Âl-i İmrân Suresi 170. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ferahfahur bir halde Allah'ın onlara ettiği lütuf ve ihsanlarla ve onlar, henüz kendilerine katılmayanlara, fakat artlarından gelmekte olanlara da bilin ki ne korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar diye müjde vermeyi isterler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | 169,170. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah'ın lütfundan verdiği nimetle sevinçlidirler. Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler. |
Mehmet Okuyan Meali | Allah’ın lütfundan kendilerine verdikleri ile sevinçli bir hâlde arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan (kardeşlerine de) hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar kendilerine Allah Teâlâ'nın fazlından verdiği şey ile mesrûrdurlar. Ve onlar, arkalarında varıp kendilerine yetişmemiş olanlara bir korku olmadığı ile ve onların mahzûn olmayacakları ile de müjdelenmiş bulunurlar. |
Süleyman Ateş Meali | Allah'ın, keremiyle kendilerine verdiklerinden sevinçli olarak, arkalarından henüz kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığına, onların da üzüntüye uğramayacaklarına sevinirler. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Allah'ın verdikleriyle mutlu olurlar. Henüz aralarına katılmamış olanlara da “Üzerlerinde ne korku olacak ne de üzülecekler.” diye müjde vermek isterler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp kendilerine katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur; tasalanmayacaklardır onlar. |
Âl-i İmrân Suresi 170. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 170 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 120 |
Toplam Harf Sayısı | 131 |
Toplam Kelime Sayısı | 25 |
Âl-i İmrân Suresi, Kur'an-ı Kerim'in üçüncü suresi olup Mekke döneminde inmiştir. Bu sure, Allah'ın birliğine ve O'nun yüceliğine vurgu yaparak, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde olmalarını teşvik etmektedir. Âl-i İmrân Suresi, adını Hz. İmran'ın ailesinden alır ve bu aile, Hz. Meryem ve Hz. İsa ile bağlantılı olarak önemli bir yere sahiptir. Ayet 170, özellikle Allah yolunda hayatını kaybeden şehitlerin durumu ile ilgili bir mesaj taşımaktadır. Bu ayetin bağlamında Allah yolunda şehit olanların gerçek ölüler olmadıkları, aksine Rableri katında dirilik içinde oldukları ve nimetlerle rızıklandıkları ifade edilmektedir. Ayet, şehitlerin geride kalanlara da umut vermek amacıyla onlara korku ve üzüntü olmayacağı mesajını ilettiğini belirtmektedir. Genel olarak bu ayet, Müslüman topluluğun birlikteliğini ve Allah yolunda dökülen kanların kıymetini vurgulamakta, şehitlerin ruhani durumlarına dair bir anlayış geliştirmektedir. Ayet, aynı zamanda, henüz şehit olunmamış olanların da Allah'ın verdiği nimetlerin ve müjdenin bir parçası olabileceğine dair bir güvence vermektedir. Bu bağlamda, Âl-i İmrân Suresi'nin genel içeriği, toplumsal dayanışma, şehitlerin değerleri ve Allah'a güven gibi temalar etrafında şekillenmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 170. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَرْحَمَةً | rahmet |
خَوْفٌ | korku |
حَزَنٌ | üzüntü |
نِعْمَةٌ | nimet |
فَرَحٌ | sevinç |
Ayetin tecvid kuralları arasında 'med' ve 'idgam' gibi uygulamalar bulunmaktadır. Med, uzun okuma gerektiren harflerde kullanılırken, idgam harflerin birleşmesi durumunu ifade eder.
Âl-i İmrân Suresi 170. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مَرْحَمَةً | rahmet | 24 |
خَوْفٌ | korku | 5 |
حَزَنٌ | üzüntü | 4 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan terimlerdir. Özellikle 'rahmet', 'korku' ve 'üzüntü' gibi kelimelerin kullanımı, insan ruhunun durumlarını ve Allah'ın nimetlerini ifade ederken önemli bir yer tutmaktadır. Bu kelimelerin çoğu, insan deneyimleriyle ilgili duygusal durumları anlatmada kullanılır. 'Rahmet' kelimesinin sık geçmesi, Allah'ın merhametinin ve bağışlayıcılığının önemini vurgularken, 'korku' ve 'üzüntü' kelimeleri ise insanın psikolojik durumlarına işaret eder.
مَرْحَمَةً
24
خَوْفٌ
5
حَزَنٌ
4
Âl-i İmrân Suresi 170. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ferahfahur bir halde | Edebi |
Diyanet İşleri | sakın ölüler sanma | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | lütfundan verdiği nimetle | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | sevinçli bir hâlde | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | fazlından verdiği şey ile mesrûrdurlar | Geleneksel |
Süleyman Ateş | keremiyle | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Allah'ın verdikleriyle mutlu olurlar | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler | Modern |
Tabloda görülen ifadeler arasında 'lütfundan verilen' ve 'sevinçli' gibi kelimeler, çoğu mealdede ortak bir tercih olarak öne çıkmaktadır. Bu ifadelerin seçimi, ayetin ana temasını ve sevgi dolu bir yaklaşımı yansıtmakta etkili olmuştur. Belirgin farklılıklar arasında ise 'ferahfahur bir halde' ve 'sakın ölüler sanma' gibi ifadeler bulunmaktadır. Bu ifadeler, bir anlamda farklı dilsel tonlar ve anlatım tarzları sunarak okuyucuya zengin bir bakış açısı kazandırmaktadır. Örneğin, 'ferahfahur' kelimesinin kullanımı, edebi bir duruş sergilerken, 'sakın ölüler sanma' ifadesi daha açıklayıcı bir dille sunulmaktadır. Bu farklılıklar, ayetin anlaşılmasını zenginleştiren unsurlardır.