Hûd Sûresi 116. Ayet
فَلَوْلَا
كَانَ
مِنَ
الْقُرُونِ
مِنْ
قَبْلِكُمْ
اُو۬لُوا
بَقِيَّةٍ
يَنْهَوْنَ
عَنِ
الْفَسَادِ
فِي
الْاَرْضِ
اِلَّا
قَل۪يلاً
مِمَّنْ
اَنْجَيْنَا
مِنْهُمْۚ
وَاتَّبَعَ
الَّذ۪ينَ
ظَلَمُوا
مَٓا
اُتْرِفُوا
ف۪يهِ
وَكَانُوا
مُجْرِم۪ينَ
١١٦
Felevlâ kâne mine-lkurûni min kablikum ulû bakiyyetin yenhevne ‘ani-lfesâdi fî-l-ardi illâ kalîlen mimmen enceynâ minhum(k) vettebe’a-lleżîne zalemû mâ utrifû fîhi vekânû mucrimîn(e)
Hûd Suresi 116. Ayet Meâlleri

Hûd Suresi 116. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Hûd |
Sure Numarası | 11 |
Ayet Numarası | 116 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 12 |
Kur'an Sayfası | 235 |
Toplam Harf Sayısı | 156 |
Toplam Kelime Sayısı | 32 |
Hûd Suresi 116. Ayet, Mekke döneminde inmiş olup, genel olarak toplumların ahlaki çöküşü, bozgunculuk ve bu durumun önlenmesi üzerine bir mesaj taşır. Bu ayette, geçmişteki nesillerin yeryüzündeki bozgunculuktan alıkoyma sorumluluğuna vurgu yapılmaktadır. İnsanoğlunun, akıllı ve bilinçli bireylerin toplumdaki olumsuzlukları önleme görevine sahip olduğu hatırlatılmakta; ancak geçmişte bu görevi yerine getirenlerin sayısının az olduğu belirtilmektedir. Ayetin bağlamı, toplumsal değerlerin, ahlaki duyarlılığın ve bireylerin sorumluluklarının önemini vurgularken, zulmedenlerin refah içinde kaybolduğunu ifade eder. Hûd Suresi ise genel itibariyle, çeşitli kavimlerin helakı ve onlardan alınması gereken ibretler üzerinde yoğunlaşmakta, bu bağlamda ayet, geçmişteki uyanış ve uyarılara dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, bozgunculuğun durdurulması için bireylerin birbirlerini uyarması ve toplumsal bir dayanışma içinde olması gerektiği mesajı çıkarılabilir. Ayet, ahlaki değerlerin korunmasının ve toplumsal sorumluluk bilincinin önemine dair güçlü bir hatırlatmadır.
Hûd Suresi 116. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
فَاسِدَةٍ | bozgunculuk |
مَنْجِي | kurtarılan |
ظَالِمِينَ | zulmedenler |
رَفَاه | refah |
اَلْحَكِيمُونَ | akıllı |
Ayette, bazı önemli kelimeler bulunmaktadır. "فَاسِدَةٍ" kelimesi bozgunculuğu ifade ederken, "مَنْجِي" kurtuluş anlamındadır. "ظَالِمِينَ" zulmedenleri ve "رَفَاه" refahı belirtmektedir. Ayetteki tecvid kuralları arasında, bazı yerlerde idgam ve med durumu gibi kuralların uygulanması dikkat çekmektedir.
Hûd Suresi 116. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
فَاسِدَةٍ | bozgunculuk | 5 |
مَنْجِي | kurtarılan | 3 |
ظَالِمِينَ | zulmedenler | 10 |
Ayet içinde geçen kelimelerin Kur'an'daki toplam geçiş sayıları, kelimelerin önemini ve sık kullanımlarını göstermektedir. 'فَاسِدَةٍ' kelimesi, bozgunculuğun yaygın bir problem olduğunu vurgulamak için sıkça kullanılmaktadır. 'مَنْجِي' kelimesi, kurtuluşun önemini ifade etmekte ve bu nedenle az sayıda geçmektedir. 'ظَالِمِينَ' kelimesi ise zulüm eden toplumların kritik bir yere sahip olduğunu ve bu konuda uyarıların sürekli yapılması gerektiğini belirtmektedir.
ظَالِمِينَ
10
فَاسِدَةٍ
5
مَنْجِي
3
Hûd Suresi 116. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışan | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | fesattan nehyeder | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | bozgunculuktan alıkoyacak değerli kişiler | Geleneksel |
Ömer Nasuhi Bilmen | fesattan nehyeder bir kısım fazilet sahipleri | Geleneksel |
Süleyman Ateş | bozgunculuk yapmaktan men'etmeleri gerekmez miydi | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | bozulmaya karşı çıksalardı | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | bozgunculuktan alıkoymalı değiller miydi | Açıklayıcı |
Tabloda görülen ifadeler, ayetin farklı meallerde nasıl yorumlandığını göstermektedir. Ortak olarak 'bozgunculuktan alıkoymak' ifadesi, meallerde sıkça yer almakta olup, bu durumun önemine vurgu yapmaktadır. Bu ifade, toplumsal sorumluluk ve bireylerin uyanıklığı açısından kritik bir yer taşımaktadır. Diğer yandan, bazı meallerde kullanılan 'fesattan nehyeder' gibi ifadeler, daha geleneksel bir dil kullanırken; 'bozgunculuktan alıkoymalı değiller miydi?' gibi modern ifadeler, çağdaş bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Bu farklılıklar, meallerin okuyucular üzerindeki etkisini değiştirirken, ayetin özünün aynı kaldığını göstermektedir. Anlamda ciddi farklılıklar olmasa da, kullanılan diller ve tonlar, farklı kitlelere hitap etme çabası olarak değerlendirilebilir.
Hûd Sûresi 116. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Hûd Sûresi 116. ayet, bir toplumun içindeki salihlerin ve dürüst kişilerin azınlıkta olabileceği durumları ifade eder. Burada Allah’ın azap yoluyla bir topluluğu yok etmesinin sebebi, onların içindeki bu iyi insanların sayısının azlığıdır.
- Bakara Suresi 251. Ayet: Bu ayette de, Allah'ın bir topluluğu desteklemesi ve onlara yardım etmesi için içlerindeki inananların sayısının önemi vurgulanır. Salihlerin çoğunlukta olması, topluluğun kurtuluşunda etkili olabilir.
- Enfâl Sûresi 53. Ayet: Bu ayette, Allah'ın azap edeceği bir topluluk için içlerindeki inananların sayı ve durumu dikkate alındığını belirtir. Salihlerin azınlıkta olması, Allah'ın bir toplumu azapla cezalandırmasının bir sebebi olarak gösterilir.
- Mü´minûn Suresi 30. Ayet: Bu ayet, Allah'ın bir kavme göndermiş olduğu peygamberlerin mesajına inananların önemi üzerine durur. Salihlerin yer aldığı bir topluluk, genellikle daha iyi bir kaderi hakkeder.
Hûd Sûresi 116. ayeti ile birlikte değerlendirilen diğer ayetler, bir toplumda salih olanların varlığı ve sayısının, o toplumun kaderinde önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Salihlerin azınlıkta olmaları, o toplumun Allah tarafından azaba uğraması için bir sebep olabileceği gibi, salihlerin çoğunlukta olduğu toplulukların ise Allah'ın rahmetine erişme ihtimalinin daha yüksek olduğu vurgusunu yapar.
Okumak istediğin ayeti seç