Âl-i İmrân Suresi 90. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | İnandıktan sonra kafir olanlara, sonra da kafirliklerini arttıranlara gelince: Tövbeleri hiç kabul edilmez ve onlardır sapıklar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz imanlarının arkasından küfreden, sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir. |
Mehmet Okuyan Meali | İmandan sonra inkâr edip sonra da inkârda ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmez. İşte onlar sapkınların ta kendileridir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak o kimseler ki, imânlarından sonra kâfir oldular, sonra da küfrü arttırdılar, artık onların tevbeleri elbette kabul olunmayacaktır. İşte sapık olanlar, onlardır. |
Süleyman Ateş Meali | Onlar ki, inandıktan sonra inkar ettiler, sonra inkarları arttı; onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların ta kendileridir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | İnanıp güvendikten sonra kâfir olan (âyeti görmezlikten gelen) ve kâfirliği sürdürenlerin (ölünce yapacakları) dönme istekleri kabul edilmez. İşte yoldan çıkanlar onlardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İmanlarından sonra küfre sapmış, sonra da küfürde daha da azıtmış olanların tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar, sapıkların ta kendileridir. |
Âl-i İmrân Suresi 90. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 90 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 4 |
Kur'an Sayfası | 75 |
Toplam Harf Sayısı | 97 |
Toplam Kelime Sayısı | 18 |
Âl-i İmrân Suresi, genel olarak iman, ahlak ve toplumsal ilişkiler üzerine yoğunlaşan önemli bir Mekki suredir. Bu surede, Müslümanların inançlarını pekiştirmeleri, Allah'ın birliği ve peygamberlerin özellikleri gibi konular ele alınmaktadır. Ayet 90, inanıp sonra inkâr edenlerin ve inkârlarını artıranların durumunu açıklamaktadır. Bu bağlamda, ayet, inanç ve iman ile inkâr arasındaki ince çizgiyi vurgulamaktadır. Bu durum, yalnızca bir bireyin kendi inancı ile sınırlı kalmayıp, toplumsal ve ahlaki sorumlulukları da içeren daha geniş bir anlam taşımaktadır. Mekki dönemde inen bu ayet, Müslüman topluma, inançlarına bağlı kalmanın önemini hatırlatmakta ve inançlarını kaybettiklerinde başlarına gelebilecek olumsuz sonuçları bildirmektedir. Sure içerisinde yer alan diğer ayetlerle birlikte, Müslümanların karşılaştıkları zorluklar ve bu zorluklarla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda da mesajlar vermektedir. Ayrıca, bu ayet ile birlikte, bir kişinin inancının zamanla nasıl değişebileceği ve bunun sonuçlarının ne olacağı da vurgulanmaktadır. Sonuç olarak, Âl-i İmrân Suresi 90. ayet, inanç ve inkâr arasındaki dengeyi sağlayarak Müslümanların ahlaki ve sosyal sorumluluklarını hatırlatırken, inkârın sonuçlarının ciddiyetini de gözler önüne sermektedir.
Âl-i İmrân Suresi 90. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
إِيمَانًا | İman |
كَفَرَ | Küfre girmek |
تَوْبَةً | Tövbeye dönüş |
صَالِحِينَ | Doğru yol |
سَفَهَ | Sapıklık |
Ayetin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları vardır. Örneğin, 'كَفَرَ' kelimesinde idgam uygulaması söz konusudur, ayrıca 'إِيمَانًا' kelimesinde med uygulanması gerekmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 90. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
إِيمَانًا | İman | 28 |
كَفَرَ | Küfre girmek | 22 |
تَوْبَةً | Tövbeye dönüş | 12 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça geçmektedir. İman, Müslümanların birliğinin ve inancının temelini oluşturduğundan sıklıkla vurgulanmaktadır. Küfür ise, inancın yok sayılması anlamında geldiğinden, karşıt bir kavram olarak sıkça ele alınmaktadır. Tövbeye dönüş ise, insanların hatalarını kabul edip doğru yola dönmelerinin ne kadar önemli olduğunu belirtmek için tekrar edilen bir tema olarak belirmektedir.
إِيمَانًا
28
كَفَرَ
22
تَوْبَةً
12
Âl-i İmrân Suresi 90. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Tövbeleri hiç kabul edilmez | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Tövbeleri asla kabul edilmeyecektir | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Tevbeleri asla kabul olunmaz | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Tövbeleri asla kabul edilmez | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Tövbeleri elbette kabul olunmayacaktır | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Tövbeleri kabul edilmeyecektir | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Kabul edilmez | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Tövbeleri asla kabul edilmeyecektir | Açıklayıcı |
Tablo incelendiğinde, çoğu mealde 'tövbeleri asla kabul edilmeyecektir' ifadesinin benzer bir formda kullanıldığı görülmektedir. Bu ifadenin tercih edilmesi, inancın ciddiyeti ve inkârın sonuçları üzerine güçlü bir vurgu yapmak amacı taşımaktadır. Ayrıca, bu ifadeler, okuyucunun dikkatini çekmek ve anlamı net bir şekilde iletmek için öne çıkmaktadır. Bununla birlikte, 'kabul edilmez' gibi daha kısa ifadeler de bulunmaktadır. Bu tür ifadeler, dilsel olarak sade ve anlaşılır bir üslup sunarken, bazı meallerde kullanılan daha açıklayıcı ifadeler ise, okuyucuya derinlemesine bir anlayış kazandırmayı amaçlamaktadır. Özetlemek gerekirse, dil açısından belirgin farklılıklar mevcuttur; kimi meallerde geleneksel bir ton benimsenirken, bazılarında modern bir dil kullanılmıştır.