Furkan Suresi 18. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Diyecekler ki: Tenzih ederiz seni, senden başka dost ve yardımcı kabul etmek bize yaraşmaz; fakat sen, onları da, atalarını da nimetler vererek yaşattın, sonunda seni anmayı unuttular ve helake müstahak bir topluluk oldular. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Onlar, “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz. Fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helâke giden bir toplum oldular” derler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar: "Sübhansın seni tenzih ederiz. Seni bırakıp da senden başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara ve atalarına o kadar nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular." derler. |
Mehmet Okuyan Meali | Onlar (melekler) de şöyle demiş (olacaklar)dır: “Sen yücesin. Senin peşin sıra dostlar edinmek bize yakışmazdı. Fakat sen onlara ve atalarına bol nimet verince (Allah’ı) hatırlamayı unuttular ve helaki hak eden bir toplum oldular.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (O mabûd ittihaz edilenler de) derler ki: «Sen zât-ı ehâdiyetine layık olmayan şeylerden münezzehsin. Bizim için yaraşmaz ki, Sen'den başka velîler ittihaz edinelim. Fakat, onları ve babalarını nîmetlere nâil kıldın, tâ ki, zikri unuttular ve helâk olmuş bir kavim oldular.» |
Süleyman Ateş Meali | Derler ki: "Senin şanın yücedir, senden başka veliler edinmek bize yaraşmaz. Fakat sen onları ve atalarını ni'met verip yaşattın, (bolluk içinde dünyaya daldılar da seni) anmayı unuttular ve helaki hak eden bir topluluk oldular. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Onlar da, “Sana içten boyun eğeriz; seni bırakıp başka velilere tutunmak bize yakışmaz. (Biz yapmadık ki onlara bunu emretmiş olalım) Ama sen, onlara ve babalarına nimetler verdin, o zikri (senin kitabını) unuttular ve bereketsiz bir topluma dönüştüler.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Derler ki: "Tespih ederiz seni; seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmazdı. Ama sen onları ve atalarını öylesine nimetlendirdin ki, zikiri/Kur'an'ı unuttular ve helâke giden bir topluluk oldular." |
Furkan Suresi 18. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Furkan |
Sure Numarası | 25 |
Ayet Numarası | 18 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 18 |
Kur'an Sayfası | 507 |
Toplam Harf Sayısı | 166 |
Toplam Kelime Sayısı | 29 |
Furkan Suresi, Mekke döneminde inmiş olan ve Kur'an'ın temel mesajlarını vurgulayan bir suredir. Genel olarak, Allah'ın varlığı, birliği, peygamberlik, ahiret, insanların sorumlulukları gibi konular ele alınmaktadır. Bu sure, özellikle müminleri ve inkarcıları ayırt eden özelliklerin altını çizer. Ayet 18, bu bağlamda önemli bir yere sahiptir. Ayette, insanların ve atalarının, Allah'ın kendilerine verdiği nimetler sayesinde Allah'ı unuttukları belirtilmektedir. Bu, insanların dünya hayatındaki geçici nimetlere dalarak, manevi değerleri unutmalarının bir eleştirisidir. İlgili ayet, hem insan ilişkileri hem de ilahi ilişkiler açısından önemli dersler içermektedir. Yani, insanları unutturan ve onları helake sürükleyen sebeplerin başında dünya nimetlerine aşırı düşkünlük gelmektedir. Aynı zamanda, Allah'a olan bağlılığı ve dostluk ilişkisini sorgulayan bir üsluba sahiptir. Mekki bir sure olan Furkan, insanları uyararak onları bilinçlendirmeyi hedeflerken, bu ayet de insanların Allah'tan uzaklaşmalarının tehlikelerine dikkat çekmektedir.
Furkan Suresi 18. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
تَسْبِيحَ | tezahür |
أَصْحَابَ | arkadaşlar |
نِعْمَةً | nimet |
تَذَكُّرَ | hatırlama |
مُهْلَكًا | helak |
Ayet içerisinde idgam ve med gibi tecvid kuralları dikkat çekmektedir. Özellikle 'تَسْبِيحَ' kelimesinde med ve idgam durumları gözlemlenmektedir. Ayrıca ayet boyunca bazı kelimelerin okunuşu sırasında duraklama ve uzatma kuralları da geçerlidir.
Furkan Suresi 18. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
تَسْبِيحَ | tezahür | 7 |
نِعْمَةً | nimet | 10 |
مُهْلَكًا | helak | 5 |
Ayet içinde geçen kelimeler Kur'an'da belirli bir sıklıkla geçmektedir. 'تَسْبِيحَ' kelimesi, Allah'ı tenzih etme anlamında sıkça kullanılmakta, bu da müslümanların Allah'a olan bağlılıklarını simgelemektedir. 'نِعْمَةً' kelimesi, Allah'ın verdiği nimetleri vurgulamak için kullanılır ve bu bağlamda insanlara sunulan ilahi lütufları ifade eder. 'مُهْلَكًا' kelimesi ise, insanların dünyaya dalarak unuttukları manevi değerlerin sonuçlarını anlatmak için kullanılmaktadır. Bu kelimelerin sıklığı, Kur'an’ın ana temaları arasında olan Allah'a hamd ve şükür ile ilişkilidir.
نِعْمَةً
10
تَسْبِيحَ
7
مُهْلَكًا
5
Furkan Suresi 18. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Tenzih ederiz seni | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Seni eksikliklerden uzak tutarız | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | Sübhansın seni tenzih ederiz | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Sen yücesin | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | Sen zât-ı ehâdiyetine layık olmayan şeylerden münezzehsin | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Senin şanın yücedir | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Sana içten boyun eğeriz | Edebi |
Yaşar Nuri Öztürk | Tespih ederiz seni | Modern |
Tablo incelendiğinde, 'tenzih ederiz seni' ifadesi Gölpınarlı, Elmalılı Hamdi Yazır, Mehmet Okuyan ve diğer bazı meallerde benzer şekilde kullanılmıştır. Bu, kelimenin derin anlamını vurgulamakta ve Allah'ı yüceltme açısından önemli bir ifade olarak öne çıkmaktadır. 'Senin şanın yücedir' ifadesi, özellikle Diyanet İşleri ve Süleyman Ateş'in meallerinde belirgin bir şekilde bulunmakta; bu da Allah'ın yüceliğine vurgu yapmaktadır. Ayrıca, 'seni bırakıp başka dostlar edinmek bize yaraşmaz' ifadesi, birçok mealde benzer bir şekilde yer almakta ve bu bağlamda insanın Allah ile olan ilişkisini sorguladığı için önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra, farklı mealler arasında bazı dilsel farklılıklar gözlemlenmektedir. Örneğin, 'Sübhansın seni tenzih ederiz' ifadesi geleneksel bir tona sahipken, 'Seni eksikliklerden uzak tutarız' ifadesi daha modern bir anlatıma sahiptir. Bu durum, farklı meal sahiplerinin metni yorumlama biçimlerinin çeşitliliğini göstermektedir.