Âl-i İmrân Suresi 188. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Sakın sanma yaptıklarıyla sevinenlerin, yapmadıkları işlerden dolayı övülmeyi arzulayanların azaptan kurtulacakları bir yer olabileceğini, sakın sanma onların azaptan kurtulacağını. Onlar içindir elemli bir azap. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma! Onlar için can yakıcı bir azap vardır. |
Mehmet Okuyan Meali | Sanma ki yaptıklarına sevinen, yapmadıkları ile övülmek isteyenler, (evet) sanma ki onlar azaptan kurtulacaklardır! Onlar için elem verici bir azap vardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları ile de metholunmalarını arzu eden kimseleri sakın sanma, artık onları zannetme ki, onlar azabtan kurtulacakları bir yerde bulunacaklardır. Ve onlar için pek acıklı bir azab vardır. |
Süleyman Ateş Meali | O ettiklerine sevinen, yapmadıkları şeylerle övülmeyi sevenlerin, azabdan kurtulacaklarını sanma. Onlar için acı bir azab vardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Yaptıklarıyla mutlu olan, yapmadıklarıyla övülmek isteyen bu kimselerin azaptan kurtulacaklarını düşünme. Onların hak ettiği acıklı bir azaptır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | O ettikleriyle zevklenen, yapmadıkları şeylerle övünmeyi seven kişileri bir şey sanma. Artık, onları azaptan kurtulmuş da sanma. Korkunç bir azap vardır onlar için. |
Âl-i İmrân Suresi 188. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 188 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 98 |
Toplam Harf Sayısı | 153 |
Toplam Kelime Sayısı | 29 |
Âl-i İmrân Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve Müslümanların inançlarını pekiştirmeye yönelik temalar içerir. Bu sure, özellikle Müslümanların Hristiyan ve Yahudi topluluklarıyla olan ilişkilerini ele alır ve dinin esaslarını vurgular. Ayet 188 ise bu bağlamda, insanların yaptıkları eylemlerle övünme ve başkalarını yanıltma arzusunun sonucunda karşılaşacakları azap hakkında bir uyarı niteliğindedir. Bu ayet, insanların içsel gerçeklikleriyle yüzleşmesi gerektiğini ve dışa yansıttıkları imajların hiçbir anlam ifade etmediğini hatırlatır. Bu bağlamda, ayet sadece bireysel davranışları değil, toplumsal dinamikleri de sorgulatır. İnsanların, kendilerine bir değer yaratma çabaları, gerçekte ne kadar sahte olursa olsun, sonuçları itibarıyla ciddi sonuçlar doğurabileceğini ortaya koyar. Aynı zamanda bu ayet, Müslümanların toplumsal etik anlayışları ve bireysel sorumlulukları hakkında düşünmelerine zemin hazırlar. Ayetin felsefi derinliği, insanın kendi eylemlerinin ve niyetlerinin gerçek manasını sorgulamasına olanak tanır. Bu bağlamda, Âl-i İmrân Suresi'nin genel içeriği, insanlara adalet, ahlak ve sorumluluk konularında güçlü mesajlar vermekle doludur.
Âl-i İmrân Suresi 188. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يَفْرَحُونَ | sevinmek |
مَا | ne |
عَذَابٌ | azap |
مَكَانٌ | yer |
مُتَكَلِّمُونَ | konuşmak |
Ayetin tecvid kuralları arasında 'idgam' ve 'med' kuralları ön plandadır. Özellikle harflerin birleşiminde ve uzatılmasında dikkat edilmesi gereken noktalar bulunabilir.
Âl-i İmrân Suresi 188. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
يَفْرَحُونَ | sevinmek | 6 |
عَذَابٌ | azap | 9 |
مَا | ne | 20 |
Ayet içerisinde sıkça geçen kelimeler, Kur'an'ın genel temalarıyla örtüşmektedir. 'Sevinmek' ve 'azap' gibi kavramlar, insanların eylemlerinin sonuçlarını ifade ederken, 'ne' kelimesi ise sorgulama anlamı taşır. Bu kelimelerin sık kullanımı, insanın yaşamındaki insani duyguların ve sonuçların önemine dikkat çekmektedir.
مَا
20
عَذَابٌ
9
يَفْرَحُونَ
6
Âl-i İmrân Suresi 188. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | sakın sanma | Geleneksel |
Diyanet İşleri | sakın azaptan kurtulacaklarını sanma | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | onların azaptan kurtulacaklarını da sanma | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | sanma ki | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | sakın sanma | Geleneksel |
Süleyman Ateş | sakın azabdan kurtulacaklarını sanma | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | düşünme | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | bir şey sanma | Modern |
Tabloda, ayetin farklı meallerindeki ifadeler ve tonları gösterilmektedir. 'Sakın sanma' ifadesi, birçok mealde ortak olarak tercih edilmiştir; bu, ayet mesajının uyarıcı doğasını vurgulamaktadır. 'Düşünme' ve 'bir şey sanma' gibi ifadeler ise daha modern bir yorumlama sunmaktadır. Bu farklılık, meallerin dilsel tonunu ve anlama yaklaşımını göstermektedir. Bazı meallerde ise daha geleneksel bir dil kullanılırken, diğerlerinde modern bir anlatım benimsenmiştir. Dolayısıyla, dilbilimsel açıdan bu farklılıklar anlamın derinliğini etkileyebilir.