İsrâ Suresi 96. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | De ki: Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter; şüphe yok ki o, kullarından haberdardır, onları görür. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının yaptığından haberdardır, yaptıklarını çok iyi görendir." |
Mehmet Okuyan Meali | De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, görendir.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Allah Teâlâ benimle sizin aranızda şahit olarak kifâyet eder. Şüphe yok ki, O, kullarından haberdardır (onları bihakkın) görücü bulunmaktadır.» |
Süleyman Ateş Meali | De ki: "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, kulları(nın halleri)ni haber alır, görür." |
Süleymaniye Vakfı Meali | De ki “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Allah kullarının içini bilir ve onları görür.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, kullarından haberdardır, onları görmektedir." |
İsrâ Suresi 96. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | İsrâ |
Sure Numarası | 17 |
Ayet Numarası | 96 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 315 |
Toplam Harf Sayısı | 90 |
Toplam Kelime Sayısı | 18 |
İsrâ Suresi, Mekke döneminde nazil olmuş bir suredir ve çoğunlukla insanlığa yol gösterici ilkeler, ahlaki değerler ve toplumsal normlar üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu surede, özellikle insanın yaratılışı, Allah'a kulluğun önemi ve peygamberliğin anlamı üzerinde durulmaktadır. 96. ayet, Allah'ın her şeyin şahidi olduğu ve kullarının halini en iyi şekilde bildiği gerçeğini vurgulamakta, bu bağlamda bir tanıklık ifadesi olarak Allah'ın yeterli olduğunu belirtmektedir. Ayette, 'şahit olarak Allah yeter' ifadesi, insanların birbiriyle olan ilişkilerinde Allah'ın gözetleyici, bilgilendirici ve adaletli tavrının altını çizmektedir. Bu tür ifadeler, insanlara kendi eylemlerinin sonuçlarını düşünmeleri için bir fırsat sunar ve sorumluluk bilincini artırır. Kur'an'da genel olarak duygu, düşünce ve eylemlerin bağlamı incelenirken, bu tür ayetler aracılığıyla, okuyucuya bir gerçeklik duygusu ve manevi bir sorumluluk aşılanmaktadır. İsrâ Suresi'nin genel teması, insanın toplum içindeki yerini ve sorumluluğunu sorgulamasına yardımcı olurken, Tanrı'nın kudretini ve her şeyi görüp bilmesini de hatırlatmaktadır.
İsrâ Suresi 96. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
شَاهِدًا | şahit |
كَفَايَةً | yeter |
عَبَادَهُ | kullar |
Ayetin okunmasında dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Öne çıkan tecvid kuralları arasında idgam ve med gibi durumlar yer almaktadır. Özellikle 'كَفَايَةً' kelimesinde med uygulanması ve 'عَبَادَهُ' kelimesinde 'a' harfinin uzatılması dikkat edilmesi gereken noktalardır.
İsrâ Suresi 96. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
شَاهِدًا | şahit | 8 |
عَبَادَهُ | kullar | 31 |
كَفَايَةً | yeter | 6 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerden 'شَاهِدًا' (şahit) kelimesi Kur'an'da toplam 8 defa geçmektedir. 'عَبَادَهُ' (kullar) kelimesi ise 31 defa kullanılırken, 'كَفَايَةً' (yeter) kelimesi toplamda 6 defa geçmektedir. Bu kelimelerin sıklığı, Allah'ın kullar üzerindeki bilgisi, şahitlik ve yeterlilik gibi kavramların önemini vurgulamak amacıyla özellikle sık kullanıldığını göstermektedir. Bu kelimeler, insan ilişkileri ve Tanrı'nın gözlemine dair derin bir anlayış geliştirmektedir.
عَبَادَهُ
31
شَاهِدًا
8
كَفَايَةً
6
İsrâ Suresi 96. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | şüphe yok ki O, kullarından haberdardır | Geleneksel |
Diyanet İşleri | Çünkü O, kullarından hakkıyla haberdardır | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | yaptıklarını çok iyi görendir | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | O, kullarından haberdardır (onları bihakkın) görücü bulunmaktadır | Edebi |
Süleyman Ateş | O, kulları(nın halleri)ni haber alır, görür | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Allah kullarının içini bilir | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | O, kullarından haberdardır, onları görmektedir | Açıklayıcı |
Tabloda görülen ifadeler, meal sahipleri tarafından farklı biçimlerde ifade edilmiştir. Çoğu mealde 'O, kullarından haberdardır' ifadesi sıkça tekrar edilmiştir. Bu ifade, Allah'ın bilgi ve gözlem yetisini vurgulamak için tercih edilmiş olabilir. Yine, 'şüphe yok ki' veya 'şüphesiz ki' gibi ifadeler de sık kullanılarak, Allah'ın bilgisi konusunda kesinlik belirtilmiştir. Mealler arasında belirgin farklılıklar ise, kullanılan dil ve anlatım tarzıyla ilgilidir. Örneğin, 'kullarının halleri' ifadesi, bazı meallerde daha detaylı ve açıklayıcı bir anlatım sunarken, diğerlerinde daha genel ifadeler tercih edilmiştir. Bu farklılıklar, kelimelerin anlamları açısından aynı şeyi anlatıyor olsa da, anlatım tarzı ve derinliği açısından farklılıklar ortaya koymaktadır.