اٰلِ عِمْرٰنَ
Âl-i İmrân Sûresi 8. Ayet
رَبَّنَا
لَا
تُزِغْ
قُلُوبَنَا
بَعْدَ
اِذْ
هَدَيْتَنَا
وَهَبْ
لَنَا
مِنْ
لَدُنْكَ
رَحْمَةًۚ
اِنَّكَ
اَنْتَ
الْوَهَّابُ
٨
Rabbenâ lâ tuziġ kulûbenâ ba’de iż hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahme(ten)(c) inneke ente-lvehhâb(u)
(Onlar şöyle yakarırlar): "Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin."
Âl-i İmrân Sûresi'nin tamamını oku
Âl-i İmrân Suresi 8. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Rabbimiz, bizi doğru yola sevk ettikten sonra kalplerimizi saptırma ve kendi katından bize rahmet bağışla, şüphe yok ki sen, fazlasıyla bağışlayansın. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | (Onlar şöyle yakarırlar): “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin. |
Mehmet Okuyan Meali | (Şöyle dua ederler:) “Rabbimiz! Bizi doğru yola ulaştırdıktan sonra kalplerimizi eğriltme! Bize katından merhamet ver! Şüphesiz ki bolca veren yalnızca sensin. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ey Rabbimiz! Bizlere hidâyet buyurduktan sonra kalplerimizi (haktan) saptırma ve kendi cânib-i izzetinden bizlere bir rahmet bağışla. Şüphe yok ki vehhâb olan ancak Sen'sin. |
Süleyman Ateş Meali | (Onlar derler ki): "Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi eğriltme, bize katından bir rahmet ver, kuşkusuz sen çok bağış yapansın." |
Süleymaniye Vakfı Meali | (Onlar şöyle derler:) Sahibimiz! Bizi yoluna kabul ettikten sonra, kalplerimizin eğrilmesine izin verme. Bize katından iyilikte bulun! Hep bağış yapan Sen'sin. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Ey Rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla! Sen, yalnız sen Vahhâb'sın, bol bol bağışta bulunansın. |
Âl-i İmrân Suresi 8. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 8 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 114 |
Toplam Harf Sayısı | 98 |
Toplam Kelime Sayısı | 22 |
Âl-i İmrân Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olup, adını Hz. İmran ve onun ailesinden bahsetmesi nedeniyle almıştır. Bu sure, Müslüman topluluğun inançlarını pekiştirmek, onları güçlendirmek ve onlara çeşitli ahlaki ve dini ilkeleri öğretmek amacıyla inmiştir. Ayet 8, bu bağlamda, Allah’a yapılan bir dua olarak görülmektedir; burada müminler, doğru yola iletildikten sonra kalplerin sapmasını istememekte ve Allah'tan rahmet talep etmektedirler. Bu ayet, insanın zayıf olduğu ve doğru yolda kalmak için sürekli ilahi yardıma muhtaç olduğunu ifade eder. Manevi bir isteği dile getiren bu dua, bir yandan Allah’ın merhametini vurgularken, diğer yandan insanların iradesinin sınırlı olduğunu da belirtir. Bu sure, özellikle Hristiyanlık ve Yahudilik ile ilgili konulara da değinmekte, bu dinlerin mensupları ile diyalog kurma ve onların inançlarını anlama çabası içinde bulunmaktadır. Ayetin surenin genel bağlamı içinde, iman edenlerin Allah’a duyduğu derin bağlılık ve ilahi yardım arayışının önemli bir yeri vardır.
Âl-i İmrân Suresi 8. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
رَبَّنَا | Rabbimiz |
هَدَيْتَ | Hidayet verdin |
رَحْمَةً | Rahmet |
تَصْرِفْ | Saptırma |
إِنَّكَ | Şüphesiz ki |
Ayet içinde, idgam ve med gibi tecvid kuralları göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, 'رَبَّنَا' kelimesinde 'رَبَّ' ile 'نَا' arasında idgam bulunmaktadır. Ayrıca, 'هَدَيْتَ' kelimesindeki 'دَ' harfi, med harfi ile birleştiğinde uzatma gerektirir.
Âl-i İmrân Suresi 8. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
رَبَّنَا | Rabbimiz | 13 |
هَدَيْتَ | Hidayet verdin | 5 |
رَحْمَةً | Rahmet | 12 |
Bu ayette geçen kelimeler, Kur'an'da çeşitli yerlerde tekrar eden temalarla ilişkilidir. 'رَبَّنَا' kelimesi, Allah'a yönelme ve dua etme anlamına geldiği için sık kullanılmaktadır. 'هَدَيْتَ' ise, hidayet ve doğru yola yönlendirme anlamında önemli bir yer tutar. 'رَحْمَةً' kelimesinin sık geçmesi, Allah’ın merhametinin vurgulanması açısından önemlidir. Bu kelimeler, inananların Allah'a olan bağlılıklarını ve ihtiyaçlarını ifade eden ortak kavramlardır.
رَبَّنَا
13
رَحْمَةً
12
هَدَيْتَ
5
Âl-i İmrân Suresi 8. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Rabbimiz, bizi doğru yola sevk ettikten sonra kalplerimizi saptırma | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma. | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | Bizi doğru yola ulaştırdıktan sonra kalplerimizi eğriltme. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Bizlere hidâyet buyurduktan sonra kalplerimizi (haktan) saptırma. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi eğriltme. | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Bizi yoluna kabul ettikten sonra, kalplerimizin eğrilmesine izin verme. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme. | Modern |
Bu ayetin farklı meallerinde 'kalplerimizi saptırma' ve 'kalplerimizi eğriltme' ifadeleri sıkça kullanılmaktadır. Bu ifadeler, ortalama olarak benzer bir anlam taşımasına rağmen, kelime seçimleri açısından farklılık gösterir. 'Saptırma' kelimesi, daha çok bir şeyin doğru yoldan sapması anlamında kullanılırken, 'eğrilme' kelimesi daha genel bir bağlamda kullanılmaktadır. Bunun dışındaki ifadeler ise, Allah'a dua etme ve O'ndan merhamet isteme gibi ortak temalar içerir. Bu durum, mealler arasında ortak paydaların bulunduğunu gösterirken, kelime ve anlatım farklılıkları da anlamın daha zenginleşmesine katkı sağlamaktadır.
Âl-i İmrân Sûresi 8. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Âl-i İmrân Sûresi 8. ayet, Allah'a olan inancı güçlendirmek ve iman edenlerin kalplerine sabır ve sebat vermesi yönündeki dualarını ifade etmektedir.
- Bakara Suresi 286. Ayet: Bu ayet, Allah'ın kullarına yüklediği görevlerin bilincinde olmayı ve sabretmeyi vurgulamaktadır, bu nedenle Âl-i İmrân 8. ayetle bağlantılıdır.
- Âl-i İmrân Sûresi 17. Ayet: Bu ayet, sabredenler, güvenip dayanıklılık gösterenler ve onların muxtəlif ödüller alacağına dair bir müjdedir. İki ayet arasında sabır ve inanç temasıyla doğrudan bir bağlılık vardır.
- Âl-i İmrân Sûresi 9. Ayet: Bu ayet, Allah'a yönelmenin ve kalplerin huzur bulmasının önemini belirtir, Âl-i İmrân 8. ayetin inanç ve dua konusunun derinliğini artırmaktadır.
Âl-i İmrân Sûresi 8. ayet, insanların Allah'a olan inançlarını güçlendirmek için sabır ve sebat etmeleri gerektiği vurgusunu yapar. İlişkili ayetler de aynı temaları işler; bu bağlamda dinin anlayışı, sabrın önemi ve Allah'a dua etmenin gerekliliği üzerinde yoğunlaşır. Birlikte düşünülünce, bu ayetler, inanç ve dua uygulamalarının hayatı nasıl yönlendirdiğine dair güçlü bir perspektif sunar.
Okumak istediğin ayeti seç