Duhan Suresi 48. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Sonra da dökün kaynar suyu azab olarak tepesine. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Sonra onun başının üstüne kaynar su azabından dökün." |
Mehmet Okuyan Meali | Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün!” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra başının üstüne o pek kaynar su azabından dökün. |
Süleyman Ateş Meali | Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün! |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sonra da başından aşağı kaynar su dökme cezasına çarptırın. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Sonra başının üstüne, kaynar su azabından dökün!" |
Duhan Suresi 48. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Duhan |
Sure Numarası | 44 |
Ayet Numarası | 48 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 24 |
Kur'an Sayfası | 563 |
Toplam Harf Sayısı | 56 |
Toplam Kelime Sayısı | 12 |
Duhan Suresi, genel olarak Mekke döneminde inmiştir ve bu surede Allah'ın birliğine, kıyamet gününe ve inkârcıların alacağı cezaya dikkat çekilmektedir. İman edenlerin mükâfatlandırılacağı, inkâr edenlerin ise azapla karşılaşacağı teması, sure boyunca işlenmektedir. Ayet 48, özellikle inkârcılara yönelik bir azap tasviridir. Bu tasvirde, inkârcının başına kaynar su dökme cezası ile bir zulüm ve azap ifadesi yer alır. Ayet, suyun kaynar olmasıyla birlikte, azabın büyüklüğünü ve şiddetini de simgeler. Bu bağlamda, surede inkârcıların durumları ve akıbetleri, inananlara bir uyarı niteliğindedir. Duhan Suresi boyunca, geçmiş kavimlerin başına gelen felaketler de hatırlatılarak, inkârın sonuçları üzerinde durulmaktadır.
Duhan Suresi 48. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
تَكْمَلَ | tamamlamak |
مَاءِ | su |
عَذَابًا | azap |
فَوْقَ | üstünde |
رَأْسِهِ | baş |
Ayet, Arapça'da tecvid kuralları açısından dikkat çeken unsurlar taşır. 'عَذَابًا' kelimesinde idgam (bir sesin diğerine katılması) uygulanırken, 'مَاءِ' kelimesinde med (uzatma) kuralı dikkat çekmektedir.
Duhan Suresi 48. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَذَابًا | azap | 39 |
مَاءِ | su | 18 |
فَوْقَ | üstünde | 12 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça geçen terimlerdir. 'عَذَابًا' kelimesi, genel olarak cezalandırma ve azap bağlamında kullanılırken, 'مَاءِ' kelimesi su anlamında, cennetteki su ve hellak edici su tasvirlerinde karşımıza çıkar. 'فَوْقَ' ise, birçok ayette yer alan bir terim olup, bir şeyin üzerinde olma durumu ile ilgili olarak kullanılır. Bu ifadelerin sık kullanımı, azap ve su temalarının Kur'an'daki merkezi konumunu gösterir.
عَذَابًا
39
مَاءِ
18
فَوْقَ
12
Duhan Suresi 48. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | dökün kaynar suyu azab olarak tepesine. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | başının üstüne kaynar su azabından dökün. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | başının üstüne kaynar su azabından dökün. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | başının üzerine kaynar su azabından dökün! | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | başının üstüne o pek kaynar su azabından dökün. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | başının üstüne kaynar su azabından dökün! | Modern |
Süleymaniye Vakfı | başından aşağı kaynar su dökme cezasına çarptırın. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | başının üstüne, kaynar su azabından dökün! | Modern |
Ayetin meallerinde dikkat çeken ortak ifadeler 'kaynar su azabı' ve 'başının üstüne' gibi ifadeler, birçok mealde benzer şekilde kullanılmıştır. Bu ortak ifadelerin tercih edilmesinin sebebi, ayetin anlamını tam olarak ifade edebilmesidir. Farklı meallerde ise, kullanılan tonlar arasında belirgin bir ayrım mevcuttur. Geleneksel mealler, genellikle daha resmi ve edebi bir dil kullanırken, modern mealler daha sade ve akıcı bir dille ifade edilmiştir. Örneğin, 'dökün' ifadesi bazı meallerde 'dökme' şeklinde kullanılmakta, bu da anlamda bir farklılık oluşturmaktadır. Ancak genel olarak, ayetin ana teması ve vurgusu çoğu mealde benzer bir şekilde korunmuştur.