A'râf Suresi 189. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Öyle bir mabuttur ki sizi tek bir kişiden yarattı, ülfet ve ünsiyet etmesi için ondan da eşini halketti. Derken erkek eşine yaklaşınca eşi, hafif bir yük taşımıya ve onunla gidip gelmeye başladı. O yük ağırlaşınca ikisi de, bize azası tam ve iyi birevlat verirsen şüphe yok ki biz de şükredenlerden oluruz diye Rablerine dua ettiler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah'a şöyle dua ettiler: "Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız." |
Mehmet Okuyan Meali | Sizi tek bir [nefis]ten (candan/cevherden) yaratan, (yine) ondan kendisiyle huzur bulsun diye eşini yaratan O’dur. Eşini kucaklayınca (eşi ile birleşince) eşi hafif bir yük yüklenir (hamile kalır) ve onu bir süre taşır. (Yük) ağırlaşınca “Bize iyi (sağlıklı) bir çocuk verirsen elbette şükredenlerden olacağız.” diye Rableri Allah’a dua ederler. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O, o (Zât-ı Ecell-i Âlâ)dır ki, sizi bir nefisten yaratmıştır ve eşini ondan yapmıştır ki onunla ünsiyette buluna. Vaktâ ki ona mukarenette bulundu, hafif bir yük yüklendi. Bir müddet bununla gidip geldi. O zaman ki, ağırlaştı. Allah Teâlâ'ya, Rablerine dua ettiler ki eğer bize bir sâlih çocuk verir isen andolsunki, biz elbette şakirlerden oluruz. |
Süleyman Ateş Meali | O'dur ki sizi bir tek nefisten yarattı, gönlü ısınsın diye ondan eşini var eti; eşini sarıp örtünce (eşiyle birleşince) eşi, hafif bir yük yüklendi, onu gezdirdi. (Yükü) ağırlaşınca ikisi beraber Rableri Allah'a du'a ettiler: "Eğer bize iyi, güzel bir çocuk verirsen elbette şükredenlerden oluruz!" (dediler). |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sizleri bir tek nefisten (döllenmiş yumurtadan) yaratan O’dur. Eşini de o nefisten yarattı ki biri diğerinin yanında rahat etsin. Erkek onu sarınca hafif bir yük yüklenir. Onunla gezip dolaşır. Yükü ağırlaşınca ikisi de Rableri olan Allah’a yalvarır; “Bize iyi bir evlat verirsen, görevlerini yerine getirenlerden olacağız” derler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın. Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden Rableri Allah'a şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden olacağız." |
A'râf Suresi 189. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 189 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 180 |
Toplam Harf Sayısı | 194 |
Toplam Kelime Sayısı | 37 |
A'râf Suresi, Mekke döneminde inmiş olup, genel olarak insanlık tarihi, peygamberler ve ahiret ile ilgili konuları ele almaktadır. Bu surenin amacı, insanları doğru yola çağırmak ve Allah’ın emirlerine uymaya teşvik etmektir. Ayet 189, insanın yaratılışı ve eşlerin birbirleriyle olan ilişkilerini detaylandırarak, insanın sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını vurgulamaktadır. Bu bağlamda, Allah'ın insanı tek bir nefisten yaratması, insanın eşine olan ihtiyacını ve beraberlik duygusunu ön plana çıkarır. Ayrıca, eşlerin, çocuk sahibi olma sürecinde karşılaştıkları zorluklar ve bu süreçte Allah'a yönelmeleri, insan doğasının bir parçasıdır. İnsanın doğası gereği yardımlaşma ve birlikte olma ihtiyacı, bu ayette dile getirilmektedir. Ayet, aynı zamanda şükretmenin önemine de vurgu yaparak, insanların dualarının kabul edilmesi için Allah'a yönelmelerini teşvik eder. Bu durum, insanın hem fiziksel hem de manevi yönüyle Allah'a olan bağlılığını göstermekte ve bu bağlamda insan-hayat ilişkilerinin derinliğine ışık tutmaktadır.
A'râf Suresi 189. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
نَفْسٍ | nefis |
زَوْجَةً | eş |
دَعَوَا | dua ettiler |
شَاكِرِينَ | şükredenler |
Ayetin dil bilgisi açısından önemli kelimeleri, insanın yaradılışı ve eş ile olan ilişkisi üzerine odaklanmaktadır. Özellikle ‘نَفْسٍ’ (nefis) kelimesi, insanın özünü ve yaratılışını simgelerken, ‘زَوْجَةً’ (eş) kelimesi, insanın sosyal ilişkilerindeki önemli bir unsuru temsil etmektedir. ‘دَعَوَا’ (dua ettiler) kelimesi, insanların Allah'a yönelişini ifade ederken, ‘شَاكِرِينَ’ (şükredenler) kelimesi de, bu ilişkilerin sonucunda Allah'a olan minnettarlığı vurgular.
A'râf Suresi 189. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
نَفْسٍ | nefis | 10 |
زَوْجَةً | eş | 7 |
دَعَوَا | dua ettiler | 5 |
Bu kelimeler Kur'an'da sıkça geçmektedir. ‘نَفْسٍ’ kelimesi, insanın özünü ve yaşamını ifade ettiği için birçok ayette kullanılmaktadır. ‘زَوْجَةً’ kelimesi ise, evlilik ve sosyal ilişkiler konusunda önemli bir yere sahip olduğu için sıklıkla karşımıza çıkar. ‘دَعَوَا’ kelimesi, insanların Allah'a yönelişini vurgulamakta ve bu bağlamda dua etme eylemi, müminler arasında önemli bir yere sahiptir. Bu bağlamda, bu kelimelerin kullanımı, insanın sosyal varlık olarak yaratılışını ve Allah ile olan ilişkisini derinlemesine anlamamıza yardımcı olmaktadır.
نَفْسٍ
10
زَوْجَةً
7
دَعَوَا
5
A'râf Suresi 189. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Öyle bir mabuttur ki sizi tek bir kişiden yarattı | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri (Yeni) | Allah, sizi bir tek nefisten yaratan | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Sizi bir tek nefisten yaratan | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Sizi tek bir [nefis]ten [*] (candan/cevherden) yaratan | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | O, o (Zât-ı Ecell-i Âlâ)dır ki, sizi bir nefisten yaratmıştır | Geleneksel |
Süleyman Ateş | O'dur ki sizi bir tek nefisten yarattı | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Sizleri bir tek nefisten (döllenmiş yumurtadan) yaratan O’dur | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı | Modern |
Yukarıdaki tabloda, farklı meallerin ortak ifadeleri ve dilsel tonları görülmektedir. Çoğu mealde, 'Sizi bir tek nefisten yaratan' ifadesi sıkça tercih edilmiştir. Bu ifade, hem anlam olarak hem de dilsel olarak, Allah'ın yaratma gücünü vurgulamakta ve insanın eş ile olan ilişkisini ön plana çıkarmaktadır. Dikkat çeken bir diğer ortak ifade ise, 'Rablerine dua ettiler' kısmıdır. Bu ifade, duaların kabul edilmesi, insanın Allah'a yönelmesi açısından önemli bir yere sahiptir. Farklı mealler arasında belirgin farklılıklar ise, kullanılan kelimelerin çeşitliliği ve anlatım tarzlarından kaynaklanmaktadır. Örneğin, 'canlıdan' ifadesi Yaşar Nuri Öztürk'ün meali ile modern bir yaklaşım sergilerken, diğer mealler daha geleneksel bir dil kullanmaktadır. Genel olarak, bu farklılıklar anlamda pek ciddi bir ayrım yaratmamaktadır; fakat kullanılan kelimelerin tonlaması ve çağrışımları, okuyucuda farklı izlenimler bırakabilir.