الْمَسَدِ
Tebbet Suresi 2. Ayet
مَٓا
اَغْنٰى
عَنْهُ
مَالُهُ
وَمَا
كَسَبَۜ
٢
Mâ aġnâ ‘anhu mâluhu vemâ keseb(e)
Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı.
Tebbet Suresi'nin tamamını oku
Tebbet Suresi 2. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Malı da bir fayda vermedi ona, kazandığı da. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı. |
Mehmet Okuyan Meali | Malı da kazancı da ona yarar sağlamadı. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ona ne malı bir zenginlik verdi ve ne de kazandığı şey. |
Süleyman Ateş Meali | Ne malı, ne de kazandığı onu (Allah'ın kahrından) kurtaramadı. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Ne malı işine yaradı ne de kazancı! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Ne malı kurtardı onu ne de kazandığı. |
Tebbet Suresi 2. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Tebbet |
Sure Numarası | 111 |
Ayet Numarası | 2 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 30 |
Kur'an Sayfası | 603 |
Toplam Harf Sayısı | 52 |
Toplam Kelime Sayısı | 10 |
Tebbet Suresi, Mekke döneminde inmiş olup, genel olarak inkârcıların karşılaşacakları sonuçları ve ahiretteki durumlarını konu alır. Bu sure, özellikle Ebu Leheb ve onun eşi hakkında nazil olmuştur. Ayet 2, bu kişilerin mal ve kazançlarının kendilerini Allah'ın gazabından kurtaramayacağını ifade etmektedir. Tepki ve inkârın sonuçları üzerine bir değerlendirme sunar. Bu sure, iman edenlerle inkârcılar arasındaki farkı vurgulamakta ve inkârcıların sahip oldukları dünya nimetlerinin geçici olduğunu belirtmektedir. Burada, dünya hayatında kazanılan zenginliklerin, ahiretteki sonuçları değiştirme gücünün olmadığına işaret edilmektedir. Ayetin bağlamında, özellikle mal ve kazanç gibi dünyevi şeylerin, ahirette bir fayda sağlamayacağına dikkat çekilmektedir. Bu bağlamda, Tebbet Suresi ve bu ayet, insanları ahiret inancı konusunda düşünmeye sevk eden bir uyarı niteliğindedir.
Tebbet Suresi 2. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَالِهِ | malı |
كُسْبُهُ | kazancı |
فَائِدَةً | fayda |
Ayetin tecvidinde, "مَالِهِ" kelimesinde med kuralı uygulanırken, "كُسْبُهُ" kelimesinde de izhar kuralı uygulanmaktadır.
Tebbet Suresi 2. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مَالِهِ | malı | 10 |
كُسْبُهُ | kazancı | 5 |
فَائِدَةً | fayda | 8 |
Tebbet Suresi'nde geçen 'مَالِهِ' kelimesi, zenginlik ve malın geçici doğasını vurgulamak için sıkça kullanılır; bu, insanları hayatlarındaki maddi şeylerin geçiciliği hakkında düşünmeye sevk eder. 'كُسْبُهُ' kelimesi ise insanların kazanımlarının ahiretteki durumları üzerinde bir etkisi olmadığını belirtmek için önemlidir. 'فَائِدَةً' kelimesi de tüm bu kavramların etrafında dönen ana tema olan faydanın geçici olduğunu ifade etmekte sık sık yer alır.
مَالِهِ
10
فَائِدَةً
8
كُسْبُهُ
5
Tebbet Suresi 2. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Malı da bir fayda vermedi ona, kazandığı da. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Malı da kazancı da ona yarar sağlamadı. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ona ne malı bir zenginlik verdi ve ne de kazandığı şey. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Ne malı, ne de kazandığı onu (Allah'ın kahrından) kurtaramadı. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Ne malı işine yaradı ne de kazancı! | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Ne malı kurtardı onu ne de kazandığı. | Açıklayıcı |
Tabloda görüldüğü gibi, 'mal' ve 'kazanç' kelimeleri farklı meallerde benzer ifadelerle kullanılmıştır. Çoğu mealde, 'mal' ve 'kazanç' kelimelerinin geçişkenliği ve bu durumun kişinin kurtuluşuna etki etmediği vurgulanmaktadır. Bu ifadelerin ortak kullanımının sebepleri, ayetin ana temasının dünya malı ve kazancının geçiciliği olmasıdır. Ancak bazı meallerde farklı kelime tercihleri dikkat çekmektedir. Örneğin, 'fayda vermedi' ifadesi ile 'kurtaramadı' benzer anlamlar taşımasına rağmen, biri daha güçlü bir olumsuzluk ifade ederken diğeri daha nötr bir durumu belirtmektedir. Bu durum, meallerin dilsel tonunun da etkisiyle farklılaşmalarını sağlamaktadır. Genel olarak, mealler arasında dil açısından anlamda büyük farklılıklar yok, ancak ifade biçimlerinde ve tonlarında çeşitlilik gözlemlenmektedir.
Tebbet Suresi 2. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Tebbet Suresi 2. ayeti, Ebu Leheb'in sözleri ve eylemleriyle, O'nun toplumsal ve bireysel olarak İslam dinine karşı duruşunu ve kuracağı düşmanlığı ifade eder.
- Şuara Suresi 225. Ayet: Şuara Suresi 225. ayeti, şairlerin bir özelliği olarak, gereksiz yere bir araya gelerek halkı yanıltıcı sözlerle etkilediklerini belirtir. Ebu Leheb de bir şair olarak halkı yanıltıcı sözleriyle Hz. Muhammed'e karşı durmaktaydı.
- İnfitar Suresi 15. Ayet: İnfitar Suresi 15. ayeti, düşmanlık edenlere karşı yapılacak karşılıkları anlatırken, Ebu Leheb gibi şahısların İslam'a ve Müslümanlara olan düşmanlıkları hatırlatılır.
Bu ayetler, İslam'a ve Hz. Muhammed'e düşmanlık edenlerin sonunun kötü olacağını, düşmanlıklarının onları nasıl bir akıbete sürükleyeceğini vurgular. Ebu Leheb'in tutumu, onu sadece bireysel olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir düşmanlık olarak ele almak gerektiğini gösterir.
Okumak istediğin ayeti seç