Ankebut Suresi 10. Ayet
وَمِنَ
النَّاسِ
مَنْ
يَقُولُ
اٰمَنَّا
بِاللّٰهِ
فَاِذَٓا
اُو۫ذِيَ
فِي
اللّٰهِ
جَعَلَ
فِتْنَةَ
النَّاسِ
كَعَذَابِ
اللّٰهِۜ
وَلَئِنْ
جَٓاءَ
نَصْرٌ
مِنْ
رَبِّكَ
لَيَقُولُنَّ
اِنَّا
كُنَّا
مَعَكُمْۜ
اَوَلَيْسَ
اللّٰهُ
بِاَعْلَمَ
بِمَا
ف۪ي
صُدُورِ
الْعَالَم۪ينَ
١٠
Vemine-nnâsi men yekûlu âmennâ bi(A)llâhi fe-iżâ ûżiye fi(A)llâhi ce’ale fitnete-nnâsi ke’ażâbi(A)llâhi vele-in câe nasrun min rabbike leyekûlunne innâ kunnâ me’akum(c) eve leysa(A)llâhu bi-a’leme bimâ fî sudûri-l’âlemîn(e)
Ankebût Suresi 10. Ayet Meâlleri

Ankebût Suresi 10. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ankebût |
Sure Numarası | 29 |
Ayet Numarası | 10 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 20 |
Kur'an Sayfası | 469 |
Toplam Harf Sayısı | 137 |
Toplam Kelime Sayısı | 32 |
Ankebût Suresi, Mekke döneminde inmiş olup, özellikle imanın ve sabrın önemini vurgulayan bir sure olarak bilinir. Bu sure, Allah'a inananların karşılaşabileceği zorlukları ve bu zorluklar karşısında nasıl bir davranış sergilemeleri gerektiğini anlatır. Ayet 10, inananların bir sınavdan geçmelerinin ardından gösterdikleri tavırları ele almakta ve bu tavırların içsel gerçekliklerini sorgulamaktadır. Söz konusu ayette, bazı insanların inançlarını yalnızca kolay zamanlarda ifade ettikleri ve sıkıntı anlarında, diğer insanların baskı ve işkencelerini Allah'ın azabı gibi gördükleri belirtilmektedir. Ayet, Allah'ın yardımının geleceği zaman, bu kişilerin daha sonra 'Biz de sizinle beraberdik' diyerek kendilerini temize çıkarma çabasını ifade etmektedir. Bu durum, insanların içsel niyetlerini ve kalplerindeki gerçek inançlarını sorgulama ihtiyacını ortaya koymaktadır. Ayetin genel bağlamı, inancın sadece sözde kalmaması gerektiğini, gerçek ve samimi bir inancın, zorluklar karşısında ve zor zamanlarda da kendini göstermesi gerektiğini vurgular.
Ankebût Suresi 10. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
آمنوا | İnandılar |
عذاب | Azap |
نصرت | Yardım |
معكم | Sizinle |
قلب | Kalp |
Ayetin telaffuzunda bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, idgam ve uzatma (med) kuralları, ayetin akıcılığını sağlamakta ve telaffuzun düzgünlüğüne katkıda bulunmaktadır.
Ankebût Suresi 10. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
آمنوا | İnandılar | 10 |
عذاب | Azap | 23 |
نصرت | Yardım | 5 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan terimlerdir. Özellikle 'آمنوا' kelimesi, inancı ifade ederken, 'عذاب' kelimesi, inananların karşılaşabileceği zorlukları ve bu zorlukların doğurabileceği korkuları ifade etmektedir. 'نصرت' ise, Allah’ın yardımını temsil eder ve inananların umudunu simgeler. Bu kelimelerin tekrar eden kullanımı, inanç, zorluk ve yardım temalarının Kur'an’daki merkezi konumunu pekiştirmektedir.
عذاب
23
آمنوا
10
نصرت
5
Ankebût Suresi 10. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Allah'a inandık | Geleneksel |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Allah’a inandık derler | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Allah'a inandık der | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Allah’a inandık | Geleneksel |
Ömer Nasuhi Bilmen | Allah'a imân ettik | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Allah'a inandık | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Allah’a inandık derler | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Allah'a inandık der | Açıklayıcı |
Tablodaki ifadeler, genel olarak 'Allah'a inandık' ifadesini içermekte ve bu ifade, ayetin ana temasını oluşturmaktadır. Çoğu mealde 'Allah'a inandık' ifadesi, Geleneksel bir tonla kullanılırken, Diyanet İşleri Meali ve Yaşar Nuri Öztürk'ün meali gibi bazı mealler, açıklayıcı bir dil tercih etmişlerdir. Bu, inancın ifade şekli açısından benzerliğe işaret etmektedir. Farklılıklar ise, kullanılan dilin tonunda ortaya çıkmaktadır. Geleneksel mealler, genelde klasik bir üslup kullanırken, modern ve açıklayıcı mealler, daha anlaşılır ve güncel bir dil tercih etmektedir. Bu durum, meallerin hedef kitlesine ve zamana bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Ankebût Sûresi 10. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
İnsanlardan kimi, Allah'a iman ederken, Allah'ın yolunda başına gelen zorluklardan ya da imanı yüzünden başına gelecek tehlikelerden korkarak, gerçek imanı bırakmakta ve bu nedenle münafık hale gelmektedir.
- Bakara Suresi 8. Ayet: Bu ayette münafıkların kalplerinde bulunduğu inkar ve şüphe durumu açıklanmaktadır. Ankebût 10. ayetle paralellik göstererek, inançlarının zayıf olduğunu ve zorluklar karşısında geri adım attıklarını vurgulamaktadır.
- Âl-i İmrân Sûresi 167. Ayet: Bu ayette, münafıkların savaş zamanında geri durmaları ve cesaret eksiklikleri üzerinde durulur. Bu durum, Ankebût 10. ayette anlatılan larla benzerlik taşır çünkü zorluk anında inançlarını koruyamayanların tavırlarını sergilemektedir.
- Nisâ Sûresi 142. Ayet: Bu ayette münafıkların durumu ve onların gizli düşünceleri ele alınır. Bu şekilde, Ankebût 10. ayetteki münafıkları hatırlatmakta; müminler arasında yer alırken aslında inançsızlıkla mücadele ettiklerini açıklamaktadır.
Ankebût Suresi 10. ayet, münafıkların durumunu ve imanın zorluklar karşısındaki kırılganlığını ortaya koymaktadır. İliskili ayetler, aynı temalar etrafında dönen konuları ele alarak, inanç, cesaret ve gerçek iman üzerine bir bütünlük sunmaktadır. Zorlu koşullar altında gerçek inanç ve münafıklık arasındaki farkı vurgulayarak, müminlerin bu süreçlerde nasıl bir tavır sergilemesi gerektiği hakkında ipuçları sunmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç