Tevbe Suresi 101. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Çevrenizdeki yerlerdeki bedevilerden münafıklar olduğu gibi Medinelilerden de münafıklığa cüret edenler, münafıklık edip duranlar var; sen onları bilmezsin, biz biliriz. Onları iki kere azaplandıracağız da sonra pek büyük bir azaba uğratılacaklar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım münafıklar vardır. Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hem çevrenizdeki bedevilerden münafıklar var, hem de Medine halkından münafıklıkta ısrar edenler var. Sen onları bilmezsin. Onları biz biliriz. Biz onları iki kere azaba uğratacağız. Daha sonra da büyük bir azaba itilecekler. |
Mehmet Okuyan Meali | Çevrenizdeki göçebe (Arap)lardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki bunlar münafıklıkta ileri gitmiştir. Sen onları bilemezsin; onları biz biliriz. Onlara yakında iki kez azap edeceğiz; sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve sizin etrafınızdaki bedevîlerden ve Medîne ahalisinden münafıklar vardır. Münafıklık üzerine sebat edip durdular. Onları sen bilmezsin, onları Biz biliriz. Elbette onları iki kere muazzep edeceğiz, sonra da daha büyük bir azaba döndürüleceklerdir. |
Süleyman Ateş Meali | Çevrenizdeki bedevi Araplardan ve Medine halkından iki yüzlülüğe iyice alışmış münafıklar vardır. Sen onları bilmezsin, onları biz biliriz. Onlara iki kere azabedeceğiz, sonra da onlar, büyük azaba itileceklerdir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Hem çevrenizdeki çöl Araplarından hem Medine halkından ikiyüzlülükte (münafıklıkta) uzmanlaşmış münafıklar vardır. Onları sen bilmezsin, biz biliriz. Onları iki defa azaba uğratacağız. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Çevrenizdeki Bedevî Araplardan münafıklar var. Medine halkından da münafıklığa iyice alışmış olanlar var. Sen bilmezsin onları. Ama biz biliriz onları. İki kez azap edeceğiz onlara, sonra da çok büyük bir azaba itilecekler. |
Tevbe Suresi 101. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Tevbe |
Sure Numarası | 9 |
Ayet Numarası | 101 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 11 |
Kur'an Sayfası | 215 |
Toplam Harf Sayısı | 114 |
Toplam Kelime Sayısı | 20 |
Tevbe Suresi, Medine döneminde inmiş olan bir suredir ve İslam toplumunun karşılaştığı zorluklar, münafıklar ve düşmanlarla olan ilişkiler üzerine yoğunlaşır. Bu sure, özellikle Müslümanların birlik ve beraberlik içinde olmaları gerektiğine vurgu yapar. Ayet 101, çevredeki münafıkları ele alarak, onların varlığını hatırlatmakta ve Allah'ın bu kişilere olan ceza verme iradesini bildirmektedir. Bu bağlamda, ayet, münafıklığın tehlikesini ve bu kişilerin toplum üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyar. Ayrıca, ayet, toplumsal bir eleştiri niteliği taşımakta ve müminlerin içinden çıkan bu tür bireylerin, dinin özüne zarar verdiğini göstermektedir. Ayetin, toplumsal kaygılar ve bireysel münafıklık üzerinde durması, döneminin sosyal yapısını gözler önüne serer. Bu sure genel olarak, Müslümanların kendi içindeki olumsuzlukları düzeltmelerini ve birlikteliklerini güçlendirmelerini hedef alır.
Tevbe Suresi 101. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مُنافِقُونَ | Münafıklar |
عَذَابًا | Azap |
مَدِينَةَ | Medine |
Ayet içerisinde, özellikle Arapça'daki bazı tecvid kuralları ön plana çıkmaktadır. Örneğin, 'مُنافِقُونَ' kelimesinde, idgam kuralları uygulanabilir. Ayrıca, 'عَذَابًا' kelimesinde med harfleri belirgin bir şekilde kullanılmaktadır.
Tevbe Suresi 101. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مُنافِقُونَ | Münafıklar | 42 |
عَذَابًا | Azap | 23 |
مَدِينَةَ | Medine | 28 |
Kur'an'da geçen bu kelimeler, temel olarak dinin ve toplumsal yapının önemli unsurlarını temsil eder. 'مُنافِقُونَ' kelimesi, toplumsal güvenliği tehdit eden bireyleri işaret ederken, 'عَذَابًا' kelimesi, bu bireylerin muhatap olacağı cezayı ifade eder. 'مَدِينَةَ' ise, Müslümanların yaşadığı toplumun adını belirtir ve bu bağlamda toplumsal birlikteliğin önemine vurgu yapar. Bu kelimelerin sık kullanılması, surenin ana temasını oluşturan münafıklık ve toplumsal dayanışmayı ön plana çıkarmaktadır.
مُنافِقُونَ
42
مَدِينَةَ
28
عَذَابًا
23
Tevbe Suresi 101. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | münafıklar olduğu gibi | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | münafıklıkta direnenler | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | münafıklıkta ısrar edenler | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | münafıklıkta ileri gitmiştir | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | münafıklık üzerine sebat edip durdular | Geleneksel |
Süleyman Ateş | iki yüzlülüğe iyice alışmış | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | münafıklıkta uzmanlaşmış | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | münafıklığa iyice alışmış | Modern |
Belirli ifadelerde gözlemlenen ortaklıklar, çoğu mealde 'münafıklar' kavramının kullanılmasıdır. Bu, dinin özüne karşı bir tehdit olarak benzer bir anlayışın paylaşıldığını göstermektedir. Diğer yandan, 'direnenler' ve 'ısrar edenler' gibi ifadeler, farklı dilsel tonlarla aynı durumu ifade etmektedir. Bu, bazı meallerin daha süslü ve edebi bir dille yazıldığını, bazılarının ise daha direkt bir anlatım tercih ettiğini göstermektedir. Örneğin, 'uzmanlaşmış' ifadesi, bir durumun derinliğini vurgularken, 'direnen' veya 'ısrar eden' kelimeleri daha genel bir durumu tarif etmektedir. Bu farklılıklar, meallerin dil yapısındaki çeşitliliği ve metinlere yaklaşımlarındaki farklılıkları ortaya koyar.