A'râf Suresi 42. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | İnananlara ve iyi işlerde bulunanlara gelince; hiç kimseye takatinden aşırı bir teklifte bulunmayız, onlardır cennet ehli ve orada ebedi kalır onlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İman edip salih ameller işleyenlere gelince -ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İman edenler ve iyi amellerde bulunanlarki biz hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz işte onlar cennet ehlidir ve orada ebedî olarak kalacaklardır. |
Mehmet Okuyan Meali | İman edip iyi işler yapanlara gelince –ki kimseye gücünün üzerinde bir görev yüklemeyiz–, işte onlar da cennet halkıdır; orada [ebedî] kalacaklardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O kimseler ki imân ettiler ve iyi amellerde bulundular. Biz ise hiçbir nefsi, iktidarının fevkinde birşey ile mükellef kılmayız. İşte onlar cennet sahipleridir. Onlar orada ebedî kalıcılardır. |
Süleyman Ateş Meali | İnanıp iyi işler yapanlar, -ki hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemeyiz- İşte onlar cennet halkıdır, onlar orada ebedi kalacaklardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | İnanıp güvenen ve iyi işler yapanlara gelince ki biz kimseye gücünün üstünde bir yük yüklemeyiz; böyleleri cennet ahalisidir; onlar da orada ölümsüzdürler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar -ki biz, her benliğe ancak yaratılış kapasitesi ölçüsünde görev yükleriz- ise cennetin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada. |
A'râf Suresi 42. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 42 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 184 |
Toplam Harf Sayısı | 166 |
Toplam Kelime Sayısı | 34 |
A'râf Sûresi, Mekke döneminde inmiş olan bir sure olup, genel anlamda insanın yaratılışından, ahlaki değerlerden, kıyamet gününden ve cennet ile cehennemden bahsetmektedir. Bu surede, insanlara doğru yolu gösterme, uyarı ve öğüt verme amacı taşınmaktadır. Ayet 42 ise, iman edenlerin ve salih ameller işleyenlerin, Allah tarafından kendilerine yüklenen görevlerin sınırlarını içermekte ve bu kişilerin cennet ehli olduğunu vurgulamaktadır. Burada özellikle, insanlara yüklenen görevlerin, onların güçleriyle orantılı olduğu belirtilmekte, bu durum cennetle müjdelenenlerin özellikleri arasında yer almaktadır. Ayet, inananların cennete gideceğini ve orada ebedi olarak kalacaklarını ifade ederek, müminler için bir teselli kaynağı sağlamaktadır. A'râf Suresi, genel olarak insanın sorumluluğu, ahlaki değerleri ve Allah’a olan inancı üzerine yoğunlaşan bir temaya sahiptir. Bu bağlamda, ayet, bireylerin inançları ve eylemleri ile ilgili olumlu bir mesaj vermektedir.
A'râf Suresi 42. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
آمَنَ | İman etti |
الَّذِينَ | Ki |
خَيْرَاتٍ | İyi işler |
لَا نُكَلِّفُ | Görev yüklemeyiz |
جَنَّةَ | Cennet |
أَخَالِدُونَ | Ebedi kalanlar |
Ayetin tecvidi açısından, 'لَا نُكَلِّفُ' ifadesinde 'n' harfinin 'k' harfi ile idgam yapılması ve 'آمَنَ' kelimesindeki med harflerinin uzatılması tecvid kuralları içindendir.
A'râf Suresi 42. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
آمَنَ | İman etti | 43 |
خَيْرَاتٍ | İyi işler | 16 |
جَنَّةَ | Cennet | 73 |
لَا نُكَلِّفُ | Görev yüklemeyiz | 4 |
Bu kelimeler, insanın inancı, amelleri ve Allah'a olan teslimiyeti açısından büyük bir öneme sahiptir. 'آمَنَ' kelimesi, iman etmenin temelini oluştururken, 'خَيْرَاتٍ' iyi eylemlerin önemini vurgular. 'جَنَّةَ' kelimesi ise cennet kavramının sıkça anıldığını ve bu konunun Kur'an'da önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Bu kelimelerin bu kadar sık kullanılması, İslam inancının temel unsurlarına dikkat çekmektedir.
جَنَّةَ
73
آمَنَ
43
خَيْرَاتٍ
16
لَا نُكَلِّفُ
4
A'râf Suresi 42. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | hiç kimseye takatinden aşırı bir teklifte bulunmayız | Geleneksel |
Diyanet İşleri | ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | biz hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | ki kimseye gücünün üzerinde bir görev yüklemeyiz | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | hiçbir nefsi, iktidarının fevkinde birşey ile mükellef kılmayız | Geleneksel |
Süleyman Ateş | ki hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemeyiz | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | ki biz kimseye gücünün üstünde bir yük yüklemeyiz | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | ki biz, her benliğe ancak yaratılış kapasitesi ölçüsünde görev yükleriz | Açıklayıcı |
Tabloda görülen ifadeler, ayetin ana mesajını farklı tonlarda ele almaktadır. Çoğu mealde ortak olarak kullanılan 'güçünün üstünde bir şey yüklemeyiz' ifadesi, inananların sınırlarını zorlamadan kendilerine verilen sorumlulukların adil bir şekilde dağıtıldığını vurgular. 'Hiç kimseye' gibi olumsuz ifadelerin kullanımı, yükümlülüklerin kişisel kapasiteye göre belirlendiğini net bir biçimde ifade eder. Ancak bazı meallerde 'teklifte bulunmayız' veya 'görev yüklemeyiz' gibi farklı kelimelerin tercih edilmesi, mecaz anlamlar ve netlik açısından farklılıklar yaratmaktadır. Bu durum, anlamda belirgin bir farklılık olmasa da dilin kullanımındaki çeşitliliği göstermektedir.