Tevbe Suresi 8. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Nitekim onlar size üstolsaydı hakkınızda ne bir yakınlık gösterirlerdi, ne bir ahde riayet ederlerdi. Onlar, sizi ancak ağızlarıyla hoşnut ederler, yüreklerindeyse düşmanlık ve gadir var ve onların çoğu, buyruktan çıkmış kişilerdir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Onların bir ahdi nasıl olabilir ki! Eğer onlar size üstün gelselerdi, sizin hakkınızda ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirlerdi. Ağızlarıyla sizi hoşnut etmeye çalışıyorlar, oysa kalpleri buna karşı çıkıyor. Onların pek çoğu fasık kimselerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlarla nasıl sözleşme olabilir ki, sizin aleyhinize ellerine bir fırsat geçse, hakkınızda ne bir antlaşma gözetirler, ne de bir yemin. Dil ucuyla sizi hoşnud etmeye çalışırlar, fakat kalbleri o kadarına da razı olmaz. Zaten onların çoğu fasıktırlar. |
Mehmet Okuyan Meali | Nasıl (onların bir sözü) olabilir ki! Onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda söz de antlaşma da gözetmezlerdi. Onlar ağızlarıyla sizi razı ediyorlar; (oysa) kalpleri yüz çeviriyor. Onların çoğu yoldan çıkmışlardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Nasıl olabilir! Ve eğer size bir galip gelecek olsalar sizin hakkınızda ne bir yemine ve ne de bir ahde riayette bulunmazlar. Onlar sizi ağızlarıyla hoşnut ederler. Kalpleri ise çekinir ve onların çoğu fâsık kimselerdir. |
Süleyman Ateş Meali | Evet (Allah ve Elçisi yanında onların) nasıl (ahdi olabilir)? Eğer onlar size galib gelselerdi, sizin hakkınızda ne and ne de andlaşma gözetmezlerdi. Ağızlarıyla sizi razı ederler, fakat kalbleri (sizi) istemez. Çokları da yoldan çıkmışlardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Böyle bir söz nasıl olabilir ki? Bunlar sizi alt etseler ne bir antlaşma akıllarına gelir ne de size karşı sorumlulukları. Onlar ağızlarıyla sizi memnun ediyorlar ama kalpleri bunu istemiyor. Onların çoğu, yoldan çıkmış fasıklardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Onların ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer üzerinizde egemenlik kurarlarsa, sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar ne de bir yemine. Ağızlarıyla size hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri inat eder durur. Ve onların çoğu gerçeğe uzak düşmüş sapıklardır. |
Tevbe Suresi 8. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Tevbe |
Sure Numarası | 9 |
Ayet Numarası | 8 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 11 |
Kur'an Sayfası | 217 |
Toplam Harf Sayısı | 134 |
Toplam Kelime Sayısı | 24 |
Tevbe Suresi, genellikle savaş ve barış, münafıklık, düşmanlık ve ahitlerin yerine getirilmesi gibi temaları içerir. Bu sure, Medine döneminde inmiş olup, Müslümanların kendi aralarındaki ilişkileri, ayrıca dış düşmanlarla olan mücadelelerini ele alır. Ayet 8, münafıkların niyetlerini ve davranışlarını sorgulayan bir ifade içerir. Ayette, münafıkların, Müslümanlara karşı samimi bir bağları olamayacağı, eğer güç elde ederlerse antlaşma veya akrabalık gibi bağları göz önünde bulundurmayacakları vurgulanır. Ayette, münafıkların yüzeysel ifadeleri ile kalplerindeki gerçek duygular arasındaki çelişki açık bir şekilde ortaya konur. Bu bağlamda, ayet müslümanlara dikkatli olmaları gerektiği konusunda bir uyarıdır. Münafıkların davranışları, ahlaki açıdan sorgulanırken, bu tür kişilerin şahit olabilecekleri durumlarda bile, gerçek niyetlerini gizli tutma eğiliminde oldukları belirtilir. Bu ayet, Müslümanların toplumsal ilişkilerinde dikkatli olmaları gerektiğini, samimiyetin önemini ve dış görünüş ile içten gelen duygular arasındaki farkı vurgular.
Tevbe Suresi 8. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
أَحْد | ahd, antlaşma |
سَطَاعَ | üstün gelmek, galip gelmek |
فَاسِقُونَ | fasık, yoldan çıkmış |
قُلُوب | kalpler |
لِسَان | dil |
Ayet içerisinde dikkat çeken tecvid kurallarından biri 'idgam' kuralıdır. Bazı kelimeler arasında bağlantı kurarken, 'mim' harfi ile başlayan kelimelerde med kuralı uygulanmaktadır.
Tevbe Suresi 8. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
أَحْد | ahd | 10 |
فَاسِقُونَ | fasık | 11 |
قُلُوب | kalp | 18 |
Ayet içerisinde geçen kelimeler Kur'an'da farklı bağlamlarda sıkça kullanılmaktadır. 'Ahd' kelimesi, özellikle Müslümanların sözleşmelerine ve ahitlerine olan bağlılıklarını ifade etmek için önemlidir. 'Fasık' kelimesi, ahlaki olarak yoldan çıkmış kişileri tanımlamakta kullanılır ve bu tür kişilerin toplum içindeki olumsuz etkilerine dikkat çekmektedir. 'Kalp' kelimesi ise, hem maddi anlamda hem de metaforik olarak duyguları ve niyetleri ifade etmek için sıkça geçmektedir.
قُلُوب
18
فَاسِقُونَ
11
أَحْد
10
Tevbe Suresi 8. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ne bir yakınlık gösterirlerdi, ne bir ahde riayet ederlerdi | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | ne akrabalık, ne de antlaşma gözetirlerdi | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | hiç bir antlaşma gözetirler | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | söz de antlaşma da gözetmezlerdi | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | ne bir yemine ve ne de bir ahde riayette bulunmazlar | Geleneksel |
Süleyman Ateş | ne and ne de andlaşma gözetmezlerdi | Modern |
Süleymaniye Vakfı | ne bir antlaşma akıllarına gelir | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar | Modern |
Tabloda görülen ifadeler, ayetin muhtevasını ele alırken ortak birkaç tema etrafında şekillenmiştir. 'Ahd' veya 'antlaşma' kelimeleri çoğu mealde benzer bağlamlarda kullanılmış, bu da münafıkların güvenilmezlikleri konusunu vurgulamaktadır. Bu ortaklık, dil açısından önemli bir tutarlılık sunmakta ve okuyucuya benzer bir mesaj iletmektedir. Ancak, 'yakınlık' veya 'akrabalık' gibi ifadeler bazı meallerde farklılık göstermektedir. Bu durum, meal yazarlarının yaklaşımına göre değişiklik gösterirken, anlamda ciddi farklılık yaratmamaktadır. İfadelerin seçimindeki farklılıklar, yazarların tercih ettikleri dilsel ton ve açıklama düzeyine göre şekillenmektedir.