A'râf Sûresi 187. Ayet
يَسْـَٔلُونَكَ
عَنِ
السَّاعَةِ
اَيَّانَ
مُرْسٰيهَاۜ
قُلْ
اِنَّمَا
عِلْمُهَا
عِنْدَ
رَبّ۪يۚ
لَا
يُجَلّ۪يهَا
لِوَقْتِهَٓا
اِلَّا
هُوَۜ
ثَقُلَتْ
فِي
السَّمٰوَاتِ
وَالْاَرْضِۜ
لَا
تَأْت۪يكُمْ
اِلَّا
بَغْتَةًۜ
يَسْـَٔلُونَكَ
كَاَنَّكَ
حَفِيٌّ
عَنْهَاۜ
قُلْ
اِنَّمَا
عِلْمُهَا
عِنْدَ
اللّٰهِ
وَلٰكِنَّ
اَكْثَرَ
النَّاسِ
لَا
يَعْلَمُونَ
١٨٧
Yes-elûneke ‘ani-ssâ’ati eyyâne mursâhâ(s) kul innemâ ‘ilmuhâ ‘inde rabbî(s) lâ yucellîhâ livaktihâ illâ hu(ve)(c) śekulet fî-ssemâvâti vel-ard(i)(c) lâ te/tîkum illâ baġte(ten)(k) yes-elûneke keenneke hafiyyun ‘anhâ(s) kul innemâ ‘ilmuhâ ‘inda(A)llâhi velâkinne ekśera-nnâsi lâ ya’lemûn(e)
A'râf Suresi 187. Ayet Meâlleri

A'râf Suresi 187. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 187 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 195 |
Toplam Harf Sayısı | 205 |
Toplam Kelime Sayısı | 39 |
A'râf Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak insanlara Allah'ın bileceği kıyamet gibi konular hakkında bilgi vermektedir. Bu sure, insanlığın yaratılışı, peygamberlerin gönderilişi, ahlaki değerler ve kıyametin getireceği durumlar üzerine odaklanır. Ayet 187, kıyametin zamanı üzerine yapılacak sorulara cevap vermektedir. İnsanoğlunun bu konudaki merakını dile getiren ayet, kıyametin zamanının yalnızca Allah'a ait bilgi olduğunu vurgular. Bu bağlamda, insanların çoğunun bu durumu anlamadığını belirtir. Kıyamet, hem göklerde hem de yerde büyük bir ağırlık ve etki yaratacak bir olay olarak tanımlanır ve bu durum, insanların gündelik yaşamlarında sıklıkla göz ardı ettikleri bir gerçekliktir. İnsanların bu gibi sorular sorması, onların bilgiye olan açlığını ve merakını gösterirken, bir yandan da Allah'ın yüceliğini ve her şeyin bilgisine sahip olduğunu hatırlatır. Bu ayetin, genel olarak insanlara düşen sorumlulukları, kıyamet gününe hazırlık yapmaları ve bu konuda bilgi arayışlarının sınırlı olduğunu anlamalarına yardımcı olacağı ifade edilebilir.
A'râf Suresi 187. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَمَ | ne zaman |
مَسَاءَةٌ | kıyamet |
عَلِيمٌ | bilgi |
يَسْأَلُونَ | soruyorlar |
رَبِّي | Rabbim |
Ayet içerisinde genel olarak med ve idgam kuralları gözlemlenebilir. Med, uzatma anlamında kullanılırken, bazı kelimelerde ise idgam kuralları uygulanmıştır. Bu da ayetin akışında bir ritim oluşturur.
A'râf Suresi 187. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَمَ | ne zaman | 12 |
مَسَاءَةٌ | kıyamet | 20 |
عَلِيمٌ | bilgi | 25 |
يَسْأَلُونَ | soruyorlar | 14 |
رَبِّي | Rabbim | 18 |
Bu ayette geçen kelimeler, Kur'an'da sıkça rastlanılan temalardır. Kıyamet ve onun zamanı, insanlık tarihi boyunca merak edilen ve tartışılan bir konu olmuştur. Bu nedenle kıyamet kelimesi, diğer pek çok ayette de sıklıkla kullanılmıştır. Benzer şekilde, bilgi ve Allah'ın bilgisi temaları sıkça işlenir; bu, insanların sınırlı bilgi kapasitesini ve Allah'ın her şeyin en doğru bilgisine sahip olduğunu vurgulamak içindir. Sorulma eylemi ise, insanların merakını ve bilgi arayışını temsil eder.
عَلِيمٌ
25
مَسَاءَةٌ
20
رَبِّي
18
يَسْأَلُونَ
14
كَمَ
12
A'râf Suresi 187. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | senden kıyametin ne vakit kopacağını sorarlar | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan Meali | o (Son) Saat’in demir atma zamanından soruyorlar | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | senden Kıyametin ne zaman sübut bulacağını sual ederler | Geleneksel |
Süleyman Ateş Meali | sana (Duruşma) sa'at(in)den soruyorlar | Modern |
Süleymaniye Vakfı Meali | sana kıyamet saatini soruyorlar | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar | Modern |
Tabloda görülen ifadeler arasında 'kıyamet' ile ilgili sorular ortak bir tema oluşturmaktadır. Çoğu mealde, kıyametin ne zaman kopacağına dair sorular benzer ifadelerle yer almakta; bu da insanların merakını yansıtır. Geleneksel mealler, daha eski bir dil yapısına sahipken, modern mealler daha güncel bir dil kullanmaktadır. Bu farklılık, dönemin dil anlayışını ve okuyucu kitlesini etkileme çabasını göstermektedir. Çoğu mealde kıyamet kelimesinin kullanılması, okuyucunun konuyu daha iyi anlamasını sağlarken, farklı ifadelerin kullanılması ise dilsel çeşitliliği artırmaktadır. Bu nedenle, mealler arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar bulunmaktadır.
A'râf Sûresi 187. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
A'râf Sûresi 187. ayet, kıyametin ne zaman geleceğini insanların bilmeyeceğini ifade eder. Allah, kıyametin vaktini kendisine mahsus kılmıştır.
- A'râf Sûresi 188. Ayet: Bu ayette, Peygamberin ilahi bilgiye sahip olmadığı ve yalnızca Allah'ın bildiğini ifade edilerek 187. ayetteki konuyla bağ kurar.
- Lokman Suresi 34. Ayet: Bu ayet, insanların geleceği bilme konusundaki limitsiz bilgilerinin olmayacağını vurgular. Dolayısıyla, kıyamet bilgisi de buna dahildir.
- Tahrim Suresi 8. Ayet: Bu ayet, insanlar için doğru olanın teslimiyet ve iman olduğunu belirtir; dolayısıyla kıyamet bilgisi üzerinde durmadan iman edilmesi gerektiğine işaret eder.
A'râf Sûresi 187. ayet ve ilişkili ayetler, insanların kıyametin ne zaman gerçekleşeceği konusunda kesin bir bilgiye sahip olamayacaklarını ve bu bilginin sadece Allah’a ait olduğunu göstermektedir. İman ve teslimiyetin önemini vurgulayan ayetler bir araya geldiğinde, müminlerin Allah’a güvenmeleri ve teslim olmaları gerektiğine dair güçlü bir mesaj ortaya çıkmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç