Duhan Suresi 29. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gök ve yer onların üzerine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi. |
Mehmet Okuyan Meali | Gök ve yer onların ardından ağlamamıştı; kendilerine zaman da tanınmamıştı. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onların üzerine gök ve yer ağlamadı, ve bir mühlet verilmişler de olmadılar. |
Süleyman Ateş Meali | Onlara gök ve yer ağlamadı. Ve kendilerine fırsat da verilmedi. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Firavun’a ve ordusuna ne gök ağladı, ne de yer. Onlara yeni bir fırsat da verilmedi. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile! |
Duhan Suresi 29. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Duhan |
Sure Numarası | 44 |
Ayet Numarası | 29 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 476 |
Toplam Harf Sayısı | 84 |
Toplam Kelime Sayısı | 20 |
Duhan Suresi, Mekki bir sure olup, genel olarak Allah'ın kudretine, ahiret gününe ve geçmişteki kavimlerin helak edilişlerine dair uyarılar içermektedir. Bu sure, bireylere ve topluluklara ibret verici bir mesaj taşır. Duhan Suresi'nin 29. ayeti ise, geçmişte helak olan bir kavmin ardından göklerin ve yerin ağlamadığını ifade eder. Bu bağlamda, ayet, bir uyarı niteliğindedir. Ayetin mesajı, bu kavimlerin işlediği günahlardan dolayı bir azap ile karşılaştıklarının ve bu yüzden göklerin ve yerlerin onlara yas tutmadığını belirtmektedir. Özellikle bu ayet, inananların Allah’a karşı sorumlulukları ve geçmişteki kavimlerin sonları hakkında düşünmelerini teşvik eder. Mekke döneminde inen bu sure, inananlara ve inanmayanlara yönelik güçlü bir hatırlatıcıdır. Ayet, aynı zamanda Allah’ın iradesinin her şey üzerinde etkili olduğunu, bir kavmin sona erdiğinde, bunun ardından doğanın da bir tepki vermediğine dikkat çekmektedir. Ayette geçen ‘mühlet verilmedi’ ifadesi, bu kavmin affedilme şansının kalmadığını ve artık geri dönüşü olmayan bir sona ulaştıklarını göstermektedir.
Duhan Suresi 29. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَا | ne |
سَمَاء | gök |
أَرْض | yer |
بَكَى | ağladı |
مُهْلَة | mühlet |
Ayet, dil bilgisi açısından basit bir yapıya sahiptir. 'مَا' kelimesi, olumsuzluk anlamı taşıyan bir kelime olarak ayetteki 'gök' ve 'yer' ifadeleriyle birlikte kullanılmıştır. 'بَكَى' fiili ise, geçmiş zamanda kullanılan bir fiil olarak gök ve yerin ağlama eylemini ifade eder. Ayrıca, 'مُهْلَة' kelimesi, ayette bir süre tanınmadığı anlamında kullanılmıştır.
Duhan Suresi 29. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مَا | ne | 60 |
سَمَاء | gök | 19 |
أَرْض | yer | 30 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan kelimelerdir. 'مَا' kelimesi, olumsuzluk ve soru anlamlarında yaygın bir şekilde kullanılırken, 'سَمَاء' ve 'أَرْض' kelimeleri ise, yaratılışın ve doğanın unsurlarını ifade etmekte önemlidir. Bu kelimelerin sıkça yer alması, Kur'an'ın mesajını anlamada ve Allah’ın kudretini vurgulamada önemli bir rol oynamaktadır.
مَا
60
أَرْض
30
سَمَاء
19
Duhan Suresi 29. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ne gök ağladı onlara, ne yer | Geleneksel |
Diyanet İşleri (Yeni) | Gök ve yer onların ardından ağlamadı | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Gök ve yer onların üzerine ağlamadı | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Gök ve yer onların ardından ağlamamıştı | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Artık onların üzerine gök ve yer ağlamadı | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Onlara gök ve yer ağlamadı | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | ne gök ağladı, ne de yer | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | Gök de ağlamadı onlar için yer de | Açıklayıcı |
Mealler arasında ortak olarak kullanılan ifadeler arasında 'gök ve yer' ile 'ağlamadı' kelimeleri öne çıkmaktadır. Bu ifadeler, ayetin ana temasını ve anlamını taşıdıkları için çoğu mealde benzer şekilde yer almaktadır. Ancak, mealler arasında belirgin farklılıklar da gözlemlenmektedir. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı ile Elmalılı Hamdi Yazır, 'ne gök ağladı onlara, ne yer' ifadesini kullanırken, Diyanet İşleri (Yeni) ve Mehmet Okuyan gibi mealler 'gök ve yer onların ardından ağlamadı' şeklinde bir ifade kullanmışlardır. Bu farklılıklar, meallerin dilsel tonları ve kullanılan kelimelerin çeşitliliğinden kaynaklanmaktadır. Genel olarak, bazı mealler geleneksel bir dil kullanırken, diğerleri daha modern ve açıklayıcı bir yaklaşım benimsemektedir.