Nahl Suresi 36. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Andolsun ki biz her ümmete, Allah'a kulluk edin ve Şeytan'dan uzaklaşın diye bir peygamber gönderdik; içlerinde, Allah'ın doğru yola sevkettiği de var, sapıklığı hakedeni de. Gezin yeryüzünde de bakın, görün, yalanlayanların sonuçları ne olmuş. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah, onlardan kimini doğru yola iletti; onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun ki biz her ümmete, "Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının." diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık hak olmuştur. Şimdi yer yüzünde bir gezip dolaşın da bakın ki, peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün? |
Mehmet Okuyan Meali | Yemin olsun ki biz “Allah’a kulluk edin ve [Tağut]’tan (azgınlık edenden) kaçının!” diye (emretmeleri için) her ümmete bir elçi göndermiştik. Allah onlardan bir kısmını doğru yola ulaştırmıştır; bir kısmı da sapkınlığı hak etmişlerdi. Yeryüzünde dolaşın; sonra yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Andolsun ki, her ümmete, «Allah'a ibadet ediniz ve şeytandan kaçınınız,» diye bir peygamber göndermişizdir. Artık o ümmetlerden bir kısmına Allah hidâyet etmiştir ve onlardan bir kısmının üzerine de dalâlet tahakkuk eylemiştir. İmdi yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, tekzîp edenlerin akıbetleri nasıl olmuştur. |
Süleyman Ateş Meali | Andolsun biz, her millet içinde: "Allah'a kulluk edin, şeytan(a tapmak)dan kaçının" diye bir elçi gönderdik. Onlardan kimine Allah hidayet etti, onlardan kimine de sapıklık gerekli oldu. İşte yeryüzünde gezin de bakın, yalanlayanların sonu nasıl olmuş! |
Süleymaniye Vakfı Meali | Biz her topluma (ümmete) elçi gönderdik; Allah’a kul olsunlar ve azgınlardan uzak dursunlar diye. Onların içinden, Allah’ın yoluna kabul ettiği kimseler de oldu, sapıklığı hak etmiş olanlar da. Yeryüzünü dolaşın da o yalancıların sonunun nasıl olduğunu bir görün. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Yemin olsun, biz her ümmette şöyle tebliğ yapan bir resul görevlendirdik: "Allah'a kulluk/ibadet edin, tâğutttan kaçının. Sonra bunlardan kimine Allah kılavuzluk etti, kimine de sapıklık hak oldu. Şimdi, yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş görün. |
Nahl Suresi 36. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nahl |
Sure Numarası | 16 |
Ayet Numarası | 36 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 14 |
Kur'an Sayfası | 321 |
Toplam Harf Sayısı | 104 |
Toplam Kelime Sayısı | 18 |
Nahl Suresi, Mekke'de inmiş olan bir suredir ve genel itibarıyla Allah'ın varlığı, birliği, yaratılış ve insanlara gönderdiği peygamberler hakkında bilgi verir. Bu sure, Allah'ın yaratma kudretine, insanlara verdiği nimetlere ve elçilerin görevlerine dikkat çeker. Nahl Suresi, insanları doğru yola yönlendirmek ve onları sapıklıkla karşılaştırmak amacıyla gönderilen peygamberlerin hikayelerine de atıfta bulunur. 36. ayette ise, Allah'ın her millete bir peygamber gönderdiği ve bu peygamberlerin insanları Allah'a kulluğa ve şeytandan uzak durmaya davet ettikleri belirtilmektedir. Ayet, insanların peygamberleri yalanlamalarının sonuçlarına bakmalarını ve bu süreçte karşılaştıkları hidayet ya da sapkınlık durumlarının açıklanmasını içerir. Peygamberlerin insanlara ilettikleri mesajlar, toplumların farklı tepkiler vermesiyle sonuçlanmış, bazıları doğru yolu bulurken, diğerlerinin sapkınlığa düştüğü ifade edilmiştir. Bu bağlamda ayet, insanların tarihteki olaylara bakarak ders çıkarması gerektiğini vurgulamaktadır. Nahl Suresi, genel olarak insanlığa yönelik bir uyarı ve hatırlatma işlevi görmektedir.
Nahl Suresi 36. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كُلَّ أُمَّةٍ | Her ümmet |
عَبَدُوا | Kulluk edin |
إِبَادَة | İbadet |
وَتَجَانُبُوا | Uzaklaşın |
بَصِيرَة | Görün |
Ayetin okunuşunda dikkat edilmesi gereken tecvid kurallarından biri 'idgam' durumudur. Bazı kelimelerde birleştirilen harflerin telaffuzunda akıcılık sağlamak için bu kurallar göz önünde bulundurulmalıdır.
Nahl Suresi 36. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
أُرْسِلَ | Gönderildi | 10 |
عَبَدُوا | Kulluk ettiler | 12 |
إِبَادَة | İbadet | 8 |
Ayette geçen kelimelerin Kur'an'da tekrar eden sıklığı, bu kavramların İslam'daki önemine ve vurgusuna işaret eder. 'Gönderildi' kelimesinin sık kullanımı, peygamberlik konusunun merkezi bir tema olduğunu gösterirken, 'kulluk ettiler' ifadesi, insanların ibadet ilişkisini vurgulamakta, 'ibadet' kelimesi ise bu ilişkinin temelini oluşturan bir terimdir. Bu kelimelerin tekrar eden kullanımı, izleyiciye İslam'ın temel öğretilerinin önemini hatırlatmaktadır.
عَبَدُوا
12
أُرْسِلَ
10
إِبَادَة
8
Nahl Suresi 36. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Allah'a kulluk edin, Şeytan'dan uzaklaşın | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | Allah’a kulluk edin ve [Tağut]’tan (azgınlık edenden) kaçının | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Allah'a ibadet ediniz ve şeytandan kaçınınız | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Allah'a kulluk edin, şeytan(a tapmak)dan kaçının | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Allah’a kul olsunlar ve azgınlardan uzak dursunlar diye | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Allah'a kulluk/ibadet edin, tâğutttan kaçının | Modern |
Tabloya bakıldığında, 'kulluk edin' ifadesinin birçok mealde benzer şekilde kullanıldığı görülmektedir. Bu ifadenin tercihi, ibadet kavramının İslam dinindeki önemi ve vurgusunu sağlamak içindir. Aynı zamanda 'şeytandan uzak durun' gibi ifadeler de tekrar eden bir tema olup, bunun da doğru yolu bulmanın gerekliliği açısından önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bazı meallerde 'tâğut' ve 'put' gibi farklı kelimeler tercih edilmiştir. Bu durum, bu kelimelerin anlamlarının ve çağrışımlarının çeşitliliğini ortaya koymakta; anlamda farklılıklar olmadığı gibi, kullanılan kelimelerin edebi ve anlamsal zenginlik sağladığı söylenebilir. Bu farklılıklar, okuyucunun farklı perspektiflerden kelimenin derinliğini kavrayabilmesine olanak tanımaktadır.