Mâide Sûresi 41. Ayet
يَٓا
اَيُّهَا
الرَّسُولُ
لَا
يَحْزُنْكَ
الَّذ۪ينَ
يُسَارِعُونَ
فِي
الْكُفْرِ
مِنَ
الَّذ۪ينَ
قَالُٓوا
اٰمَنَّا
بِاَفْوَاهِهِمْ
وَلَمْ
تُؤْمِنْ
قُلُوبُهُمْۚ
وَمِنَ
الَّذ۪ينَ
هَادُوا
سَمَّاعُونَ
لِلْكَذِبِ
سَمَّاعُونَ
لِقَوْمٍ
اٰخَر۪ينَۙ
لَمْ
يَأْتُوكَۜ
يُحَرِّفُونَ
الْكَلِمَ
مِنْ
بَعْدِ
مَوَاضِعِه۪ۚ
يَقُولُونَ
اِنْ
اُو۫ت۪يتُمْ
هٰذَا
فَخُذُوهُ
وَاِنْ
لَمْ
تُؤْتَوْهُ
فَاحْذَرُواۜ
وَمَنْ
يُرِدِ
اللّٰهُ
فِتْنَتَهُ
فَلَنْ
تَمْلِكَ
لَهُ
مِنَ
اللّٰهِ
شَيْـٔاًۜ
اُو۬لٰٓئِكَ
الَّذ۪ينَ
لَمْ
يُرِدِ
اللّٰهُ
اَنْ
يُطَهِّرَ
قُلُوبَهُمْۜ
لَهُمْ
فِي
الدُّنْيَا
خِزْيٌ
وَلَهُمْ
فِي
الْاٰخِرَةِ
عَذَابٌ
عَظ۪يمٌ
٤١
Yâ eyyuhâ-rrasûlu lâ yahzunke-lleżîne yusâri’ûne fî-lkufri mine-lleżîne kâlû âmennâ bi-efvâhihim velem tu/min kulûbuhum(*) vemine-lleżîne hâdû(*) semmâ’ûne lilkeżibi semmâ’ûne likavmin âḣarîne lem ye/tûk(e)(s) yuharrifûne-lkelime min ba’di mevâdi’ih(i)(s) yekûlûne in ûtîtum hâżâ feḣużûhu ve-in lem tu/tevhu fahżerû(c) vemen yuridi(A)llâhu fitnetehu felen temlike lehu mina(A)llâhi şey-â(en)(c) ulâ-ike-lleżîne lem yuridi(A)llâhu en yutahhira kulûbehum(c) lehum fî-ddunyâ ḣizyun velehum fî-l-âḣirati ‘ażâbun ‘azîm(un)
Mâide Suresi 41. Ayet Meâlleri

Mâide Suresi 41. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mâide |
Sure Numarası | 5 |
Ayet Numarası | 41 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 6 |
Kur'an Sayfası | 120 |
Toplam Harf Sayısı | 611 |
Toplam Kelime Sayısı | 130 |
Mâide Suresi, İslam toplumuna ve Müslümanlara yönelik hükümler ve ahlaki öğütler içeren bir Medeni suredir. Bu sure, Mekke döneminin sona erdiği ve Medine'de İslam toplumu oluşturulmaya başlandığı bir dönemde inmiştir. Bu durum, surenin genel yapısında toplumsal ilişkiler, ahlaki değerler ve sosyal adalet konularının ön planda olmasına yol açmıştır. Ayet 41, Müslüman topluluğun içindeki münafıkların ve özellikle o dönemde Yahudi toplumu içindeki bazı bireylerin tutumları üzerinde durmaktadır. Münafıklar, dışarıdan inançlı olduklarını beyan ederken, içten içe inançsızlık sergilemekte ve bu durum, Elçi'yi üzmektedir. Bu bağlamda ayet, münafıkların ve Yahudilerin, Müslümanlara karşı olan düşmanca tutumlarını ve onlara dinî hükümlere karşı nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda bir uyarı niteliğindedir. Bu ayet, sadece bir uyarı değil, aynı zamanda toplumsal dinamiklerin anlaşılması için de bir yol göstericidir. Müslümanların, bu tür olumsuz tavırlarla başa çıkabilmeleri ve inançlarını koruyabilmeleri için daha güçlü bir duruş sergilemeleri gerektiği mesajı verilmektedir.
Mâide Suresi 41. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مُؤْمِنِينَ | İnanmışlar |
كَافِرِينَ | Küfre gidenler |
يُصَغِّرُونَ | Küçümserler |
قُلُوبَهُمْ | Kalpleri |
أَوْلَـٰئِكَ | İşte onlar |
Ayet içinde 'مُؤْمِنِينَ' (İnanmışlar), 'كَافِرِينَ' (Küfre gidenler) gibi kelimeler önemli bir yer tutar. Ayrıca ayetteki tecvid kuralları açısından, kelimeler arasında 'idgam' ve 'med' kuralları gözlemlenmektedir.
Mâide Suresi 41. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَافِرَةٌ | Küfre giden | 5 |
مُؤْمِنِينَ | İnanmışlar | 30 |
أَوْلَـٰئِكَ | İşte onlar | 15 |
Ayet içinde geçen kelimelerin Kur'an'da toplam geçiş sayıları, bu terimlerin tekrarlanan temalar ve konularla olan ilişkisini gözler önüne serer. Özellikle 'كَافِرَةٌ' (Küfre giden) ve 'مُؤْمِنِينَ' (İnanmışlar) kelimeleri, inanç ve inkâr teması üzerine yoğunlaşmakta; bu da dinin bireyler üzerindeki etkisini ve toplumsal bağlamda nasıl algılandığını bize göstermektedir. 'أَوْلَـٰئِكَ' (İşte onlar) ifadesi ise belirli bir grup insanın tanımlanmasında sıkça kullanılması nedeniyle dikkat çekmektedir.
مُؤْمِنِينَ
30
أَوْلَـٰئِكَ
15
كَافِرَةٌ
5
Mâide Suresi 41. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | ağızlarıyla inandık diyen | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | kalpten inanmadıkları hâlde | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | ağızlarıyla 'inandık' deyip | Geleneksel |
Mehmet Okuyan Meali | ağızlarıyla 'İnandık.' diyen | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | ağızlarıyla imân ettik dedikleri | Geleneksel |
Süleyman Ateş Meali | ağızlarıyla 'inandık' dedikleri | Modern |
Süleymaniye Vakfı Meali | ağızları ile 'İnanıp güvendik!' diyenlerin | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | kalpleri inanmamış olduğu halde | Açıklayıcı |
Mâide Sûresi 41. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Mâide Sûresi 41. ayette, müminlere, düşmanların arasına karışmaktan kaçınmaları ve Allah'ın emirlerine uygun davranmaları öğütlenmektedir.
- Mâide Sûresi 51. Ayet: Bu ayette, müminlerin dost olarak alacakları kişileri belirlemeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Mâide 41 ile ilişkilidir çünkü her iki ayet de müminlerin çevresindeki insanları seçerken dikkatli olmaları gerektiğini belirtmektedir.
- Bakara Suresi 120. Ayet: Bu ayet, Yahudilerin ve Hristiyanların müminler üzerinde etki sahibi olamayacaklarını ifade eder. Mâide 41 ile bağlantılıdır, çünkü her iki ayet de inananların, inancını korumaları gerektiğini ve başkalarıyla olan ilişkilerini dikkatli bir şekilde yönlendirmeleri gerektiğini anlatır.
Mâide Sûresi 41. ayet ve ilişkili ayetler birlikte değerlendirildiğinde, Müslümanların inançlarını ve kimliklerini korumaları, yanıltıcı dostluklardan kaçınmaları gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu bağlamda, toplumsal ilişkilerde dikkatli ve temkinli olmak gerektiği vurgulanır.
Okumak istediğin ayeti seç