Âl-i İmrân Suresi 100. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ey inananlar, kendilerine kitap verilenlerin herhangi bir kısmına uyarsanız sizi döndürür, inancınızdan sonra kafir yapar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar. |
Mehmet Okuyan Meali | Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi kâfirliğe döndürürler. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ey imân edenler! Kendilerine kitap verilmiş olanlardan herhangi bir gürûha itaat ederseniz sizi imânınız dan sonra çevirip kâfirler yaparlar. |
Süleyman Ateş Meali | Ey inananlar, Kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra, (onlar) sizi döndürüp kafir yaparlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Ey inanıp güvenenler! Kendine kitap verilenlerin bir kesimine uyarsanız, inanıp güvendikten sonra sizi ayetleri görmeyecek hale getirirler (kâfir yaparlar). |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir zümreye boyun eğerseniz sizi, imanınızdan sonra kâfirler haline getirirler. |
Âl-i İmrân Suresi 100. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 100 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 90 |
Toplam Harf Sayısı | 120 |
Toplam Kelime Sayısı | 21 |
Âl-i İmrân Suresi, Mekke’de inmiş olan Kur’an-ı Kerim’in üçüncü suresidir. Genel olarak bu sure, Müslümanların inançlarını pekiştirmek, toplumda birlik ve beraberliği sağlamak ve Yahudi ve Hristiyanların İslam’a yönelik eleştirilerine cevap vermek amacıyla indirilmiştir. Ayet 100 ise, iman edenlere hitap ederek, kendilerine kitap verilenlerin etkilerine karşı dikkatli olmaları gerektiğini vurgular. Ayet, inananların diğer din mensuplarının görüşlerine kapılmamaları ve inançlarını kaybetmemeleri gerektiği yönünde bir uyarı niteliğindedir. Bu bağlamda, inananların, özellikle de ilk Müslüman topluluk için, dış etkilere karşı savunma mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği anlamına gelir. Ayrıca, ayet, inanç durumunu tehlikeye atacak olumsuz etkilerin olabileceğine dikkat çeker. Bu durum, hem bireysel hem toplumsal inanç bütünlüğü açısından önemlidir. Sadece dini bir kimliğe sahip olmak yeterli olmayıp, bu kimliği korumak için çevresel etkilere karşı da dikkatli olunması gerektiği vurgulanmaktadır.
Âl-i İmrân Suresi 100. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
إيمَانًا | iman |
كافِرًا | kafir |
كِتاب | kitap |
Ayetin dil bilgisi açısından, özellikle 'kâfir' ve 'iman' kelimeleri, İslam inancının temel unsurlarını ifade eder. Ayrıca, ayette bulunan 'kitap' kelimesi, diğer semavi dinlerin kutsal metinlerine atıfta bulunarak, bu metinlerin etkisine karşı bir uyarı niteliği taşır. Ayetteki kelimeler, bazı tecvid kurallarına da sahiptir; örneğin, 'kâfir' kelimesinde idgam uygulanabilir.
Âl-i İmrân Suresi 100. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
إيمان | iman | 12 |
كافر | kafir | 25 |
كتاب | kitap | 70 |
Kur’an’da geçen 'iman', 'kafir' ve 'kitap' kelimeleri, İslam inancının temel yapı taşlarını temsil eden kavramlardır. Bu kelimelerin sıkça kullanılması, Müslümanların inanç sistemlerindeki bu unsurların önemine dikkat çeker. 'İman' kelimesinin kullanımı, inancın korunması ve pekiştirilmesi gerektiğini vurgularken, 'kafir' kelimesi, inançsızlığı temsil eder ve bu durumun inançlı bireyler üzerindeki olumsuz etkilerine işaret eder. 'Kitap' kelimesi ise, dinlerin temelleri olan kutsal metinlere atıfta bulunarak, bu metinlerin etkilerini sorgular.
كتاب
70
كافر
25
إيمان
12
Âl-i İmrân Suresi 100. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Kendilerine kitap verilenlerin herhangi bir kısmına uyarsanız | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Bir gruba uyarsanız | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Kendilerine kitap verilmiş olanlardan herhangi bir gürûha itaat ederseniz | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Bir kesimine uyarsanız | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Bir zümreye boyun eğerseniz | Modern |
Meallerde en çok dikkat çeken ortak ifadenin 'kendi kitap verilenlere' atıfta bulunmasıdır. Bu ifade, inananların başka din mensuplarının etkisinde kalmamaları gerektiğini vurgulamakta ve bu nedenle sıkça tercih edilmektedir. Ayrıca, 'bir gruba uyarsanız' ifadesi de birçok mealde benzer şekilde kullanılmıştır. Bu da, inananların belirli gruplara ait görüşlere kapılmamaları konusundaki ortak anlayışı gösterir. Bazı meallerde 'itaat' ya da 'boyun eğme' gibi ifadeler kullanarak bir derece daha güçlü bir dil tonu tercih edilmiştir. Bu ifadeler, inancın korunmasının zorluğu ve bunun getirdiği sorumluluk hakkında farklı tonlar sunmaktadır. Dolayısıyla, mealler arasında farklılık gösteren ifadeler, dil açısından eş anlamlı olabilse de, anlatım biçimi ve vurgu açısından belirgin farklılıklar ortaya koymaktadır.