Muhammed Suresi 32. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Kafir olanlar ve halkı, Allah yolundan çıkaranlar ve doğru yol, kendilerince de apaçık olarak anlaşıldıktan sonra Peygambere karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler ve görürler ki Allah, onların yaptıklarını yakında, mahvetmektedir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet yolu belli olduktan sonra Peygamber’e karşı gelenler hiçbir şekilde Allah’a zarar veremezler. Allah, onların amellerini boşa çıkaracaktır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz ki, inkâr edenler, Allah yolundan menedenler ve kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır. |
Mehmet Okuyan Meali | Şüphesiz ki inkar edip (insanları) Allah yolundan alıkoyan ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Elçi’ye karşı gelenler, Allah’a asla hiçbir zarar veremeyeceklerdir. İleride onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok, o kimseler ki kâfir oldular ve Allah yolundan men ettiler ve kendilerine hidâyet apâşikâr belli olduktan sonra Peygambere muhâlefette bulundular, elbette Allah'a hiçbir zarar vermiş olmadılar ve onların amellerini iptal edecektir. |
Süleyman Ateş Meali | Nankörlük edip Allah yoluna engel olanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Elçiyi incitenler Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların işlerini boşa çıkaracaktır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Ayetleri görmezlikten gelenler ve Allah’ın yolundan engelleyenler, doğruları açıkça gördükleri halde Elçi’ye ters düşenler, Allah’a zarar veremezler. Allah, onların işlerini boşa çıkaracaktır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Nankörlüğe sapıp Allah yolundan alıkoyanlar ve hidayet kendilerine tam bir şekilde belli olduktan sonra resule kafa tutanlar, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. O, onların amellerini işe yaramaz hale getirecektir. |
Muhammed Suresi 32. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Muhammed |
Sure Numarası | 47 |
Ayet Numarası | 32 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 26 |
Kur'an Sayfası | 513 |
Toplam Harf Sayısı | 158 |
Toplam Kelime Sayısı | 35 |
Muhammed Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 47. suresi olup Mekke döneminde inmiştir. Bu sure, özellikle iman edenlerle inkâr edenler arasındaki mücadeleyi ve bu mücadelede Allah'ın yardımını vurgular. Ayet 32 ise, inkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların, kendilerine hidayet yolu açıkça belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenlerin, Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerini açık bir şekilde ifade eder. Bu bağlamda, ayet, inkarcıların eylemlerinin geçersiz olduğunu ve Allah'ın onların amellerini boşa çıkaracağını belirtir. Bu mesaj, Müslümanların moral ve motivasyonunu artırmak için verilmiş bir uyarıdır. Ayet, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde, inancın önemini ve Allah'a güvenin gerekliliğini ön plana çıkarırken, aynı zamanda inkâr edenlerin nihayetinde kaybedeceklerini vurgulayarak, iman edenlere bir teselli sunar. Sure, genel olarak inanç, sabır ve Allah'a güven konularını işlerken, bu ayet de söz konusu temaların bir örneği olarak dikkat çeker.
Muhammed Suresi 32. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَافِرِينَ | inkâr edenler |
يَصُدُّونَ | alıkoyanlar |
يَخْسَرُونَ | kaybedeceklerdir |
Ayet, kelimeleri açısından incelendiğinde, 'كَافِرِينَ' (inkâr edenler) ve 'يَصُدُّونَ' (alıkoyanlar) önemli kavramlar olarak öne çıkmaktadır. Bu kelimeler, ayetin temel mesajını oluşturan inanç ve engelleme temalarını vurgular. Ayrıca, ayetteki kelimelerdeki med ve idgam gibi tecvid kuralları, telaffuzu kolaylaştırmakta ve ayetin melodik yapısına katkı sağlamaktadır.
Muhammed Suresi 32. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَافِرِينَ | inkâr edenler | 16 |
يَصُدُّونَ | alıkoyanlar | 5 |
يَخْسَرُونَ | kaybedeceklerdir | 10 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da özellikle inanç ve inkâr temalarını işleyen ayetlerde sıkça tekrarlanmaktadır. 'كَافِرِينَ' kelimesi, inkâr edenler ile ilgili uyarıları ve sonuçlarını ifade etmek için birden fazla ayette geçmektedir. 'يَصُدُّونَ' kelimesi de, Allah yolundan alıkoymanın ciddiyetini belirtmek amacıyla kullanıldığı için belirli bir sıklığa sahiptir. 'يَخْسَرُونَ' ise, inkâr edenlerin nihai kaybını vurgulamak için önemli bir mesaj taşımaktadır. Bu kelimelerin sık kullanımı, inançsızlık ve karşıtlık konularının önemini ve bu temaların Müslümanlar için taşıdığı anlamı derinleştirmektedir.
كَافِرِينَ
16
يَخْسَرُونَ
10
يَصُدُّونَ
5
Muhammed Suresi 32. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kafir olanlar | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | inkâr edenler | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | inkâr edenler | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | inkâr edip | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | kâfir oldular | Geleneksel |
Süleyman Ateş | nankörlük edip | Edebi |
Süleymaniye Vakfı | Ayetleri görmezlikten gelenler | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | nankörlüğe sapıp | Edebi |
Meal analizinde, ortak ifadeler arasında 'inkâr edenler' ve 'kafir olanlar' gibi kelimeler öne çıkarken, bu ifadeler farklı meallerde farklı tonlarda kullanılmıştır. 'İnkâr edenler' ifadesi, Diyanet İşleri ve Elmalılı Hamdi Yazır gibi modern ve geleneksel meallerde kullanılırken, 'kafir olanlar' ifadesi daha eski ve geleneksel bir üslubu temsil eder. Bunun yanı sıra, bazı meallerde 'nankörlük edip' gibi daha edebi ifadeler de tercih edilmiştir. Bu durum, meallerin dil yapısındaki farklılıkları ve yorum çeşitliliğini göstermektedir. Genel olarak, ortak ifadelerin seçimi, ayetin temel mesajını korumak ve okuyucunun anlaşılmasını kolaylaştırmak amacıyla yapılmıştır. Ancak bazı belirgin farklılıklar, meallerin yazıldığı dönemin dil anlayışını ve okuyucu kitlesini yansıtmakta, bu da anlamda ve üslupta çeşitlilik oluşturmaktadır.