Âl-i İmrân Suresi 117. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Onların şu dünya hayatında harcadıkları, tıpkı kendilerine zulmeden bir kavmin tarlalarına vuran zemheri yeline benzer, eser, ekinleri mahvedip gider. Onlara Allah zulmetmez, onlar, kendi kendilerine zulmederler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Onların bu dünya hayatında harcadıkları malların durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgârın durumu gibidir. Allah, onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar. |
Mehmet Okuyan Meali | Bu dünya hayatında yapmakta oldukları harcamaların durumu, kendilerine haksızlık etmiş olan bir toplumun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu rüzgârın durumuna benzer. Onlara Allah haksızlık etmedi fakat onlar kendilerine haksızlık ediyorlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bu dünya hayatında infak ettikleri şeyin meseli, bir rüzgâr meseli gibidir ki, onda kavurucu bir soğukluk vardır, nefislerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinlerine vurup mahvetmiştir. Ve Allah Teâlâ onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmederler. |
Süleyman Ateş Meali | Onların bu dünya hayatında harcadıkları malların durumu, nefislerine zulmeden bir topluluğun ekinine vurup onu mahveden dondurucu bir rüzgar(ın tahribatın)a benzer. Allah onlara zulmetmedi; fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Dünya hayatında yaptıkları iyilikler (Allah için olmadığından), kavurucu soğuk bir rüzgarın, yanlışlara dalan bir topluluğun ekinini vurup mahvetmesi gibi mahvolur, (bir faydasını görmezler). Allah, onlara yanlış yapmaz, yanlışı onlar kendilerine yaparlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Bu dünya hayatında harcamakta olduklarının durumu, bir rüzgâr örneğine benzer: Onda kavurucu bir soğuk vardır. Öz benliklerine zulmetmiş bir topluluğun ekinine değmiş de onu mahvetmiştir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine zulmediyorlardı. |
Âl-i İmrân Suresi 117. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 117 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 55 |
Toplam Harf Sayısı | 128 |
Toplam Kelime Sayısı | 30 |
Âl-i İmrân Suresi, genellikle Mekke döneminde inmiş ve İslam’ın temel inançlarını, ahlaki değerlerini ve toplumsal ilişkileri vurgulayan temalar içermektedir. Bu sure, özellikle Müslüman topluluğun dayanışma ve birlikteliği, ahlaki sorumlulukları, Allah’ın emirlerine bağlılık gibi konuları işlemektedir. Ayet 117, bu bağlamda insanın dünyadaki yaptıklarının sonuçları ve bunların kendi eylemleriyle ilişkisini anlatmaktadır. Ayetteki benzetme, insanların harcamalarının, kendilerine zulmeden bir toplumun ekinlerine zarar veren bir rüzgâr gibi olduğu vurgusunu yaparak, maddi kayıpların manevi zararlarla ilişkisini ortaya koymaktadır. İnsanın kendi nefsine zulmetmesi, bu ayetin ana temasını oluşturmaktadır. Ayet, insanın dünya hayatındaki eylemleri sonucunda karşılaştığı durumları açıklarken, Allah'ın adaleti ve insanın kendi hatalarından sorumlu olduğu gerçeğini de vurgulamaktadır. Bu sure, genel olarak inanç ve ahlak ilişkisini ele alırken, insanın kendi eylemleriyle yüzleşmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Âl-i İmrân Suresi 117. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
zulm | zulüm |
hayat | hayat |
rüzgar | rüzgar |
ekini | ekin |
mahvet | mahvetmek |
Ayetin içinde geçen bazı kelimeler, Arapça kökenli kelimelerdir ve Türkçedeki karşılıklarıyla birlikte anlamları verilmiştir. Ayette geçen önemli kelimeler arasında 'zulm', 'hayat', 'rüzgar', 'ekini' ve 'mahvet' bulunmakta olup, bu kelimeler ayetin temel anlamını oluşturmada önemli rol oynamaktadır. Tecvid açısından ayet, bazı okuma kurallarına tabi olup, 'idgam' ve 'med' gibi durumlar içermektedir. Bu nedenle doğru bir okuma için bu kurallara dikkat edilmesi gerekmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 117. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
zulm | zulüm | 20 |
hayat | hayat | 15 |
rüzgar | rüzgar | 12 |
Kur'an içerisinde geçen kelimelerin sayıları incelendiğinde, 'zulm', 'hayat' ve 'rüzgar' kelimeleri öne çıkmaktadır. Bu kelimelerin sık kullanılması, insan davranışları, dünyadaki yaşamın geçiciliği ve manevi sonuçlarla ilgili derin anlamlar taşımaktadır. Özellikle 'zulm' kelimesinin çokça geçiyor olması, insanın kendi eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini vurgulayan ayetlerde önemli bir yer tutar. 'Hayat' kelimesi, insanın yaşamı ve eylemleri arasındaki ilişkiyi ifade ederken, 'rüzgar' ifadesi de metaforik anlamda geçici olan şeylerin yıkıcılığını simgelemekte kullanılmaktadır.
zulm
20
hayat
15
rüzgar
12
Âl-i İmrân Suresi 117. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kendilerine zulmeden bir kavmin tarlalarına vuran zemheri yeline benzer | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgârın durumu | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgar | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | haksızlık etmiş olan bir toplumun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu rüzgârın durumu | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | nefislerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinlerine vurup mahvetmiştir | Açıklayıcı |
Süleyman Ateş | nefislerine zulmeden bir topluluğun ekinine vurup onu mahveden dondurucu bir rüzgar | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | yaptıkları iyilikler (Allah için olmadığından), kavurucu soğuk bir rüzgarın | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | bir rüzgâr örneğine benzer: Onda kavurucu bir soğuk vardır | Açıklayıcı |
Tabloda görülen ifadeler, ayetin farklı meallerdeki anlatım tarzını göstermektedir. Ortak olarak 'kendilerine zulmeden bir topluluk' veya 'nefislerine zulmetmiş olan bir kavim' gibi ifadeler, genel olarak insanların eylemlerinin sonuçları üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu ifadeler, farklı meallerde benzer bir şekilde kullanıldığı için, anlam açısından örtüşmektedir. Diğer taraftan bazı meallerde farklı kelimelerin kullanımı, örneğin 'kavrucu ve soğuk bir rüzgar', 'dondurucu bir rüzgar' gibi ifadeler, anlatımda farklı tonlar oluşturmakta, ancak temel anlamda birbirine yakın kalmaktadır. Genel olarak, bu meallerde dilsel farklılıklar daha çok üslup ve ifade tarzıyla ilgilidir. Ancak ortak tema, insanların dünya hayatındaki harcamalarının sonuçları ile alakalıdır.