A'râf Suresi 188. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | De ki: Allah'ın dilediğinden başka kendime ne bir fayda vermeye gücüm yeter, ne bir zarardan kaçınmaya. Gaibi bilseydim daha fazla hayır elde etmek isterdim ve bana bir kötülük gelmezdi. Fakat ben ancak inanan topluluğu korkutan ve müjdeleyen biriyim. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı biliyor olsaydım, daha çok hayır elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki, ben kendi kendime Allah'ın dilediğinden başka ne bir menfaat elde etmeye, ne de bir zararı önlemeye malik değilim. Ben eğer gaybı bilseydim daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı. Ben iman edecek bir kavme müjde veren ve uyaran bir peygamberden başka biri değilim. |
Mehmet Okuyan Meali | De ki: “Allah’ın dilemesi hariç, kendime herhangi bir yarar da zarar da verecek güce sahip değilim. [Gayb]ı (bilinemeyeni) bilseydim elbette daha çok hayır yapardım ve bana hiçbir kötülük de dokunmazdı. İnanan bir toplum için yalnızca bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Allah Teâlâ'nın dilediğinden başka nefsim için ne bir faideye ve ne de bir zarara mâlik değilim. Ve eğer ben gaybı bilir olsa idim, elbette hayırdan daha çok şeyler yapardım, ve bana kötülük de dokunmazdı. Ben imân eden bir kavim için korkutucu ve müjdeleyiciden başka değilim.» |
Süleyman Ateş Meali | De ki: "Ben kendime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir fayda, ne de bir zarar verme gücüne sahip değilim. Eğer gaybı bilseydim, elbete çok hayır (mal ve mülk) elde ederdim. Bana kötülük dokunmamış (beni cin çarpmamış)tır. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. |
Süleymaniye Vakfı Meali | De ki “Allah da tercih etmedikçe, benim kendime bile bir fayda sağlamaya veya zarar vermeye gücüm yetmez. Eğer gizli bilgileri (gaybı) bilseydim, daha çok malım olurdu, bana bir kötülük de dokunmazdı. Ben, inanıp güvenen bir topluluk için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim, o kadar.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | De ki: "Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim ne de bir zarar verebilirim. Eğer gaybı biliyor olsaydım iyilik ve güzelliği elbette çoğaltırdım. Bana kötülük dokunmamıştır bile. Ben, inanan bir topluluk için bir uyarıcı ve müjdeciden başkası değilim." |
A'râf Suresi 188. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 188 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 180 |
Toplam Harf Sayısı | 174 |
Toplam Kelime Sayısı | 37 |
A'râf Suresi, Mekke döneminde inmiş olup, genel olarak insanları Allah'a çağırma, peygamberlerin görevleri ve ahiret hayatı hakkında bilgiler vermektedir. Bu surede, insanın yaratılışı, Allah’ın kudreti ve insanın serbest iradesi gibi temalar işlenmektedir. 188. ayetinde ise, Hz. Muhammed'in (s.a.v) kendi gücünün ve bilgisi dışında gelişen olaylar karşısındaki durumu vurgulanmaktadır. Bu ayet, Hz. Muhammed'in bir peygamber olarak sahip olduğu sınırlamaları ifade eder; onun, yalnızca Allah'ın iradesiyle hareket edebileceğini belirtir. Ayrıca, gaybı bilmenin insan için bir ayrıcalık olduğunu ve bu bilginin varlığında daha fazla iyilik yapabileceği anlamında bir değerlendirme yer almaktadır. Bu ayet, inananlara yönelik bir mesaj barındırmakta ve onların bu dünyada yalnızca Rablerinin iradesine güvenmeleri gerektiğini hatırlatmaktadır. A'râf Suresi'nin genel bağlamında, bu ayet, insanın kendi çabaları ve Allah'ın iradesi arasındaki dengeyi vurgulayarak, müminlerin sorumluluklarını ve umutlarını belirginleştirmektedir.
A'râf Suresi 188. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
لا | hayır |
قوة | güç |
غيب | gayb |
مبشر | müjdeci |
نذير | uyarıcı |
Ayet içerisinde dikkat çekilmesi gereken birkaç temel tecvid kuralı vardır. Örneğin, "لا" kelimesindeki idgam durumu, özellikle "ل" ve "ا" harfleri arasındaki bağlantıya işaret eder. Ayrıca "غيب" kelimesindeki med, kelimenin uzatılarak okunması gerektiğini belirtir.
A'râf Suresi 188. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
غيب | gayb | 6 |
قوة | güç | 5 |
نذير | uyarıcı | 3 |
Ayet içindeki kelimeler Kur'an'da farklı konularda sıkça geçmektedir. Örneğin, 'غيب' kelimesi, gelecekle ilgili bilinmezlik ve Allah'ın bilgisi konularında çokça kullanılır. 'قوة' kelimesi, güç ve irade kavramlarını temsil ederken, 'نذير' kelimesi de peygamberlerin uyarıcı olarak rollerini belirtmek için kullanılır. Bu kelimeler, insanın Allah'a güvenmesini ve O'nun iradesinin her şeyin üzerinde olduğunu hatırlatmak amacıyla sıkça tercih edilmektedir.
غيب
6
قوة
5
نذير
3
A'râf Suresi 188. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kendime ne bir fayda vermeye gücüm yeter | Geleneksel |
Diyanet İşleri | ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | ben kendi kendime Allah'ın dilediğinden başka | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kendi kendime herhangi bir yarar da zarar da verecek güce sahip değilim | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | nefsim için ne bir faideye ve ne de bir zarara mâlik değilim | Geleneksel |
Süleyman Ateş | ben kendime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir fayda, ne de bir zarar verme gücüne sahip değilim | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | benim kendime bile bir fayda sağlamaya veya zarar vermeye gücüm yetmez | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim | Modern |
Tabloda görüleceği üzere, farklı meallerde ortak olarak kullanılan ifadeler arasında 'kendime ne bir fayda vermeye gücüm yeter' ve 'ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim' gibi cümleler yer almaktadır. Bu ifadeler, Kur'an ayetinin özünü ve anlamını korumaya yönelik bir yaklaşım sergilemektedir. Farklı mealler arasında belirgin farklılıklar da gözlemlenmektedir; örneğin, bazı meallerde 'kendi kendime' ifadesi tercih edilirken, diğerlerinde 'nefsim için' gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bu farklılıklar, cümle yapıları ve anlatım tarzı açısından dilsel ve anlatımsal farklılıklar yaratmaktadır. Bunun yanında, farklı meallerde kullanılan dilsel tonlar, metnin anlaşılabilirliğini farklı düzeylerde etkileyebilir. Geleneksel tonlar, klasik bir üslup sunarken, modern tonlar daha akıcı ve güncel bir dili yansıtmaktadır.