Mearic Suresi 14. Ayet
وَمَنْ
فِي
الْاَرْضِ
جَم۪يعاًۙ
ثُمَّ
يُنْج۪يهِۙ
١٤
Vemen fî-l-ardi cemî’an śümme yuncîh(i)
Meâric Suresi 14. Ayet Meâlleri

Meâric Suresi 14. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Meâric |
Sure Numarası | 70 |
Ayet Numarası | 14 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 29 |
Kur'an Sayfası | 572 |
Toplam Harf Sayısı | 106 |
Toplam Kelime Sayısı | 22 |
Meâric Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olup genel olarak ahirete dair inanç, hesap günü ve insanların o gün karşılaşacakları zorluklar üzerinde durmaktadır. Ayet 14, bu bağlamda günahkâr insanların o günkü azaptan kurtulmak için neler yapacakları üzerinde durmaktadır. Bu ayette, günahkâr kişi, o günün azabından kurtulmak için ailesini ve yeryüzündeki insanları fidye olarak vermek istemektedir. Bu durum, insanların ahiretteki korkularının ve kaygılarının bir yansımasıdır. Ayet, insanoğlunun, kurtuluş için her şeyi göze alabileceğini, ancak bu durumun ahirette hiçbir geçerliliği olmadığını vurgulamaktadır. Surenin genelinde, ahiret hayatına ve o günde karşılaşılacak olan sıkıntılara dair çeşitli unsurlar ele alınmakta, insanlara bu konuda bir uyarı yapılmaktadır.
Meâric Suresi 14. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
فِدْيَةً | fidye |
يَنْفَعَهُ | yarar |
يَكُونَ | olmak |
يَغْفِرَ | bağışlamak |
يَشَاءُ | istediği |
Ayet içinde 'fidye' kelimesi önemli bir tekrardır ve insanların o gün kurtuluş için her şeyi feda etmeye istekli olacağını ifade etmektedir. Ayrıca, ayetteki bazı kelimelerde med, idgam gibi tecvid kuralları uygulanmaktadır.
Meâric Suresi 14. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
فِدْيَةً | fidye | 10 |
كُلٌّ | herkes | 12 |
أَنْفُسَهُمْ | kendileri | 8 |
Ayet içerisinde geçen 'fidye' kelimesi, Kur'an genelinde sıkça rastlanan bir terimdir ve kurban verme, kurtuluş sağlama gibi temalarla ilişkilidir. 'Kül' kelimesi, genel bir ifade olarak insanların toplumsal ilişkilerini ve ahirette karşılaşacakları durumları betimlemek için kullanılır. 'Anfus' ise bireylerin kendine dair düşüncelerini yansıtır; bu kelimelerin sık kullanımı, insanın kendi varoluşunu ve başkalarıyla olan ilişkilerini sorgulaması açısından önemlidir.
كُلٌّ
12
فِدْيَةً
10
أَنْفُسَهُمْ
8
Meâric Suresi 14. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kendini kurtarmak ister | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | tek kendini kurtarabilsin | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kendisini kurtarsın | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | bu fedakarlığı kendisini kurtarsın | Geleneksel |
Süleyman Ateş | tek kendisini kurtarsın | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | canını kurtarmayı çok ister | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | fidye verip kendisini kurtarmayı ister | Açıklayıcı |
Mealler arasında en yaygın kullanılan ifadeler 'kendini kurtarmak ister' ve 'fidye olarak versin' gibi cümlelerdir. Bu ifadelerin çoğu mealde ortak olarak tercih edilmesi, söz konusu ayetin ahiret inancı ve kurtuluş teması üzerinde durmasıyla alakalıdır. Ayrıca, bazı meallerde 'kurtarmak' ve 'kurtulmak' gibi ifadelerin yerine farklı kelimeler kullanıldığı görülmektedir. Örneğin, 'tek kendini kurtarsın' ifadesi, daha geleneksel bir tonu yansıtırken, 'fidye verip kurtarmayı ister' gibi ifadeler modern ve açıklayıcı bir yaklaşım sunmaktadır. Bu farklılıklar, meallerin üslubunu ve okuyucuya ilettikleri mesajları etkileyebilir.
Meâric Sûresi 14. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Meâric Suresi 14. ayet, inkâr edenlerin, ahiret hayatından kaçışlarını ve o günde başlarına gelecek olan zorlukları ifade eder.
- Mü´minûn Suresi 103. Ayet: Bu ayette de, inkār edenlerin hayatlarının sona ermesi ve ahiretteki durumları üzerinde durulmaktadır. Zira her ikisi de ahiretin gerçekliğine ve onunla yüzleşeceği zorluklara atıfta bulunmaktadır.
- Tahrim Suresi 6. Ayet: Bu ayette, Allah’ın azabından korunma gerekliliğine vurgu yapılmaktadır. İkisi de o günde insanların karşılayacağı zorluklar ve bu duruma hazırlıklı olmaları gerektiğini göstermektedir.
Bu ayetler, umudun kalmadığı bir günde inkâr edenlerin başlarına gelecek olan zorlukları ve kıyamet gününe yönelik hazırlık yapmanın önemini vurgulamaktadır. Her biri, insanlara ahiret hayatının ciddiyetini ve o günde yüzleşecekleri zorlukları hatırlatmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç