Furkan Suresi 46. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Sonra da onu yavaşyavaş, gizlice kendimize çekip aldık. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra da onu yavaş yavaş kendimize (başka yöne) çekmekteyiz. |
Mehmet Okuyan Meali | Ardından onu (gölgeyi) kolayca kendimize çekip (aldık). |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra onu (o gölgeyi) azar azar kendimize (dilediğimiz cihete) çekip almışızdır. |
Süleyman Ateş Meali | Sonra (güneş yükseldikçe) gölgeyi yavaş yavaş çekip aldık. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sonra gölgeyi yavaşça kendine (belirlediği yana) çeker (ve kısaltır). |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz! |
Furkan Suresi 46. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Furkan |
Sure Numarası | 25 |
Ayet Numarası | 46 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 18 |
Kur'an Sayfası | 507 |
Toplam Harf Sayısı | 43 |
Toplam Kelime Sayısı | 8 |
Furkan Suresi, genel olarak Allah'ın birliğini, peygamberlerin önemini ve ahiret hayatını vurgulayan temalar içermektedir. Mekki bir sure olan Furkan, inkarcılarla müminler arasındaki mücadeleyi ve Allah'ın vaadlerinin gerçekliğini anlatan ayetler barındırır. 46. ayet, gölge kavramı üzerinden bir metafor geliştirerek Allah'ın kudretini ve varlıkların yaratılışındaki tasarrufunu ifade eder. Ayetteki anlatım tarzı, Allah'ın her şey üzerinde hâkimiyetini ve yaratma gücünü gözler önüne serer. Bu ayetin, doğrudan güneş ışığının gölge üzerindeki etkisi ile ilgili olduğu görülmektedir. Gölgenin yavaş yavaş geri çekilmesi, bir değişim sürecini simgeler ve bu değişim, Allah'ın her şey üzerindeki kontrolünü ve yönetimini teyit eder. Aynı zamanda bu ayet, insanların doğa olayları üzerindeki sınırlı anlama kapasitelerini de ortaya koyar. Sonuç olarak, bu ayet, hem fiziksel bir gerçekliği hem de Allah'ın yaratma ve yönetme yetkisini göstermek için önemli bir yere sahiptir.
Furkan Suresi 46. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يَا | Ey |
خَطَطْنَا | Çektik |
عَنْهُ | Ondan |
بَطَءً | Ağır ağır |
نَفَسْنَا | Kendimize |
Ayet, tecvide dair belirgin kurallara sahiptir. Öne çıkan kurallardan biri, İdğam (bir harfin diğerinin içine girmesi) ve Med (uzatma) kurallarıdır. Bunlar, kelimelerin düzgün bir şekilde okunmasını sağlamak için önemlidir.
Furkan Suresi 46. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
خَطَطْنَا | Çektik | 3 |
عَنْهُ | Ondan | 2 |
نَفَسْنَا | Kendimize | 4 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerden 'خَطَطْنَا' (çektik) kelimesi, Kur'an'da genel olarak değiştirme, yönlendirme veya alıkoyma anlamında sıkça kullandığı için önemli bir yer tutar. 'عَنْهُ' (ondan) kelimesi, bağlamı belirleyici bir rol oynar, çünkü eylemin nesnesini tanımlar. 'نَفَسْنَا' (kendimize) ise, daha çok yaratılış bağlamında insan ile Allah arasındaki ilişkiyi ifade eder ve bu kelimenin geçiş sıklığı, varlıkların Allah'ın iradesine tabi olduğunu göstermektedir.
نَفَسْنَا
4
خَطَطْنَا
3
عَنْهُ
2
Furkan Suresi 46. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Sonra da onu yavaşyavaş, gizlice kendimize çekip aldık. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Sonra da onu yavaş yavaş kendimize (başka yöne) çekmekteyiz. | Edebi |
Mehmet Okuyan | Ardından onu (gölgeyi) kolayca kendimize çekip (aldık). | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Sonra onu (o gölgeyi) azar azar kendimize (dilediğimiz cihete) çekip almışızdır. | Açıklayıcı |
Süleyman Ateş | Sonra (güneş yükseldikçe) gölgeyi yavaş yavaş çekip aldık. | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Sonra gölgeyi yavaşça kendine (belirlediği yana) çeker. | Edebi |
Yaşar Nuri Öztürk | Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz! | Modern |
Yukarıdaki tablo, ayetin Türkçe meallerinin dilsel ve ton açısından farklılıklarını göstermektedir. En çok dikkat çeken ifadeler 'yavaş yavaş' ve 'kendimize' gibi ifadelerdir. Bu ifadeler, çoğu mealde benzer bir şekilde kullanılarak, ayetin ana temasını vurgular. Ancak bazı meallerde 'gizlice' veya 'kolayca' gibi farklı sözcükler de öne çıkar. Bu farklılıklar, açıklayıcı veya modern bir dil kullanma amacıyla ortaya çıkmış olabilir. Özellikle 'gizlice' ifadesi, anlamda bir derinlik katarken, 'kolayca' ifadesi ayetin doğallığını vurgular. Diğer yandan, 'azar azar' ifadesi ise sürecin yavaş ilerlediğini vurgulamaktadır. Bu tür farklılıklar, anlatımın zenginliğini artırmakla birlikte, anlamda da belirgin farklılıklar yaratmamaktadır.