Ankebût Suresi 11. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve Allah elbette inananları da bilir, münafıkları da bilir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Allah, elbette kendisine iman edenleri de bilir ve elbette münafıkları da bilir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah, elbette (O'na gönülden) iman edenleri de, iki yüzlüleri de bilir. |
Mehmet Okuyan Meali | Allah iman edenleri elbette bil(dir)ip (ortaya çıkaracaktır); iki yüzlüleri de elbette bil(dir)ip (ortaya çıkaracaktır). |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve elbette ki, Allah imân edenleri bilir ve münafık olanları da bilir. |
Süleyman Ateş Meali | Allah, elbette inananları da bilir, ve elbette iki yüzlüleri de bilir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Allah inananları elbette bilecektir. İki yüzlüleri de elbette bilecektir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Allah iman edenleri elbette bilecektir. Ve münafık olanları da elbette bilecektir. |
Ankebût Suresi 11. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ankebût |
Sure Numarası | 29 |
Ayet Numarası | 11 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 20 |
Kur'an Sayfası | 471 |
Toplam Harf Sayısı | 55 |
Toplam Kelime Sayısı | 12 |
Ankebût Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olup, genel olarak iman, sabır ve toplumların geçmişteki durumu üzerine odaklanmaktadır. Bu sure, inananların karşılaştıkları zorlukları ve bu zorluklar karşısında gösterdikleri dayanıklılığı anlatır. Ayet 11, inananlarla münafıkların Allah katındaki durumlarını ifade eder. Bu bağlamda, Allah'ın her şeyi bildiği ve inananlar ile münafıklar arasında ayrım yaptığı vurgulanmaktadır. Bu ayet, toplumda samimiyet ve sadakat konularına ışık tutar. Ayrıca, toplumların geçmişteki durumu ve bu durumun insan davranışları üzerindeki etkileri üzerinde de durulmaktadır. İnanma ve inanmama durumlarının, yani içtenlik ve ikiyüzlülüğün sonuçları, bu ayette öne çıkar. Ayet, sadece bir bireyin değil, genel olarak insanlığın özünü anlamak açısından da önemli bir yer tutar.
Ankebût Suresi 11. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يعلم | bilir |
مؤمنين | iman edenler |
منافقين | münafıklar |
Ayetin telaffuzunda, 'يَعْلَمُ' kelimesinde med (uzatma) vurgusu bulunmaktadır. Ayrıca, 'مؤمنين' ve 'منافقين' kelimelerinde de idgam (bir harfin diğerine aktarılması) kuralları uygulanmaktadır.
Ankebût Suresi 11. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
يعلم | bilir | 30 |
مؤمنين | iman edenler | 8 |
منافقين | münafıklar | 14 |
Kur'an'da 'يعلم' kelimesi sıkça geçmektedir, zira bu kelime, Allah'ın bilgi ve kudretini vurgulamak için kullanılmaktadır. 'مؤمنين' ve 'منافقين' kelimeleri de toplumların inanç yapısını ve iç dinamiklerini yansıtmak amacıyla sıkça yer almaktadır. Bu kelimelerin kullanımı, inanç ve ikiyüzlülük gibi önemli kavramların Kur'an'da altını çizen bir dil tercihidir.
يعلم
30
منافقين
14
مؤمنين
8
Ankebût Suresi 11. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | inananları da bilir | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | kendisine iman edenleri de bilir | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | gönülden iman edenleri de, iki yüzlüleri de bilir | Edebi |
Mehmet Okuyan | iman edenleri elbette bil(dir)ip | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | iman edenleri bilir | Geleneksel |
Süleyman Ateş | inananları da bilir | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | inananları elbette bilecektir | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | iman edenleri elbette bilecektir | Açıklayıcı |
Tabloda görülen ifadeler genel olarak 'iman edenler' ve 'bilir' kelimeleri etrafında toplanmıştır. Bu ifadeler, çoğu mealde ortak olarak tercih edilmiştir; çünkü metinde vurgulanan Allah’ın bilgisi ve inananlarla münafıklar arasındaki ayrım, mesajın özünü oluşturur. Ancak, 'inananları da bilir' ifadesi daha sade ve doğrudan bir üslup sunarken, 'kendisine iman edenleri de bilir' gibi ifadeler, daha fazla açıklık katmaktadır. Mealler arasında farklılıklar, genellikle kullanılan kelimelerin tonuna ve cümle yapısına bağlıdır. Bazı meallerde daha edebi ve açıklayıcı bir dil tercih edilirken, diğerlerinde daha sade ve doğrudan bir anlatım benimsenmiştir. Bu durum, okuyucuya ulaşma ve metni anlama açısından farklı katmanlar sunmaktadır.