A'râf Suresi 46. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir örtü var ve A'raf üstünde erler var ki herkesi, yüzlerinden tanırlar ve cennet ehline esenlik size diye nida ederler. Onlar, henüz cennete girmemişlerdir ama girmeyi umarlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur, A’râf üzerinde de birtakım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, “Selâm olsun size!” diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: "selâm olsun size" diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir. |
Mehmet Okuyan Meali | İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir perde ve [a‘raf]ta herkesi yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. (Cennete girmeyi) arzulamalarına rağmen henüz oraya (cennete) giremeyen bu kişiler, cennet halkına “Selam üzerinize olsun!” diye seslenmiş (olacaklar)dır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onların arasında bir perde vardır. Ve A'râf üzerinde de birtakım rical vardır ki hepsini de alâmetleriyle tanır. Ashâb-ı cennete, «Selâmün Aleyküm» diye nidâ ederler. Ve bunlar ümitvar oldukları halde henüz cennete girmemiş bulunurlar. |
Süleyman Ateş Meali | İki taraf arasında bir perde ve A'raf üzerinde de hepsini (hem cennetlikleri hem de cehennemlikleri, yüzlerindeki) işaretleriyle tanıyan erkekler vardır. (Bunlar), henüz cennete girmemiş olan, fakat girmeyi bekleyen, cennet halkına: "selam size!" diye seslendiler. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Cennet ile cehennem arasında bir engel vardır. O (engeldeki) yüksek yerler üzerinde de değerli şahsiyetler olur. Herkesi yüzlerinden tanırlar. Cennetlik ahaliye şöyle seslenirler: “Esenlik ve güvenlik sizedir (Selamun aleykum)” Bunlar, henüz Cennet’e girmemiş olanlardır ama oraya girme umudundadırlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İki taraf arasında bir perde, A'raf üzerinde de herkesi yüzlerinden tanıyan erler vardır. Cennet halkı, özleyip durdukları halde henüz ona girmemiş olanlara şöyle seslenirler: "Selam size!" |
A'râf Suresi 46. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 46 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 201 |
Toplam Harf Sayısı | 127 |
Toplam Kelime Sayısı | 27 |
A'râf Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak insanları doğru yola davet etme, ahlaki değerleri ön planda tutma ve ahiretin önemine dikkat çekme temalarını işler. Bu sure, cennet ve cehennemin tasvirleri ile, bu iki grup arasında bir yer olan A'râf'ta bulunanların durumunu ele alır. Ayet 46, A'râf üzerinde bulunan kişilerin, cennet ve cehennem halkını tanıma yetenekleri olduğunu ve cennetliklere selam verdiklerini ifade eder. Bu bağlamda, cennet ve cehennem arasındaki perde, bir sınırı ve bu sınırın ötesindeki umudu simgeler. Aynı zamanda, A'râf'ta bulunanların cennet ehlinden selam alması, onların cennete girmeyi umut ettiklerini gösterir. Bu ayet, insanlığa, inanç ve amellerinin sonuçlarının farkında olmaları gerektiğini hatırlatmaktadır. Cennet ve cehennem arasındaki bu ayrım, ahiret inancının önemli bir parçasıdır ve insanlara yaptıkları seçimlerin sonuçlarını düşünme fırsatı sunar. A'râf Suresi, insanları ahlaka ve erdeme yönlendirmek amacıyla, bu tür tasvirlerle doludur. Ayetin geçtiği bu surenin genel içeriği, insanlara ahlaki öğütler vermek ve doğru yolda ilerlemeleri için bir uyarıda bulunmaktır.
A'râf Suresi 46. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
عَرَافَ | A'râf |
سَلَامٌ | Selam |
أَهْلٌ | Ehl |
رِجَالٌ | Erler |
يَعْرِفُونَ | Tanırlar |
Ayetin okunuşunda genel olarak 'İdgam' ve 'Med' gibi tecvid kuralları uygulanmaktadır. İdgam, bazı harflerin birleştirilmesi ile oluşur. Med, uzun okuma kurallarını ifade eder.
A'râf Suresi 46. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَرَافَ | A'râf | 7 |
سَلَامٌ | Selam | 15 |
أَهْلٌ | Ehl | 12 |
رِجَالٌ | Erler | 5 |
يَعْرِفُونَ | Tanırlar | 6 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça geçen kavramlar olup, A'râf Suresi'nin genel temasıyla doğrudan ilişkilidir. 'A'râf', cennet ve cehennem arasındaki durumu ifade ederken, 'Selam' hem bir selamlaşmayı hem de cennet halkının özelliklerini simgeler. 'Ehl' kelimesi, cennetliklerin ve cehennemliklerin tanımı için kullanılırken, 'Erler' ve 'Tanırlar' kelimeleri, A'râf'taki insanların özelliklerini ve yeteneklerini belirtmektedir.
سَلَامٌ
15
أَهْلٌ
12
عَرَافَ
7
يَعْرِفُونَ
6
رِجَالٌ
5
A'râf Suresi 46. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir örtü var | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bir perde vardır. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Henüz cennete girmemişlerdir ama girmeyi umarlar. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Henüz cennete girmemiş bulunurlar. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Cennet halkına 'selam' diye seslenmiş | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Bir engel vardır. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Henüz ona girmemiş olanlara şöyle seslenirler. | Modern |
Tablodaki ifadeler arasında, çoğu mealde 'cennet ve cehennem arasında bir perde' ifadesi ortak olarak kullanılmıştır. Bu ifade, ahiretteki ayrımı net bir şekilde belirtmekte ve okura bu durumun ciddiyetini anlatmaktadır. Ayrıca, 'henüz cennete girmemişlerdir' ifadesi de sıkça tercih edilmiştir. Bu ifade, umudun ve beklemenin önemine vurgu yapmaktadır. 'Selam' ifadesi de çeşitli meallerde geçmekte olup, cennet halkıyla olan iletişimi simgelemektedir. Farklı mealler arasındaki farklılıklar ise bazen anlamda ince nüanslara yol açmakta; örneğin bazı mealler 'perde' yerine 'engel' terimini kullanarak daha güçlü bir ayrımı ifade ederken, diğerleri daha yumuşak bir dil kullanmaktadır. Dil açısından bu farklılıklar, okuyucunun ayetin ruhunu anlama şekline göre değişkenlik gösterebilmektedir.