlık ve Yahudilik ile ilgili konular ele alınmaktadır. Ayet 7, Kur'an'ın ayetleri arasında farklı anlam katmanlarını vurgulamakta, bazı ayetlerin kesin ve açık olduğu, diğerlerinin ise benzerlik gösterdiği ifade edilmektedir. Bu ayet, inanç konusunda derinleşmenin önemini vurgulamakta ve müteşabih ayetlerin yanlış yorumlanmasından kaynaklanabilecek fitneler hakkında uyarılarda bulunmaktadır. Bu bağlamda, müminler için ayetlerin doğru ve derin bir anlayışla ele alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayet, ilim ve akıl sahibi olanların bu farklılıkları anlayabilecek yetkinliğe sahip olduğunu belirtmektedir. Aynı zamanda, kalplerinde eğrilik taşıyanların bu ayetleri kendi çıkarları doğrultusunda yorumlaması ve fitne çıkarması da eleştirilmektedir. Bu sure, genel olarak inanç ve ibadet konusunda bir rehber niteliği taşırken, Müslümanların daima doğru bilgiye ulaşma çabasında olmaları gerektiğini ifade etmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 7. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مُحْكَمَاتٌ | Açık anlamlı, kesin |
مُتَشَابِهَاتٌ | Benzer anlamlı, belirsiz |
تَأْوِيلٌ | Yorum, tevil |
فِتْنَةٌ | İç karışıklık, fitne |
قُلُوبٌ | Kalpler |
Ayetin içindeki kelimeler, metnin anlamını güçlendirmek için önemli bir yapı sunmaktadır. Özellikle müteşabih ve muhkem kavramları, Kur'an'ın nasıl anlaşılması gerektiği konusunda anahtar bir rol oynamaktadır. Ayrıca, kelimelerdeki med ve idgam gibi tecvid kuralları, okunuş sırasında anlamı derinleştirmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 7. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مُحْكَمَاتٌ | Açık anlamlı | 6 |
مُتَشَابِهَاتٌ | Benzer anlamlı | 7 |
تَأْوِيلٌ | Yorum | 12 |
Bu kelimelerin Kur'an'da sıkça geçmesi, dinin temel anlayışına dair derin bir görüş sunmakta ve Müslümanların inançlarıyla ilgili tartışmalarda sıkça başvurulan kavramlar haline gelmiştir. Özellikle 'muhkem' ve 'müteşabih' terimleri, Kur'an'ın açıklığının ve derinliğinin anlaşılması için kritik öneme sahiptir. Bu kelimelerin tekrarı, inananların metni doğru bir şekilde yorumlamaları için gereken dikkati vurgulamaktadır.
تَأْوِيلٌ
12
مُتَشَابِهَاتٌ
7
مُحْكَمَاتٌ
6
Âl-i İmrân Suresi 7. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | muhkem ayetler | Geleneksel |
Diyanet İşleri | muhkem âyetler | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | muhkem ayetler | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | muhkem ayetler | Açıklayıcı |
Süleyman Ateş | muhkem ayetler | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | muhkem ayetler | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | muhkem âyetler | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | muhkem ayetler | Açıklayıcı |
Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi, farklı meallerde 'muhkem ayetler' ifadesi sıkça kullanılmakta ve bu ifade çoğu mealde benzer bir anlam ile yer almaktadır. Bu durum, kelimenin Kur'an'daki önemi ve anlamı açısından ortak bir anlayışı yansıtmaktadır. Ancak bazı meallerde kullanılan dilsel tonlar, metnin algılanışını etkileyebilecek farklılıklar göstermektedir. Geleneksel ve modern tonlar arasında, kelime seçiminin yanı sıra anlatım biçimi de önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, açıklayıcı üslup, okuyucuya anlamı derinlemesine anlatma amacını taşırken, geleneksel ton daha çok kelimelerin kökenine ve tarihine vurgu yapmaktadır. Bu farklılıklar, okuyucunun metni nasıl anlamlandırdığına büyük katkı sağlamaktadır.