Âl-i İmrân Suresi 174. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Kendilerine hiçbir kötülük erişmeksizin Allah'ın nimetlerine ve ihsanına nail olarak geri döndüler ve Allah rızasına da uymuş oldular; Allah, pek büyük lütuf ve ihsan sahibidir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allah'ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir. |
Mehmet Okuyan Meali | (Bunun üzerine), kendilerine hiçbir sıkıntı dokunmadan, Allah’ın nimet ve iyiliğiyle geri dönmüş, Allah’ın rızasına uymuşlardı. Allah büyük iyilik sahibidir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra da kendilerine hiçbir fenalık dokunmamaksızın Allah Teâlâ'nın bir nîmetiyle ve bir fazlı ile geri döndüler ve Allah-ü Azîmüşşan'ın rızasına tâbi oldular. Allah Teâlâ ise azîm bir fazl sahibidir. |
Süleyman Ateş Meali | Bundan dolayı Allah'tan bir ni'met ve bollukla geri döndüler, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadı. Ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lutuf sahibidir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sonra Allah’ın nimeti ve ikramı ile bir sıkıntı görmeden geri döndüler. Onlar, Allah’ı razı etmeye çalışıyorlardı. Allah, büyük ikram sahibidir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Böyle olduğu içindir ki, Allah'tan bir nimet ve lütufla geri döndüler, hiçbir kötülük dokunmamıştı onlara. Allah'ın rızasını izlediler. Allah çok büyük bir lütfun sahibidir. |
Âl-i İmrân Suresi 174. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 174 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 55 |
Toplam Harf Sayısı | 106 |
Toplam Kelime Sayısı | 24 |
Âl-i İmrân Suresi, Medine döneminde inmiş bir sure olup, çoğunlukla Müslümanların toplumsal ve siyasi meselelerine dair bilgiler vermektedir. Bu sure, İslam toplumu için önemli olan tarihsel olayları, özellikle de Uhud Savaşı sonrası Müslümanların karşılaştığı zorlukları ve bu zorluklar karşısındaki tutumlarını ele alır. Ayet 174, bu bağlamda, Müslümanların savaş sonrası Allah’ın nimetleriyle geri dönüşlerini ifade eder. Bu ayet, Müslümanların Allah’ın lütfuna nasıl eriştiğini ve O’nun rızasını kazanma çabalarını vurgular. Ayet, insanlara sabır ve teslimiyetin önemini, zorluklardan sonra gelen nimetlerin değerini hatırlatır. Özellikle, savaşın getirdiği sıkıntılara rağmen, Allah’a yönelmenin ve O’na güvenmenin sonuçları üzerinde durur. Bu açıdan bakıldığında, ayet sadece bir topluluğun tarihsel bir kesitini değil, aynı zamanda tüm Müslümanlar için bir moral kaynağı ve teşvik unsuru olarak da değerlendirilebilir.
Âl-i İmrân Suresi 174. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
نِعْمَةٌ | nimet |
فَضْلٌ | lütuf |
رِضَا | rıza |
كَسْبَ | kazanım |
لَمْ | değil |
Ayetin tecvide dair önemli kuralları arasında, 'نِعْمَةٌ' kelimesinin 'مَ' harfi ile idgamı ve uzun okunuşu gibi med kuralları bulunmaktadır. Ayrıca, Arapça kelimelerin doğru bir şekilde telaffuz edilmesi için gerekli olan farklı telaffuzlara dikkat edilmelidir.
Âl-i İmrân Suresi 174. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
نِعْمَةٌ | nimet | 13 |
فَضْلٌ | lütuf | 15 |
رِضَا | rıza | 8 |
Bu kelimelerin Kur'an'da sık kullanılması, Allah'ın insanlara sunduğu nimetlerin, lütufların ve rızasının önemini vurgulamak içindir. Özellikle 'نِعْمَةٌ' ve 'فَضْلٌ' kelimeleri, Allah’ın kullarına olan merhametini ve onlara verdiği değerli hediyeleri ifade eder. 'رِضَا' kelimesi ise, insanlar için en yüksek hedef olan Allah’ın rızasını kazanmanın önemini açıklar.
فَضْلٌ
15
نِعْمَةٌ
13
رِضَا
8
Âl-i İmrân Suresi 174. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Allah'ın nimetlerine ve ihsanına nail olarak | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Allah’tan bir nimet ve lütufla | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Allah'ın nimeti ve lütfuyla | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | Allah’ın nimet ve iyiliğiyle | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Allah Teâlâ'nın bir nîmetiyle | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Allah'tan bir ni'met ve bollukla | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Allah’ın nimeti ve ikramı ile | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Allah'tan bir nimet ve lütufla | Modern |
Yukarıdaki tablo, çeşitli Türkçe meallerde kullanılan ifadeleri gösterir. Ortak olarak 'nimet' ve 'lütuf' kelimeleri, çoğu mealde sıkça tercih edilmiştir. Bu ifadeler, Allah'ın insanlara sunduğu iyilikleri ve nimetleri ifade etmekte önemli bir rol oynamaktadır. Dili açısından, bu kelimelerin tercih edilmesi, hem dilin akıcılığını sağlamakta hem de anlamın netleştirilmesine yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte, 'ikram' kelimesi, bazı meallerde öne çıkarak farklı bir anlam katarken, dilsel olarak daha zengin bir seçenek sunmaktadır. Mealler arasında belirgin bir farklılık olarak, 'nimet' kelimesinin yanında kullanılan 'ihsan' ve 'iyilik' ifadeleri, bazı meallerde tercih edilmemiştir. Bu durum, anlam farklılıklarına yol açmaktadır; zira 'ihsan', 'iyilik' kavramından daha kapsamlı bir anlam taşımaktadır.