Muhammed Suresi 30. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve dileseydik onları, sana gösterirdik de yüzlerinden tanırdın elbet ve elbette sözlerinden tanırsın, anlarsın onları ve Allah, yaptıklarınızı bilmektedir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun, sen onları, konuşma tarzlarından da tanırsın. Allah, yaptıklarınızı bilir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik. Sen de onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki, sen onları sözlerinin üslubundan da tanırsın. Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir. |
Mehmet Okuyan Meali | Biz dileseydik onları sana gösterirdik, sen de onları yüzlerinden tanırdın; konuşma tarzlarından da tanıyorsun (tanıyor olurdun). Allah işlerinizi bilmektedir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve eğer dilesek elbette onları sana gösteriveririz de onları herhalde simâlarıyla bilirsin. Andolsun ki, onları lâkırdılarının üslûbundan da bilirsin. Ve Allah ise bütün amellerinizi bilir. |
Süleyman Ateş Meali | Biz dileseydik onları sana gösterirdik, sen onları simalarından tanırdın ve onları sözlerinin üslubundan tanırdın. Allah yaptığınız işleri bilir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Tercihimiz farklı olsaydı onları sana gösterirdik, sen de yüzlerinden tanırdın. Ama onları, sözlerinin içeriğinden tanıyabilirsin. Allah bütün işlerinizi bilir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Dileseydik onları sana mutlaka gösterirdik de sen onları yüzlerinden kesinlikle tanırdın. Zaten sen onları, sözlerinin tarzından da tanırsın. Allah tüm yaptıklarınızı biliyor. |
Muhammed Suresi 30. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Muhammed |
Sure Numarası | 47 |
Ayet Numarası | 30 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 26 |
Kur'an Sayfası | 528 |
Toplam Harf Sayısı | 145 |
Toplam Kelime Sayısı | 34 |
Muhammed Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve adını Peygamber Muhammed'den almaktadır. Bu sure, inananların karşılaştıkları zorluklar ve düşmanları ile olan ilişkileri hakkında çeşitli konular işlemektedir. Ayet 30 ise, münafıkların gerçek yüzlerini ifşa eden bir bağlamda gelmektedir. Ayette, Allah'ın dileyip dilemediği ile ilgili bir teslimiyet vurgusu yapılmakta ve Müslümanların düşmanlarını tanıma yeteneği üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda, Allah, Peygamber'e düşmanlarını göstermeyi istediği takdirde bunu yapabileceğini belirtirken, aynı zamanda insanların, başkalarının söz ve davranışlarından onları tanıyabilme yeteneklerine de dikkat çekmektedir. Ayetin genel içeriği, inananların dikkatli olmaları gerektiği ve gerçeklerin yüzeyin altındaki anlamlarına dair bir uyarı niteliği taşımaktadır. Bu surede; inananların düşmanlarıyla olan ilişkileri, toplumsal ahlak, ve müslümanların birbirlerine olan sorumlulukları ön plana çıkarılmaktadır. Ortaçağ İslam tarihi bağlamında, bu tür ayetler, Müslüman toplumlarının sosyal dinamiklerini etkilemiş ve bireylerin birbirleriyle olan ilişkilerinde bir yönlendirici rol oynamıştır.
Muhammed Suresi 30. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يَدْرَكُوكَ | Tanımak/ bilmek |
يَعْلَمُ | Bilmek |
نَذِيرٌ | Uyarıcı |
وَجْهٌ | Yüz |
لَكِنْ | Ama |
Ayetin bazı kelimelerinde tecvid kuralları uygulanmıştır. Özellikle, 'يَدْرَكُوكَ' kelimesinde idgam kuralı uygulanmakta ve 'يَعْلَمُ' kelimesinde med kuralı bulunmaktadır.
Muhammed Suresi 30. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
يَعْلَمُ | Bilmek | 146 |
يَدْرَكُوكَ | Tanımak | 12 |
وَجْهٌ | Yüz | 36 |
Bu kelimelerin Kur'an'da çokça geçme sebepleri, insan ilişkileri ve toplumsal dinamiklerin vurgulanmasıyla ilgilidir. Özellikle 'bilmek' kelimesi, insanların birbirlerini ve gerçekleri tanımalarının önemini ifade eder. 'Yüz' kelimesi, bireyler arası ilişkilerde yüzeysel tanımanın ötesine geçmeyi ifade ederken, bilginin ve tanımanın derinliğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, Kur'an'da geçen her kelimenin, toplumsal davranışlar ve ahlaki değerlerle olan ilişkisi göz önünde bulundurulmalıdır.
يَعْلَمُ
146
وَجْهٌ
36
يَدْرَكُوكَ
12
Muhammed Suresi 30. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve dileseydik onları, sana gösterirdik | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Biz dileseydik, onları sana gösterirdik | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Biz dileseydik onları sana gösterirdik | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve eğer dilesek elbette onları sana gösteriveririz | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Biz dileseydik onları sana gösterirdik | Modern |
Süleymaniye Vakfı | Tercihimiz farklı olsaydı onları sana gösterirdik | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Dileseydik onları sana mutlaka gösterirdik | Açıklayıcı |
Tablodaki ifadeler incelendiğinde, birçok mealde benzer ifadelerin kullanıldığı görülmektedir. Özellikle 'Biz dileseydik, onları sana gösterirdik' ifadesi, çoğu mealde ortak bir tercih olarak öne çıkmaktadır. Bu ifade, Allah'ın iradesi ve insanın tercihleri arasındaki ilişkiyi vurgulamakta ve dil açısından da aynı anlamı taşımaktadır. Ancak bazı mealler, 'Tercihimiz farklı olsaydı' gibi ifadeleri kullanarak, daha açıklayıcı bir ton oluşturmaktadır. Bu tür farklılıklar, meal yazarlarının dilsel tercihlerine ve metinlerin anlaşılırlığını artırma çabalarına dayanıyor olabilir. Ancak genel olarak, ortak ifadeler, ayetin ana temasını ve anlamını yansıtarak, okuyuculara daha geniş bir bağlam sunmaktadır.