Tevbe Suresi 100. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Muhacirlerle ensardan ilk olarak inanmada ileri dereceyi alanlarla iyilikte onlara uyanlara gelince: Allah onlardan razı olmuştur, onlar da ondan razı olmuşlardır ve onlara, kıyılarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır, orada ebedi kalır onlar. Budur en büyük kurtuluş ve saadet. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Muhacir ve Ensar'dan İslâm'a ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle onların ardınca gidenler var ya, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah'dan razı oldular ve onlara, altlarında ırmaklar akan cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur. |
Mehmet Okuyan Meali | (Müslüman olmada) öne geçen ilk [muhacir]ler ve [ensar] ile onlara güzellikle uyanlar var ya, Allah kendilerinden razı, onlar da O’ndan memnun olmuşlardır. (Allah) onlara, içinde [ebedî] kalacakları, alt taraflarında ırmaklar akan cennetler hazırlamış (olacak)tır. İşte bu, büyük kurtuluştur. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhacirler ile Ensârdan ilk evvel (İslâmiyet'i kabul ile başkalarına) sabkedenler ve (onlara) ihsan ile tâbi olanlar var ya! Allah Teâlâ onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı oldular. Ve onlar için altından ırmaklar cereyan eden cennetler hazırladı. İçlerinde ebedîyyen baki olacaklardır. İşte bu, en büyük bir necâttır. |
Süleyman Ateş Meali | Muhacirlerden ve Ensardan (İslam'a girmekte) ilk öne geçenler ile bunlara güzelce tabi olanlar... Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. (Allah) onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Muhacirlerin ve Ensârın ilkleri ile onlara güzellikle uyanlar var ya, Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah, içinden ırmaklar akan cennetleri onlar için hazırlamıştır. Orada ölümsüz olacaklardır. En büyük kurtuluş işte budur. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel düşünüp güzel davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı olmuştur; onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sürekli orada kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte budur! |
Tevbe Suresi 100. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Tevbe |
Sure Numarası | 9 |
Ayet Numarası | 100 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 11 |
Kur'an Sayfası | 218 |
Toplam Harf Sayısı | 125 |
Toplam Kelime Sayısı | 27 |
Tevbe Suresi, Medine döneminde inmiş olup, İslam toplumu için önemli mesajlar içermektedir. Bu sure, Müslümanların karşılaştığı zorluklar, münafıklık, cihat ve toplumsal dayanışma gibi konulara odaklanır. Ayet, özellikle İslam'ı kabul eden ilk müminler olan muhacirlerle ensar hakkında bilgi vermekte ve bu kişilerin Allah katındaki özel durumlarını vurgulamaktadır. Ayet, müminlerin toplumsal dayanışmasını ve bu dayanışmanın Allah’ın rızasını kazandırdığına dair bir mesaj içermektedir. Ayrıca, Allah’ın onlardan razı olduğu ve onların da Allah’tan razı olduklarının ifadesi, inananların toplumsal bağlarının ne kadar kuvvetli olduğunu göstermektedir. Cennet vaadi ise, bu ilk müminlerin yaptıkları fedakarlıkların ve inançlarının karşılığında alacakları mükafatı simgeler. Ayetin içeriği, bireysel inanç ve toplumsal sorumluluk arasındaki ilişkiyi de gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda, Tevbe Suresi, İslam'ın özünü ve inananların birbirlerine olan bağlılıklarını ortaya koyan önemli bir metin olarak dikkat çekmektedir.
Tevbe Suresi 100. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
Muhacir | Göç eden |
Ensar | Destekleyen, yardımcı olan |
Razı | Memnun |
Cennetler | Ebedi yaşam yeri |
Kurtuluş | Bağışlanma, kurtulma |
Ayetin okunuşunda dikkat edilmesi gereken temel tecvid kuralları arasında, 'idgam' kuralı öne çıkmaktadır. Bu kural, bazı harflerin birbirine bitişik okunduğu durumları ifade eder. Özellikle 'muhacir' ve 'ensar' kelimelerinde, Arapça'daki duruma uygun olarak dikkatli okunması gereken noktalar mevcuttur.
Tevbe Suresi 100. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
Muhacir | Göç eden | 8 |
Ensar | Destekleyen | 7 |
Razı | Memnun | 14 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerden 'muhacir' ve 'ensar', Müslüman toplumu için önemli olan iki grubu ifade eder, bu nedenle Kur'an'da sıkça kullanılmaktadır. 'Razı' kelimesinin ise Allah'ın rızasını kazanma bağlamında birçok ayette geçmesi, Müslümanların bu konuda ne denli hassas olduğunu göstermektedir. Bu kelimelerin tekrarının, İslam toplumu içindeki birlik ve beraberliği pekiştirme amacı güttüğü düşünülmektedir.
Razı
14
Muhacir
8
Ensar
7
Tevbe Suresi 100. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ilk olarak inanmada ileri dereceyi alanlarla | Edebi |
Diyanet İşleri (Yeni) | İslâm’ı ilk önce kabul eden | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | İslâm'a ilk önce girenlerin başta gelenleri | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | öne geçen ilk muhacirler | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | ilk evvel sabkedenler | Geleneksel |
Süleyman Ateş | ilk öne geçenler | Modern |
Süleymaniye Vakfı | ilkleri ile onlara güzellikle uyanlar | Edebi |
Yaşar Nuri Öztürk | ilklerle, güzel düşünüp güzel davranmada | Açıklayıcı |
Tabloda yer alan ifadeler, genel olarak ayetin ana fikrini yansıtan ortak kelimeleri ve anlatım biçimlerini içermektedir. 'İlk olarak inanmada' ifadesi, birçok mealde benzer bir anlamda kullanılırken, dilsel tonları açısından farklılık göstermektedir. Bazı mealler daha edebi bir üslup kullanırken, diğerleri daha modern ve açıklayıcı bir dil tercih etmiştir. Mealler arasında 'güzellikle uyanlar' ifadesi gibi belirgin bir ortaklık vardır. Genel anlamda, bu ifadelerin tercih edilme sebepleri, okuyucunun anlamı daha iyi kavraması ve tarihsel bağlamın etkisini yansıtmasıdır. Dil açısından, farklılıklara bakıldığında, bazı ifadelerin eş anlamlı olduğu; ancak bazılarınca anlamda daha derin farklılıklar barındırdığı görülmektedir. Örneğin, 'sabkedenler' ifadesi, belirli bir zaman diliminde öne çıkanları ifade ederken, 'ilkleri' ifadesi daha kapsayıcı bir anlam sunmaktadır.