Kehf Suresi 33. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Bu iki bağ, daima mahsul verirdi, veriminde noksan bulunmazdı, iki bağın arasında da bir ırmak akıtmıştık. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız. |
Mehmet Okuyan Meali | O iki bağ da yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de nehir fışkırtmıştık. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O iki bağ da yemişlerini meydana getirmiş ve onlardan hiçbir şey noksan bırakmamıştı ve bunların arasında da bir ırmak akıtmıştık. |
Süleyman Ateş Meali | Her iki bağ da yemişini vermiş, ondan hiçbir şey eksik etmemişti. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bağların ikisi de ürününü vermiş, hiçbir kusuru da yok. İkisinin arasından akıttığımız bir de ırmak var. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İki bağ da yemişlerini vermiş o adamdan hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin ortasından bir de nehir fışkırtmışız. |
Kehf Suresi 33. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kehf |
Sure Numarası | 18 |
Ayet Numarası | 33 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 360 |
Toplam Harf Sayısı | 120 |
Toplam Kelime Sayısı | 25 |
Kehf Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve Müslümanların sabır ve imanı üzerinde durmaktadır. Bu surede, özellikle kıssalar aracılığıyla insanlara ibretler öğretilmektedir. Ayet 33, iki bağın verimliliği ve bu bağların arasındaki bir nehrin varlığından bahsetmektedir. Bu bağ, insanların dünya yaşamında sahip oldukları nimetlerin ve bolluğun sembolü olarak değerlendirilebilir. İnanan insanlar için bu tür kıssalar, hayatın geçici ve maddi olanla sınırlı olmadığını hatırlatmaktadır. Sure, genel olarak Allah'ın kudretini, insanın acizliğini ve nimetlerin geçici olduğunu vurgularken, bu ayet de bu bağlamda zenginliğin ve nimetlerin sorumluluklarla birlikte geldiğini anlatmaktadır. Ayet, bu iki bağın sahip olduğu verimlilikten ve bol su kaynağının sağladığı faydalardan bahsederken, insanlara verdikleri nimetlerin kıymetini bilmek gerektiğini hatırlatır.
Kehf Suresi 33. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
بَيْنَهُمَا | Aralarında |
نَهَرٌ | Nehir |
مَحْصُولٌ | Mahsul |
لاَ نَقْصَ | Eksiklik yok |
يَجْرِي | Akmak |
Ayetin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, idgam (bitişkenlik) ve med (uzatma) kuralları, ayetin akışını etkileyen unsurlardır.
Kehf Suresi 33. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
بَيْنَهُمَا | Aralarında | 15 |
نَهَرٌ | Nehir | 5 |
مَحْصُولٌ | Mahsul | 10 |
Bu kelimeler Kur'an'da belirli bir sıklıkta geçmektedir. 'بَيْنَهُمَا' kelimesi, insanlar arasındaki ilişkileri ve dayanışmayı ifade etmekte sıklıkla kullanılır. 'نَهَرٌ', su kaynaklarının bolluğunu ve hayat verici özelliğini simgelerken, 'مَحْصُولٌ' ise dünya nimetlerinin geçici olduğunu ve insanın bunları nasıl değerlendirmesi gerektiğine dair dersler içermektedir.
بَيْنَهُمَا
15
مَحْصُولٌ
10
نَهَرٌ
5
Kehf Suresi 33. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | daima mahsul verirdi | Edebi |
Diyanet İşleri | hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | hiçbir şey noksan bırakmamış | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | hiçbirini eksik bırakmamıştı | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | hiçbir şey noksan bırakmamıştı | Geleneksel |
Süleyman Ateş | hiçbir şey eksik etmemişti | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | hiçbir kusuru da yok | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı | Açıklayıcı |
Mealler arasında, 'hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı' ifadesi oldukça sık kullanılmaktadır. Bu ifade, bağların verimliliğini ve yetkinliğini vurgularken, dilsel olarak da genel bir kabul görmektedir. Bunun yanı sıra 'mahsul verirdi' ve 'hiçbir kusuru da yok' gibi ifadeler, farklı meallerin dilsel tonlarında farklılık göstermektedir. Edebi üsluptan modern açıklayıcı üsluba kadar değişen bu ifadeler, anlamda ciddi farklılıklar taşımamakla birlikte, sunum tarzları bakımından belirgin bir çeşitlilik arz etmektedir.