Ahkaf Suresi 20. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve o gün, kafir olanlar, ateşe arzedilirler, dünya yaşayışınızda bütün temiz şeylerinizi kaybettiniz denir ve orada, bunlarla geçinip gitmiştiniz, bugünse, yeryüzünde, haksız yere ululuk sattığınızdan ve buyruktan çıktığınızdan dolayı aşağılanma azabıyla cezalanırsınız. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İnkâr edenler ateşe sunuldukları gün, (onlara şöyle denir:) “Dünyadaki hayatınızda güzelliklerinizi bitirdiniz, onların zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı, alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İnkâr edenler ateşe arzedilecekleri gün onlara: "Siz dünya hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz, artık bugün yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanız ve yoldan çıkmış olmanızdan dolayı aşağılayıcı bir azabla cezalandırılacaksınız." (denir). |
Mehmet Okuyan Meali | Kâfir olanlar ateşe sunulacakları gün (onlara şöyle denecektir): “Dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız; onlardan yararlandınız. Bugün ise yeryüzünde haksız olarak kibirlenmeniz ve yoldan çıkmanızdan dolayı küçük düşürücü bir azapla cezalandırılacaksınız!” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o gün ki, kâfir olanlar, ateş üzerine arzolunurlar. (Onlara) Denilir ki: «Lezzetli şeylerinizi dünya hayatınızda giderdiniz ve onlar ile fâidelendiniz. Artık yeryüzünde haksız yere böbürlenmiş ve kendisiyle fıska düşmüş olduğunuz şeyden dolayı bugün ihanet azabıyla cezalandırılacaksınızdır.» |
Süleyman Ateş Meali | İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (kendilerine denir ki): "Dünya hayatınızda bütün güzel şeylerinizi zayi ettiniz; (orada) bunlarla sefa sürüp bunları tükettiniz (burası için hiçbir şey bırakmadınız). Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan ötürü bugün, alçaltıcı bir azab ile cezalandırılacaksınız." |
Süleymaniye Vakfı Meali | O ateşin karşısına getirildikleri gün, ayetleri görmezlikten gelenlere (kafirlere) şöyle denir: “Siz bütün zevklerinizi dünyada yaşarken tükettiniz. Yeryüzünde haksız yere büyüklenmenize ve yoldan çıkmanıza karşılık bugün alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Gün olur, inkâr edenler ateşe arz edilirler. Onlara denir ki: "İyiliklerinizi/nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz, onlarla zevklenip eğlendiniz. Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz." |
Ahkaf Suresi 20. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ahkaf |
Sure Numarası | 46 |
Ayet Numarası | 20 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 26 |
Kur'an Sayfası | 551 |
Toplam Harf Sayısı | 184 |
Toplam Kelime Sayısı | 36 |
Ahkaf Suresi'nin 20. ayeti, inkar edenlerin kıyamet gününde yaşanacak azabı anlatmaktadır. Mekki bir sure olan Ahkaf, genel itibariyle bu tür temaları işlerken, ahiret inancı ve hesap verme konusunu ele alır. Bu sure, inkar edenlerin dünya hayatındaki geçici zevklerinin sona erip, ahirette karşılaşacakları gerçeği ortaya koyar. Ayetin bağlamı, insanların dünya hayatında elde ettikleri nimetler ile bu nimetlere karşı nasıl bir tutum sergiledikleri üzerine yoğunlaşır. Ahkaf Suresi, özellikle Mekke döneminde inmiş olması nedeniyle, inkar edenlerin tutumlarına yönelik eleştiriler barındırır. Ayet, inkar edenlerin dünyadaki kibirlerinden dolayı hak ettikleri azabı ve bununla birlikte dünya hayatında tükettikleri nimetlerin sonuçlarını vurgulayarak, ahiret inancını pekiştirmeyi amaçlar. Bu bağlamda, surede geçen ifadeler ve kavramlar, insanların gerçek değerleri anlaması ve ahiret sorumluluklarını puanlaması açısından önemlidir. Ayet, insanlara yaptıkları eylemlerin sonuçlarını hatırlatmakta ve adaletin tecelli edeceği günü işaret etmektedir.
Ahkaf Suresi 20. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَافِرُونَ | İnkâr edenler |
عَذَابٌ | Azap |
يَوْمَ | Gün |
دُنْيَا | Dünya |
حَسَنَاتٌ | Güzel şeyler |
Ayette bazı temel tecvid kuralları bulunmaktadır. Özellikle ‘idgam’ kuralı, bazı kelimelerin birleşiminde seslerin kaynaşmasına sebep olurken, ‘med’ kuralları da uzun okuma gerektiren kelimelerde dikkat çekmektedir. Bu tecvid kuralları, ayetin okunmasında akıcılığı sağlamakta ve anlamın doğru aktarılmasına yardımcı olmaktadır.
Ahkaf Suresi 20. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَافِرُونَ | İnkâr edenler | 20 |
عَذَابٌ | Azap | 27 |
حَسَنَاتٌ | Güzel şeyler | 15 |
Yukarıdaki kelimeler, Kur'an'da sıkça geçen kelimelerdir. 'كَافِرُونَ' kelimesi, inkar edenlerin kimliklerini vurgulamak için sıkça kullanılırken, ahiret ve ceza temalarına dair sürekli bir hatırlatma yapar. 'عَذَابٌ' kelimesi, adaletin tecellisi ve ahiret azabı hakkında uyarılar içermektedir. 'حَسَنَاتٌ' ise, dünya hayatındaki güzel şeylerin geçici olduğunu belirtmek için önemli bir vurgudur. Bu kelimelerin çokça kullanılması, mesajların anlaşılabilirliğini artırmakta ve okuyucunun dikkatini çekmektedir.
عَذَابٌ
27
كَافِرُونَ
20
حَسَنَاتٌ
15
Ahkaf Suresi 20. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Dünya yaşayışınızda bütün temiz şeylerinizi kaybettiniz | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Güzelliklerinizi bitirdiniz | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bütün güzel şeylerinizi harcadınız | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Bütün güzel şeylerinizi harcadınız | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Lezzetli şeylerinizi dünya hayatınızda giderdiniz | Edebi |
Süleyman Ateş | Bütün güzel şeylerinizi zayi ettiniz | Modern |
Süleymaniye Vakfı | Bütün zevklerinizi dünyada yaşarken tükettiniz | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | İyiliklerinizi/nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz | Modern |
Tabloda görülen ifadelerin çoğu, 'güzel şeyler' veya 'nimetler' gibi kavramlar üzerinde ortaklaşmaktadır. Bu ifadeler, dünya hayatında elde edilen geçici zevklerin önemini vurgulamakta ve okuyucuya ahiret gerçeğini hatırlatmaktadır. Bunun yanı sıra, bazı meallerde ‘harcamak’, ‘bitirmek’ veya ‘tüketmek’ gibi kelimeler farklı tonlarla kullanılmıştır. Bu durum, ifadelerin dilsel ve anlam açısından benzerlikler taşıdığını göstermektedir. Ancak, bazı ifadeler arasında derin anlam farklılıkları bulunmaktadır. Örneğin, 'zayi etmek' kelimesi, bir şeyin israfını vurgularken, 'harcamak' daha genel bir ifade olarak kullanılmıştır. Bu nedenle, mealler arasındaki bu farklılıklar, okuyucunun doğru anlamlandırması açısından önem arz etmektedir.