Tevbe Suresi 42. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Onları hazır bir ganimete, yahut yakın bir yolculuğa çağırsaydın sana uyarlardı, fakat meşakkatle alınacak olan bu yol, onlara uzak geldi. Allah'a andiçerek gücümüz yetseydi sizinle beraber çıkardık diyecekler. Onlar, kendilerini helak ediyorlar ve Allah biliyor ki onlar yalancıdır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı, (sefere katılmayan münafıklar da) mutlaka sana uyarlardı. Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi. Gerçi onlar, “Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber çıkardık” diye Allah’a yemin edeceklerdir. Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar. Allah, biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer o sefer, yakın bir ganimet ve kolay bir sefer olsaydı mutlaka peşine düşer gelirlerdi. Fakat o meşakkatli yolculuk kendilerine uzun bir sefer geldi. Bununla beraber, "Bizim de gücümüz yetseydi, sizinle beraber elbette sefere çıkardık." diyerek Allah'a yemin edecekler, nefislerini helake sürükleyecekler. Allah biliyor ki, onlar iyice yalancıdırlar. |
Mehmet Okuyan Meali | Yakın bir dünya malı ve kolay bir yolculuk olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi. Fakat meşakkatli (zor) yol onlara uzak geldi. Onlar “Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle birlikte çıkardık.” diye kendilerini helak edercesine (yalan yere) Allah’a yemin edecekler. Allah onların mutlaka yalancı olduklarını bilmektedir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Eğer o, yakın bir ganîmet ve orta bir sefer olsa idi elbette sana tâbi olurlardı. Fakat o meşakkatli mesafe onlara uzak geldi ve az sonra Allah Teâlâ'ya yemin edeceklerdir ki, eğer iktidarımız olsa idi elbette seninle beraber sefere çıkardık. Bunlar nefislerini helâl diyorlar. Allah Teâlâ ise onların mutlaka yalancı kimseler olduklarını biliyor. |
Süleyman Ateş Meali | Yakın bir dünya menfaati ve orta bir yolculuk olsaydı (savaşa katılmayan o münafıklar), elbette sana tabi olurlardı. Fakat güç aşılacak mesafe, kendilerine uzak geldi. Bir de "Gücümüz yetseydi, sizinle beraber çıkardık!"diye Allah'a yemin edecekler. Boşuna kendilerini mahvediyorlar. Allah, onların yalancı olduklarını biliyor. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Kolay bir menfaat ya da alışılmış bir yolculuk olsaydı, arkandan gelirlerdi. Ama bu zorlu yolculuk onlara pek uzun geldi. “Eğer gücümüz yetseydi elbette seninle birlikte çıkardık” diye Allah’a ant içeceklerdir. Onlar kendilerini tüketmektedirler. Allah biliyor ki onlar, kesinlikle yalancıdır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Eğer o, yakın bir dünya menfaati yahut orta bir yolculuk olsa idi, elbette seni izleyeceklerdi. Ama o zorluklarla dolu yolculuk kendilerine uzak geldi. "Gücümüz yetseydi sizinle çıkacaktık" diye Allah'a yemin de ederler. Kendilerini mahvediyorlar. Allah biliyor ki onlar, kesinlikle yalancıdırlar. |
Tevbe Suresi 42. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Tevbe |
Sure Numarası | 9 |
Ayet Numarası | 42 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 11 |
Kur'an Sayfası | 198 |
Toplam Harf Sayısı | 184 |
Toplam Kelime Sayısı | 39 |
Tevbe Suresi, İslam toplumunun savaş ve münafık konularını ele alan bir Medeni suredir. Bu sure, Müslümanların savaşa katılma konusundaki kararlılığını ve münafıkların bu konudaki ikiyüzlülüğünü açıkça ifade eder. 9. Sure, özellikle Müslümanların düşmanlarla olan ilişkilerini ve bu süreçteki tavırlarını anlatır. Ayet 42, seferden çekilen münafıkların durumunu dile getirir. Burada, sefere katılmayanların aslında arzuladıkları şeyin kolay ve menfaati yüksek olan durumlar olduğu vurgulanmaktadır. Ayet, münafıkların kendilerini aklama çabalarını ve aslında bu durumun Allah katında ne kadar geçersiz olduğunu ortaya koymaktadır. Tevbe Suresi, genel olarak savaş, sadakat ve iman konularında dersler vermektedir ve bu ayet de bu bağlamda önemli bir yere sahiptir. Müslümanların sefere çıkması gereken zamanlarda, bu tür ikiyüzlülüklerin nasıl eleştirildiğini göstermektedir.
Tevbe Suresi 42. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَشَقَّةٌ | meşakkat |
يَمِينٌ | yemin |
كَاذِبٌ | yalancı |
Ayetin içeriğinde önemli kelimeler arasında 'meşakkat', 'yemin' ve 'yalancı' yer almaktadır. Bu kelimeler, durumu ve münafıkların tavırlarını açıklayan anahtar kavramlardır. Ayrıca, ayette bazı tecvid kuralları da bulunmaktadır; örneğin, 'يَمِينٌ' kelimesinde 'idgam' kuralı uygulanmaktadır.
Tevbe Suresi 42. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مَشَقَّةٌ | meşakkat | 4 |
يَمِينٌ | yemin | 8 |
كَاذِبٌ | yalancı | 5 |
Kur'an'da 'meşakkat', 'yemin' ve 'yalancı' kelimeleri belirli bir bağlamda sıkça geçmektedir. Bu kelimelerin kullanımı, iman, sadakat ve ihanet gibi temaların ifade edilmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle, bu kelimelerin Kur'an'da çokça geçmesi, insan ilişkileri ve ahlaki değerler ile ilgili derin bir anlayış sunmaktadır.
يَمِينٌ
8
كَاذِبٌ
5
مَشَقَّةٌ
4
Tevbe Suresi 42. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | meşakkatle alınacak olan bu yol | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | meşakkatli yol, onlara uzak geldi | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | o meşakkatli yolculuk kendilerine uzun bir sefer geldi | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | fakat meşakkatli (zor) yol onlara uzak geldi | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | o meşakkatli mesafe onlara uzak geldi | Geleneksel |
Süleyman Ateş | güç aşılacak mesafe, kendilerine uzak geldi | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | bu zorlu yolculuk onlara pek uzun geldi | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | o zorluklarla dolu yolculuk kendilerine uzak geldi | Açıklayıcı |
Ayetin meallerinde ortak ifadeler arasında 'meşakkatli yol' veya 'zor yol' gibi terimler öne çıkmaktadır. Bu ifadeler, münafıkların sefere katılmama gerekçelerini vurgulamakta ve bu durumun ciddiyetini izah etmektedir. Farklı meallerde 'uzak geldi' veya ' uzun geldi' gibi ifadeler arasında dilsel bir fark bulunmakta, ancak hepsi anlam açısından benzer bir durumu ifade etmektedir. Bu tür ortak terimlerin kullanımı, ayetin ana temasını güçlendirirken, farklı tercihler ise meallerin dilsel ve anlatımsal çeşitliliğini ortaya koymaktadır.