اٰلِ عِمْرٰنَ

Âl-i İmrân Sûresi 153. Ayet

اِذْ

تُصْعِدُونَ

وَلَا

تَلْوُ۫نَ

عَلٰٓى

اَحَدٍ

وَالرَّسُولُ

يَدْعُوكُمْ

ف۪ٓي

اُخْرٰيكُمْ

فَاَثَابَكُمْ

غَماًّ

بِغَمٍّ

لِكَيْلَا

تَحْزَنُوا

عَلٰى

مَا

فَاتَكُمْ

وَلَا مَٓا

اَصَابَكُمْۜ

وَاللّٰهُ

خَب۪يرٌ

بِمَا

تَعْمَلُونَ

١٥٣

İż tus’idûne velâ telvûne ‘alâ ehadin ve-rrasûlu yed’ûkum fî uḣrâkum feeśâbekum ġammen biġammin likey lâ tahzenû ‘alâ mâ fâtekum velâ mâ esâbekum(k) va(A)llâhu ḣabîrun bimâ ta’melûn(e)

Peygamber, arkanızdan sizi çağırırken siz durmadan dağa yukarı kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size keder üstüne keder verdi ki, (bu durumlara alışasınız ve daha sonra) elinizden gidene, ve başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.