Abdulbaki Gölpınarlı (1900 – 1982), Türk edebiyat tarihçisi, akademisyen, mutasavvıf ve çevirmen olarak tanınan önemli bir isimdir. Hem klasik Türk edebiyatı hem de İslam düşüncesi üzerine yaptığı çalışmalarla öne çıkmış, özellikle Mevlânâ ve tasavvuf edebiyatı konusunda derin araştırmalarıyla bilinmiştir. Gölpınarlı, yalnızca akademik çalışmalarıyla değil, aynı zamanda Kur’an meali hazırlamış bir ilim insanı olarak da hafızalarda yer etmiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı, 12 Ocak 1900’de İstanbul’da dünyaya geldi. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra yükseköğrenime yöneldi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nde eğitim aldı. Burada klasik Türk edebiyatı, Arapça ve Farsça üzerinde yoğunlaştı. Eğitim yıllarında Divan edebiyatı ve tasavvuf şiiri üzerine derinleşti ve bu alanlarda önemli akademik çalışmalar yapmaya başladı.
Gölpınarlı, edebiyat tarihi alanındaki birikimini Arapça ve Farsça bilgisiyle birleştirerek klasik kaynaklara doğrudan ulaşabildi. Bu özelliği, hem akademik kariyerinde hem de Kur’an meali çalışmalarında ona geniş bir perspektif kazandırdı.
Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde görev yaptı. Türk tasavvuf tarihi, Divan edebiyatı, Mevlevilik, Bektaşilik ve Alevilik konularında dersler verdi. Edebiyat ve dini düşünceyi bir arada işleyen eserleriyle öğrenciler ve araştırmacılar için önemli bir rehber oldu.
Gölpınarlı, yalnızca akademik çevreyle sınırlı kalmadı; halka da hitap eden eserler kaleme aldı. Mevlânâ’nın Mesnevi’sini modern Türkçeye kazandırarak geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. Ayrıca Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan Abdal gibi tasavvuf edebiyatının öncü isimleri hakkında yaptığı çalışmalar, halkın bu şahsiyetleri tanımasını kolaylaştırdı.
Abdulbaki Gölpınarlı, dinî ilimler ve edebiyat alanındaki birikimini Kur’an meali hazırlayarak da ortaya koydu. Onun meali, dil ve üslup bakımından sade ve anlaşılır bir tarza sahiptir. Türkçeye hâkimiyeti, Arapça ve Farsça bilgisinin desteğiyle birleşerek ayetlerin anlamını okuyucuya doğal bir şekilde aktarabilmesini sağlamıştır.
Gölpınarlı’nın meali, özellikle Kur’an’ın mesajını edebiyatın estetik gücüyle harmanlaması bakımından dikkat çekmektedir. Kur’an’ı yalnızca dini bir metin olarak değil, aynı zamanda insanlık için evrensel bir öğreti kaynağı olarak sunmaya çalışmıştır.
Bu eserler, hem akademik çevrelerde hem de halk arasında yoğun ilgi görmüştür.
Gölpınarlı, dini konulara yaklaşımında tasavvufi perspektifi ön plana çıkardı. Ona göre Kur’an, yalnızca bir ritüel kitabı değil, insan ruhuna hitap eden bir rehberdir. Çalışmalarında sık sık Kur’an’ın ahlaki yönüne, sevgi ve merhamet mesajına dikkat çekti. Bu yönüyle hem akademisyenler hem de geniş halk kitleleri üzerinde etkili oldu.
Abdulbaki Gölpınarlı, 25 Ağustos 1982’de İstanbul’da vefat etti. Ardında çok sayıda eser, makale ve çeviri bıraktı. Hem edebiyat hem de din alanındaki çalışmalarıyla günümüzde hâlâ ilgiyle anılmakta, Kur’an meali ise pek çok okuyucu tarafından tercih edilmektedir.
Abdulbaki Gölpınarlı’nın vefatından sonra onun adına açılmış resmî bir web sitesi veya sosyal medya hesabı bulunmamaktadır. Ancak eserleri ve Kur’an meali çeşitli yayınevleri tarafından basılmaya devam etmektedir. Akademik çalışmaları ise üniversitelerin kütüphanelerinde ve araştırma merkezlerinde araştırmacıların ilgisine sunulmaktadır.