Ahkaf Suresi 35. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Artık, peygamberlerden azim ve irade sahipleri nasıl sabrettilerse sen de sabret ve azaba uğramaları için acele etme. Onlara vaadedilen azabı gördükleri gün sanırlar ki dünyada bir günün bir anı kadar kalmışlar; bu, bir tebliğdir, buyruktan çıkan topluluktan başkası helak mı olur? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | (Ey Muhammed!) O hâlde, yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret. Onlar için acele etme. Onlar tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, sanki dünyada gündüzün bir anından başka kalmadıklarını sanırlar. Bu bir duyurudur. Ancak yoldan çıkmış olan topluluk helâk edilir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için (azab hususunda) acele etme. Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi? |
Mehmet Okuyan Meali | Elçilerden kararlılık sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret! Onlar (inkârcılar) hakkında acele etme! Vadedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanacaklar. (Bu), bir tebliğdir. Yoldan çıkmış topluluktan başkası helak edilir mi hiç! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık sabret, resûllerden azim sahiplerinin sabrettiği gibi ve onlar için isti'cal etme. Sanki onlar vaadolunduklarını görecekleri gün, gündüzden bir saatten başka durmamışlar gibi olacaklardır. (Bu) Bir tebliğdir, fâsıklar olan kavimden başkası, helâke uğratılacak mıdır? (Elbette uğratılmayacaktır). |
Süleyman Ateş Meali | O halde sen de, azim (ve irade) sahibi elçilerin sabrettikleri gibi sabret. O (nankör)ler için acele etme. Onlar, tehdid edildikleri azabı gördükleri gün, sanki gündüzün sadece bir sa'ati kadar yaşamış gibi olurlar. (Bu) Bir duyurudur. Yoldan çıkmış topluluktan başkası mı helak edilecektir? |
Süleymaniye Vakfı Meali | Kararlı davranan elçiler nasıl sabrettiyse sen de öyle sabret. Onlar için aceleci olma. Tehdit edildikleri azabı görecekleri gün, sanki dünyada gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanacaklar. Bu bir bildiridir. Yoldan çıkan(fasık) topluluktan başka kim, bütün beklentilerinden yoksun bırakılır? |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Artık, resullerin azim sahibi olanlarının sabrettiği gibi sabret! O inkârcılar için acele etme! Tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, gündüzün sadece bir saati kadar yaşamış gibi olurlar. Bir duyurudur bu. Sapmışlar topluluğundan başka kim helâk edilir! |
Ahkaf Suresi 35. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ahkaf |
Sure Numarası | 46 |
Ayet Numarası | 35 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 27 |
Kur'an Sayfası | 569 |
Toplam Harf Sayısı | 301 |
Toplam Kelime Sayısı | 73 |
Ahkaf Suresi, Mekke döneminde inen bir sure olup, genel olarak Allah'ın birliğini, peygamberlerin gönderilişini ve inkârcıların akıbetini konu alır. Bu sure, özellikle azim sahibi peygamberlerin sabrı ve onları takip eden inananların dayanıklılığı üzerine vurgu yapar. Ayet 35, özellikle Hz. Muhammed'e hitaben, sabır göstermesi ve düşmanlarının başına gelecek azabı beklemesi gerektiğini ifade eder. Ayetin bağlamı, toplumda inançsız olanların azabını görmekle, sabredip beklemenin gerekliliğini anlatmaktadır. Burada, peygamberlerin kararlı duruşları ve onların sabırları öne çıkarılarak, müminlere bir örnek teşkil eder. Ayette, azap vaat edilen kişilerinin, bu azabı gördüklerinde dünyada yalnızca bir an kadar kaldıklarını düşünmelerinin ifadesiyle, ahiretteki hesap gününe dair bir uyarı yapılmaktadır. Ahkaf Suresi'nin genel içeriği ve bu ayetin bağlamı, Allah'ın azabına karşı sabırlı olup, düşmanlarının akıbetini beklemenin önemine işaret eden bir mesaj taşır.
Ahkaf Suresi 35. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
صَبْرَ | sabır |
عَذَابَ | azap |
مَكَانَ | yer |
يَوْمَ | gün |
أَنَّهُمْ | onların |
فَاسِقُونَ | yoldan çıkanlar |
Ayetin tecvidine göre, bazı kelimelerde med ve idgam kuralları göze çarpar. Örneğin, "صَبْرَ" kelimesinde "ص" harfinin uzatılması, "عَذَابَ" kelimesinde de med uygulaması bulunmaktadır.
Ahkaf Suresi 35. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
صَبْرَ | sabır | 14 |
عَذَابَ | azap | 21 |
فَاسِقُونَ | yoldan çıkanlar | 9 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça karşımıza çıkan ve önemli kavramları ifade eden kelimelerdir. 'صَبْرَ' kelimesi, sabır ve dayanıklılığın önemine vurgu yaparken, 'عَذَابَ' kelimesi, inkârcıların karşılaşacağı sonu ve tehdidi ifade eder. 'فَاسِقُونَ' ise toplumsal bozulmayı ve bu bozulmanın sonuçlarını ifade eden bir terimdir. Bu kelimelerin sık kullanılması, müminlerin karşılaştığı zorluklar, sabır göstermeleri gereken durumlar ve ahiret kavramıyla ilgili uyarılar üzerindeki önemiyle yakından ilişkilidir.
عَذَابَ
21
صَبْرَ
14
فَاسِقُونَ
9
Ahkaf Suresi 35. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | sabret ve azaba uğramaları için acele etme | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | sabret, acele etme | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | sabret! Onlar için (azab hususunda) acele etme | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | sabret! Onlar (inkârcılar) hakkında acele etme! | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | sabret, acele etme | Geleneksel |
Süleyman Ateş | sabret, acele etme | Modern |
Süleymaniye Vakfı | sabret. aceleci olma | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | sabret! acele etme! | Modern |
Tabloda görülen ifadeler, genel olarak sabır ve acele etmemek üzerine odaklanmaktadır. 'Sabret' ifadesi, çoğu mealdede ortak olarak geçmektedir ve bu durum, ayetin ana mesajının güçlendirilmesine olanak tanımaktadır. Diğer bir ortak ifade ise 'acele etme' şeklinde öne çıkmaktadır. Bu ifadeler, dilsel ve anlamsal olarak benzer anlamlar taşımaktadır ve bu nedenle tercih edilmiştir. Mealler arasında belirgin farklılaşan ifadeler ise, kullanılan dil tonlarıdır. Geleneksel mealler, daha klasik bir üslup kullanırken, modern mealler daha akıcı ve anlaşılır bir dil tercih etmektedir. Bu durum, okuyucu kitlesinin algısı ve anlama kolaylığı açısından önem taşımaktadır.