Âl-i İmrân Suresi 105. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra da gene bölük bölük olanlara, gene ayrılığa düşenlere benzemeyin. Öyle kişilerdir onlar ki onlaradır pek büyük azap. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır. |
Mehmet Okuyan Meali | Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra ayrılığa düşüp parçalananlar gibi olmayın! İşte onlar için büyük bir azap vardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve kendilerine beyyineler geldikten sonra ayrılık çıkarıp ihtilâfa düşenler gibi de olmayınız. Ve işte onlar için büyük bir azap vardır. |
Süleyman Ateş Meali | Kendilerine açık deliller geldikten sonra bölünüp ihtilaf edenler gibi olmayın. İşte onlar (evet) onlar için büyük bir azab vardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Kendilerine açık âyetler geldikten sonra onlardan uzakta kalan ve ihtilaf çıkaranlar gibi olmayın. Onları bekleyen büyük bir azap vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır. |
Âl-i İmrân Suresi 105. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 105 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 109 |
Toplam Harf Sayısı | 162 |
Toplam Kelime Sayısı | 34 |
Âl-i İmrân Suresi, adını Hz. İmran ve ailesinden alır ve İslam toplumu için önemli mesajlar içermektedir. Bu sure, Medine döneminde inmiş olup, Müslümanların karşılaştığı zorluklara, savaşlara ve iman meselelerine dair önemli bilgiler sunar. Ayet 105, özellikle birlik ve beraberlik vurgusu yaparak, açık deliller geldikten sonra parçalanan ve ayrılığa düşenlerin durumu hakkında uyarıda bulunmaktadır. Bu bağlamda, Müslümanların birbirleriyle olan ilişkilerini güçlendirmeleri ve bölünmekten kaçınmaları gerektiği mesajı taşımaktadır. Ayetin bu bağlamdaki genel yükü, inananları bir arada tutacak olan temel ilkeleri hatırlatmak ve ayrılığın olumsuz sonuçlarına dikkat çekmektir. Söz konusu ayet, toplumsal ve dini birlikteliğin önemini vurgularken, ayrılığın getireceği büyük azap ile ilgili bir uyarıda bulunmaktadır. Bu sure, genel olarak Allah'ın birliğine, peygamberlerin misyonlarına ve kıyamet gününe dair inançları pekiştirmeye yönelik öğretiler içermektedir.
Âl-i İmrân Suresi 105. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
بَيِّنَاتٍ | apaçık deliller |
اِخْتِلَافٍ | ayrılığa düşmek |
عَذَابٌ | azap |
كَبِيرٌ | büyük |
كَيْفَ | nasıl |
Ayetin içinde geçen kelimeler, dil bilgisi açısından önemli yapılar ve kelime grupları içermektedir. Örneğin, 'بَيِّنَاتٍ' kelimesi 'apaçık deliller' anlamına gelirken, 'اِخْتِلَافٍ' kelimesi ise 'ayrılığa düşmek' anlamındadır. Ayetteki kelimelerin bazıları, med ve idgam gibi tecvid kurallarına tabi olabilir.
Âl-i İmrân Suresi 105. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
بَيِّنَاتٍ | apaçık deliller | 6 |
اِخْتِلَافٍ | ayrılığa düşmek | 8 |
عَذَابٌ | azap | 27 |
Ayet içerisindeki 'بَيِّنَاتٍ', 'اِخْتِلَافٍ' ve 'عَذَابٌ' kelimeleri Kur'an'da farklı sıklıklarla geçmektedir. Özellikle 'عَذَابٌ' kelimesi, azap konusunun ciddiyetini vurgulamak amacıyla sıkça kullanılmaktadır. 'بَيِّنَاتٍ' ve 'اِخْتِلَافٍ' ise inanç ve toplumsal birliktelik bağlamında önemli bir yere sahiptir. Bu kelimelerin sıkça geçmesi, toplumsal ayrışma ve delillerin reddedilmesi durumlarının ciddiyetine dikkat çekmektedir.
عَذَابٌ
27
اِخْتِلَافٍ
8
بَيِّنَاتٍ
6
Âl-i İmrân Suresi 105. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra da gene bölük bölük olanlara, gene ayrılığa düşenlere benzemeyin. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra ayrılığa düşüp parçalananlar gibi olmayın! | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve kendilerine beyyineler geldikten sonra ayrılık çıkarıp ihtilâfa düşenler gibi de olmayınız. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Kendilerine açık deliller geldikten sonra bölünüp ihtilaf edenler gibi olmayın. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Kendilerine açık âyetler geldikten sonra onlardan uzakta kalan ve ihtilaf çıkaranlar gibi olmayın. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. | Modern |
Mealler arasında en çok ortak kullanılan ifade, 'kendilerine açık deliller geldikten sonra ayrılığa düşenler gibi olmayın' ifadesidir. Bu ifade, hem dilsel hem de anlamsal olarak metnin ana temasıyla örtüşmektedir. Farklı meallerde kullanılan 'parçalanmak', 'bölünmek' ya da 'ayrılığa düşmek' gibi ifadeler ise anlam bakımından benzerlik gösterse de, bazı meallerde bu ifadelerin seçimi ile dilsel ton farklılıkları ortaya çıkmaktadır. Örneğin, 'parçalanmak' ve 'bölünmek' daha modern bir dil kullanırken, 'ayrılığa düşmek' ifadesi daha geleneksel bir anlatım sunmaktadır. Bu durum, meallerin yazıldığı dönemin dil özellikleri ve okuyucu kitlesiyle de ilişkilidir.