Enfâl Suresi 32. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Hani Allah'ım demişlerdi, bu, senin katındansa ve gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut da bize elemli bir azap ver. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Hani onlar, “Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir” demişlerdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir vakit de, "Ey Allah, eğer bu Senin katından gelmiş bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver" demişlerdi. |
Mehmet Okuyan Meali | Hani (o kâfirler) bir zaman da şöyle demişlerdi: “Ey Allah’ım! Bu (Kur’an) senin katından ise üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem verici bir azap getir!” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve bir vakit dediler ki: «Ey Allah! Eğer senin tarafından hak olan bu ise hemen üzerimize gökten taşlar yağdır ve bize pek elemli bir azap getir.» |
Süleyman Ateş Meali | Ve: "Allah'ım, eğer bu, senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azab getir!" demişlerdi. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bir zamanlar da şöyle demişlerdi: “Ey Allah! Eğer bu senin katından bir gerçek ise durma; gökten üstümüze taş yağdır, ya da bizi acıklı bir azaba çarptır.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Şunu da söylemişlerdi: "Allahımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et." |
Enfâl Suresi 32. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Enfâl |
Sure Numarası | 8 |
Ayet Numarası | 32 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 476 |
Toplam Harf Sayısı | 116 |
Toplam Kelime Sayısı | 24 |
Enfâl Suresi, Mekke döneminde inen ve Müslümanların savaş ve barış konularındaki tutumlarını ele alan bir suredir. Bu sure, özellikle Bedir Savaşı sonrasında inmiştir ve Müslümanların zaferi, düşmanlarının yenilgisi ve İslam toplumunun gelişimi üzerine vurgu yapmaktadır. Enfâl, 'ganimetler' anlamına gelmekte olup, savaş sonrası elde edilen malları ifade eder. Ayet 32, bir grup inkârcının, Peygamber Efendimizin getirdiği vahiy ile alay ederek Allah'a yönelttikleri meydan okumayı tasvir eder. Bu ifade, onların, Kur'an'ın gerçekliğine dair şüphelerini ve ona karşı duydukları muhalefeti ortaya koyar. Aynı zamanda bu ayet, inkârcıların niyetlerini ve Allah'a karşı sergiledikleri cesareti gözler önüne sererken, inananlar için bir uyarı niteliği taşımaktadır. Genel olarak bu sure, İslam'ın getirdiği mesajın ciddiyetini ve inkârcıların bu mesaja karşı sergiledikleri tavrı ele alarak, Müslümanları da bu durum karşısında nasıl bir tutum takınmaları gerektiği konusunda bilgilendirmektedir.
Enfâl Suresi 32. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
الٰه | Tanrı |
حَقّ | Gerçek |
عَذَاب | Azap |
حَجَارَة | Taş |
مَسَاس | Dokunma |
Ayetteki önemli kelimeler arasında 'عَذَاب' (azap) ve 'حَقّ' (gerçek) bulunmakta olup, bunlar özellikle tecvid kurallarında 'idgam' ve 'med' gibi durumların göz önünde bulundurulması gereken kelimelerdir. Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan ve anlamı itibarıyla olayın ciddiyetini vurgulayan terimlerdir.
Enfâl Suresi 32. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
حَقّ | Gerçek | 44 |
عَذَاب | Azap | 89 |
حَجَارَة | Taş | 12 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça geçmektedir; özellikle 'حَقّ' (gerçek) kelimesi, Allah'ın mesajının doğruluğunu ifade etmek için kullanılır. 'عَذَاب' (azap) ise, inkar edenlerin karşılaşabileceği sonuçları tasvir eder. 'حَجَارَة' (taş) kelimesi ise, özellikle cezalandırma ifadesi olarak kullanıldığı için dikkat çeker. Bu kelimelerin sık kullanılması, inananlar için ahlaki ve manevi bir sorumluluğun yanında, inkar edenler için de bir uyarı niteliği taşır.
عَذَاب
89
حَقّ
44
حَجَارَة
12
Enfâl Suresi 32. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Eğer bu, senin katındansa | Geleneksel |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer bu Senin katından gelmiş bir hak kitap ise | Geleneksel |
Mehmet Okuyan Meali | Bu (Kur’an) senin katından ise | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Eğer senin tarafından hak olan bu ise | Geleneksel |
Süleyman Ateş Meali | Eğer bu, senin yanından gelmiş gerçekse | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı Meali | Eğer bu senin katından bir gerçek ise | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse | Modern |
İncelenen meallerde 'Eğer bu, senin katındansa' ve benzeri ifadeler sıkça kullanılmakta. Bu ifadeler, ayetin ana temasını vurgulamakta ve inkârcıların meydan okumasını tasvir etmektedir. Bazı meallerde, daha açıklayıcı ve açıklama niteliği taşıyan ifadeler göze çarparken, diğerlerinde daha geleneksel bir üslup tercih edilmiştir. Bu durum, meallerin hedef kitleleri ve amaçlarıyla ilgili olarak farklılık göstermektedir. Örneğin, modern mealler, okuyucunun anlayışını kolaylaştırmayı hedeflerken, geleneksel mealler ise metnin orijinal anlamını korumaya çalışmaktadır. Ayrıca, kullanılan kelimelerin anlamları bakımından benzerlik gösterse de, bazı ifadelerin dilsel tonu ve vurguları farklılık göstermektedir.