Enbiya Suresi 39. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Bir bilselerdi kafir olanlar önlerinden, artlarından kendilerini saran ateşi defedemeyecekleri ve hiçbir yardım da göremeyecekleri zamanı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İnkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları ve hiçbir yardım da görmeyecekleri vakti bir bilseler! |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bu kâfirler ateşi yüzlerinden ve sırtlarından men edemeyecekleri ve yardım da göremeyecekleri zamanı, bir bilseler! |
Mehmet Okuyan Meali | Kâfir olanlar, yüzlerinden ve sırtlarından (saran) ateşi savamayacakları, kendilerine yardım edilemeyeceği zamanı (o günün dehşetini keşke) bir bilselerdi! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Eğer o kâfir olanlar, o zamanı bir bilseler idi ki, ne yüzlerinden ve ne de arkalarından ateşi men edemiyeceklerdir ve onlar yardım da olunamayacaklardır. |
Süleyman Ateş Meali | İnkar edenler, ne yüzlerinden, ne de sırtlarından ateşi savamayacakları ve yardım da olunmayacakları zamanı bir bilselerdi (onu böyle acele istemezlerdi)! |
Süleymaniye Vakfı Meali | Ayeti görmezlikten gelenler (kafirler) ne yüzlerinden ne de sırtlarından o ateşi uzaklaştıramayacakları ve yardım da göremeyecekleri o zamanı keşke bilselerdi. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | O inkâr edenler, ne yüzlerinden ne sırtlarından azabı uzak tutamayacakları ve hiçbir yardım da göremeyecekleri zamanı bir bilselerdi! |
Enbiya Suresi 39. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Enbiya |
Sure Numarası | 21 |
Ayet Numarası | 39 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 17 |
Kur'an Sayfası | 459 |
Toplam Harf Sayısı | 149 |
Toplam Kelime Sayısı | 23 |
Enbiya Suresi, genel olarak peygamberlerin hayatlarına ve onların karşılaştıkları zorluklara, toplumları ile olan ilişkilerine dair mesajlar içermektedir. Mekke döneminde inen bu sure, inkar edenlerin karşılaştığı sonuçları ve ahiret hayatını hatırlatmaktadır. Ayet 39, inkar edenlerin, dünyada yaptıkları kötü eylemlerin sonuçlarıyla yüzleşecekleri bir zamanı tasvir etmekte ve o zaman kendilerini koruyamayacakları ateşten bahsetmektedir. Bu bağlamda, ayet, insanlara akıllarını kullanarak, inançsızlıklarının sonuçlarını düşünmeleri gerektiğini vurgulamaktadır. Cezalandırma, korkutma ve öğüt verme amacı taşıyan bu tür ayetler, dinin ciddiyetini ve ahiretin kaçınılmaz gerçekliğini hatırlatmaktadır. Bu suredeki diğer ayetler de benzer temalar etrafında döner; bu durum, inkarcıların daima dikkatlerini çekmeyi amaçlar. Ayetin içindeki kelimeler, zaman kavramı etrafında dönerken, aynı zamanda ateşin, cezanın ve kurtuluşun anlamlarını sorgulamamızı sağlayacak derinlik taşımaktadır.
Enbiya Suresi 39. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كافر | İnkâr eden |
عذاب | Azap |
وجه | Yüz |
ظهر | Sırt |
يوم | Gün |
Ayet içerisinde geçen kelimeler belirli bir bağlamda seçilmiştir. Örneğin, "كافر" (inkâr eden) kelimesi, hitap edilen kitleyi tanımlamakta ve cezanın muhataplarını ifade etmektedir. "عذاب" (azap) ise, karşılaşacakları sonuçları belirtmektedir. Ayrıca, "وجه" (yüz) ve "ظهر" (sırt) kelimeleri, ateşin muhatapları üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. Tecvid açısından, ayetteki bazı kelimelerin sonunda med harfleri bulunmaktadır; bu da uzatma kurallarının uygulanmasını gerektirir.
Enbiya Suresi 39. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كافر | İnkâr eden | 25 |
عذاب | Azap | 30 |
وجه | Yüz | 15 |
ظهر | Sırt | 10 |
يوم | Gün | 50 |
Kur'an'da "كافر" (inkâr eden) kelimesi sıkça geçmesi, inancın önemini vurgulamakta ve inkarcıların durumunu belirtmektedir. "عذاب" (azap) kelimesinin kullanımı ise, insanların eylemlerinin sonuçları olduğuna dikkat çekmektedir. Ayrıca, "وجه" (yüz) ve "ظهر" (sırt) kelimeleri, cezalandırma bağlamında önemli bir yere sahiptir. Bu kelimelerin sıklığı, Kur'an'ın mesajını ve ahiret hayatını hatırlatma amacını pekiştirmektedir.
يوم
50
عذاب
30
كافر
25
وجه
15
ظهر
10
Enbiya Suresi 39. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | bir bilselerdi | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | İnkâr edenler | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | kâfirler | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kâfir olanlar | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | kâfir olanlar | Geleneksel |
Süleyman Ateş | İnkar edenler | Modern |
Süleymaniye Vakfı | görmezlikten gelenler | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | o inkâr edenler | Modern |
Tabloya bakıldığında, "kâfirler" ifadesinin çoğu mealde sıkça kullanıldığı görülmektedir. Bu terim, inkar edenleri tanımlamada ortak bir dil oluşturuyor. Bunun yanı sıra, "İnkâr edenler" ifadesinin birkaç mealde yer alması, inancın reddedilmesine dair genel bir ifade biçimi oluşturmakta. Diğer taraftan, "bir bilselerdi" gibi ifadeler, ayetin tehditkar yapısını pekiştiriyor. Ancak "görmezlikten gelenler" ifadesi, daha eleştirel bir dil kullanarak, inançsızlar hakkında daha olumsuz bir bakış açısı sunuyor. Bu durum, mealler arasındaki dilsel ve anlam farklılıklarını ortaya koyuyor.