Âl-i İmrân Sûresi 99. Ayet
قُلْ
يَٓا
اَهْلَ
الْكِتَابِ
لِمَ
تَصُدُّونَ
عَنْ
سَب۪يلِ
اللّٰهِ
مَنْ
اٰمَنَ
تَبْغُونَهَا
عِوَجاً
وَاَنْتُمْ
شُهَدَٓاءُۜ
وَمَا
اللّٰهُ
بِغَافِلٍ
عَمَّا
تَعْمَلُونَ
٩٩
Kul yâ ehle-lkitâbi lime tesuddûne ‘an sebîli(A)llâhi men âmene tebġûnehâ ‘ivecen veentum şuhedâ(u)(k) vema(A)llâhu biġâfilin ‘ammâ ta’melûn(e)
Âl-i İmrân Suresi 99. Ayet Meâlleri

Âl-i İmrân Suresi 99. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 99 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 4 |
Kur'an Sayfası | 119 |
Toplam Harf Sayısı | 170 |
Toplam Kelime Sayısı | 35 |
Âl-i İmrân Suresi, genellikle Allah’ın birliğini, iman edenlerin özelliklerini ve toplumlar arasındaki ilişkileri ele alan bir Mekki suredir. Bu sure, İslam toplumu için önemli olan temel değerleri, ahlaki öğütleri ve inanç esaslarını içermektedir. Özellikle, inananların doğru yolda olmaları ve bu yolda kalmaları gerektiği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, ayet 99, kitap ehli olanlara hitap ederek, onların inananları Allah yolundan çevirmeye çalışmasını eleştirmektedir. Ayette, kitap ehlinin kendi bildikleri gerçeğe rağmen niçin bu tür bir eğrilik gösterdikleri sorgulanmaktadır. Bu, toplumsal ve dini bir tartışmayı teşvik eden bir bağlam sunmaktadır. Mekke döneminin sosyal ve dini yapısı göz önüne alındığında, bu ayet, Müslümanların inançlarına yönelik karşıt tutumları ve bunun neden olduğu çatışmaları yansıtmaktadır. Aynı zamanda, bu durumun, ahlaki ve sosyal sorumluluk açısından nasıl bir etkisi olduğu da önemlidir. Ayetin ifadesinde, Allah'ın her şeyin farkında olduğu vurgusu, ahlaki bir sorumluluk duygusunu pekiştirmektedir. Bu nedenle, ayet, sadece geçmişe değil, günümüze de ışık tutan evrensel bir mesaj taşımaktadır.
Âl-i İmrân Suresi 99. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كتاب | kitap |
سبيل | yol |
شاهد | şahit |
ايمان | iman |
أدرى | habersiz |
Ayetin Arapça dilbilgisi açısından dikkat çeken kelimeleri arasında 'كتاب' (kitap), 'سبيل' (yol), 'شاهد' (şahit), 'ايمان' (iman) ve 'أدرى' (habersiz) yer alır. Bu kelimeler, ayetin genel anlamı ve bağlamı açısından merkezi bir rol oynamaktadır. Ayetteki temel tecvid kuralları arasında 'med' kuralı ve 'idgam' uygulanabilir, ancak bu kuralar ayetin akışına zarar vermeden dikkatlice uygulanmalıdır.
Âl-i İmrân Suresi 99. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كتاب | kitap | 22 |
سبيل | yol | 36 |
شاهد | şahit | 10 |
Ayet içerisinde geçen kelimeler, Kur'an'da toplam 22, 36 ve 10 defa geçmektedir. 'كتاب' kelimesi, ayetteki bağlamda kitap ehli ile ilişkilendirilerek bilgi ve tanıklığı simgeler. 'سبيل' kelimesi ise, Allah'ın yolunu ifade eder ve bu bağlamda yönlendirme ve hidayet arayışına işaret eder. 'شاهد' kelimesi, tanıklık ve doğruluk üzerine odaklanarak, inananların ve kitap ehlinin üzerindeki sorumlulukları vurgular.
سبيل
36
كتاب
22
شاهد
10
Âl-i İmrân Suresi 99. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | gerçeği görüp bildiğiniz hâlde | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri Meali | gerçeği görüp bildiğiniz hâlde | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | gerçeği görüp bildiğiniz hâlde | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | şahit olduğunuz hâlde | Açıklayıcı |
Süleyman Ateş | gerçeğe tanık olduğunuz halde | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | şahitlersiniz | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | bile bile yapıyorsunuz | Moden |
Yaşar Nuri Öztürk | gözünüzle gördüğünüz halde | Modern |
Yukarıdaki tablo, farklı Türkçe meallerin kullandığı bazı ifadeleri ve dilsel tonları göstermektedir. En çok ortak kullanılan ifade 'gerçeği görüp bildiğiniz hâlde' şeklindedir. Bu ifade, inananların durumunu ve kitap ehlinin sorumluluğunu açıklamaktadır. Bu tür ortak ifadelerin tercih edilmesi, ayetin ana mesajını net bir şekilde iletmek amacı taşır. Diğer taraftan, 'şahit olduğunuz hâlde' ifadesi de bazı meallerde yer alırken, farklı bir ton kullanılarak daha modern bir dil tercih edilmiştir. Aynı zamanda, bazı meallerde 'bile bile yapıyorsunuz' ifadesi, durumu daha güçlü bir şekilde vurgularken, diğerlerinde daha geleneksel bir ifade kullanılmıştır. Bu farklılıklar, meallerin dil ve üslup açısından çeşitlilik göstermesinin yanı sıra, metnin anlaşılırlığı üzerinde de etkili olmuştur. Bu nedenle, mealler arasında anlamda bazı farklılıklar olsa da, genel mesajın korunması hedeflenmiştir.
Âl-i İmrân Sûresi 99. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Âl-i İmrân Sûresi 99. ayet, Allah'ın elçileri olarak peygamberlerin misyonunu ve onlara tabi olanların doğru yolda kalma sorumluluğunu belirtmektedir.
- Bakara Suresi 285. Ayet: Bu ayette, inananların Allah'a ve Resullerine iman etmesi gerektiği vurgulanmaktadır, bu da Âl-i İmrân 99. ayetteki inanç ve rehberlik temasına tutarlıdır.
- Âl-i İmrân Sûresi 32. Ayet: Burada Allah'a itaat etmek ve Peygambere tabi olmak gerektiği ifade edilmektedir. Bu, Âl-i İmrân 99. ayette bahsedilen peygamberler ve onların öğretilerine bağlılığın önemini pekiştirir.
- Nisâ Sûresi 69. Ayet: Bu ayette, Allah'a ve Resulüne itaat edenlerin nimetlendirilmesi üzerine durulmakta, bu da Âl-i İmrân 99. ayetteki peygamberlerin ardından gitme temasıyla ilişkilidir.
Tüm bu ayetler birlikte okununca, İslam inancında peygamberlerin rehberliğinin önemi ve onlara tabi olmanın gerekliliği net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Müminlerin, peygamberlerin öğretilerine sadık kalmaları ve bu doğrultuda yaşamaları gerektiği mesajı güçlenmektedir.
Okumak istediğin ayeti seç