Furkan Suresi 19. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Gerçekten de söylediklerinizi reddedip yalanlar sizi ve sizden ne azabı gidermeye güçleri yeter, ne size yardıma kudretleri var. Ve sizden kim zulmederse ona. büyük bir azap tattırırız. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | (İlâh edindikleriniz) söyledikleriniz konusunda sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı savmaya gücünüz yetmeyecek ve kendinize yardım da edemeyeceksiniz. Sizden kim de zulüm ve haksızlık ederse, ona büyük bir azap tattırırız. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denilir.) İşte (taptıklarınız) sizi söylediklerinizde yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardıma çare bulabilirsiniz ve içinizden kim zulmederse, ona büyük bir azab tattıracağız. |
Mehmet Okuyan Meali | (Allah şöyle diyecektir:) “İşte (taptıklarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar. Artık (azabı) geri çevirmeye de yardıma da gücünüz yetmez. İçinizden haksızlık edenlere büyük bir azap tattıracağız!” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Ey müşrikler!) «İşte sizi söyler olduğunuz şeylerde tekzîp ettiler. Artık ne (azabı) bertaraf etmeğe ve ne de yardıma muktedir olamayacaksınız ve sizden her kim ki zulmeder ise ona büyük bir azap tattıracağız.» |
Süleyman Ateş Meali | (Bu kez hitap, bunlara tanrı diye tapanlara yönelir.) İşte (tanrı) dedikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne (azabı geri) çevirmeğe gücünüz yeter, ne de (kendinize) bir yardım bulabilirsiniz! Sizden kim zulmederse ona büyük bir azab taddırırız. |
Süleymaniye Vakfı Meali | (Allah Teâlâ diyecek ki;) bunlar, anlattıklarınızı yalan saymışlardı. Bugün bunları ne azaptan kurtarabilirsiniz ne de yardım edebilirsiniz. Sizin içinizden yanlışa Allah’ı ikinci sıraya koymuşsa ona büyük bir azap tattırırcağız. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İşte, haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı bulabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu bir azap tattıracağız. |
Furkan Suresi 19. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Furkan |
Sure Numarası | 25 |
Ayet Numarası | 19 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 18 |
Kur'an Sayfası | 493 |
Toplam Harf Sayısı | 113 |
Toplam Kelime Sayısı | 16 |
Furkan Suresi, Mekke döneminde inmiş bir suredir ve adını, Kur'an'ın hakikati ayırt etme yeteneği olarak bilinen "furkan" kelimesinden alır. Bu surede inanılmaz bir varlık olarak Allah'a ve O'nun azametine, insanların kendi yaratılışlarına yönelik sorgulamalarını ve inançlarını sorgulamalarına yönelik mesajlar bulunmaktadır. Ayet 19'da ise, taptıkları ilahların, onlara verdiği vaadlerin ve varlıklarının gerçekliğini sorgulayan bir bağlamda, insanların bu varlıklara olan inançlarının yanlış olduğu ve bu inançları sebebiyle başlarına gelecek olan azapla ilgili bir uyarı bulunmaktadır. Aynı zamanda bu ayet, insanların bu yalan inançlardan dolayı kendi kendilerine düşkünlüklerini ve haksızlıklarını da eleştirmektedir. Ayetin içeriğinde, taptıkları varlıkların onları yalanlayacağı ve bu yalanlarla yüzleşeceklerini belirten ifadeler yer alır. Dolayısıyla, bu ayet, sorumluluklarını bilmeyen ve ilahi gerçeklerden uzaklaşan insanları uyarmaktadır.
Furkan Suresi 19. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَلَّمَا | her zaman, sürekli |
زُورٌ | yalan, sahte |
عَذَابٌ | azap, ceza |
ظَالِمٌ | zulmeden, haksızlık eden |
قُدْرَةٌ | güç, kudret |
Ayette genel olarak idgam (yutma) ve med (uzatma) gibi tecvid kuralları bulunmaktadır. Bunun yanı sıra bazı kelimelerde 'ghunnah' (burunla ses verme) uygulamaları görülebilir.
Furkan Suresi 19. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَذَابٌ | azap | 27 |
زُورٌ | yalan | 18 |
ظَالِمٌ | zulmeden | 20 |
Bu kelimeler, Kur'an'da genellikle inkar, zulüm ve azap temalarının geçtiği yerlerde sıkça kullanılır. Özellikle inkar edenlerin karşılaşacağı azap ve buna neden olan eylemleri tanımlamak amacıyla bu kelimeler tercih edilmiştir. Yalan ve zulüm, İslam'ın kabul ettiği değerlerle çelişen kavramlar olduğundan, bu kelimelerin kullanımı, muhalifleri ve yanlış inançları eleştirme açısından oldukça önemlidir.
عَذَابٌ
27
ظَالِمٌ
20
زُورٌ
18
Furkan Suresi 19. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | söylediklerinizi reddedip yalanlar | Geleneksel |
Diyanet İşleri Meali | sizi yalancı çıkardılar | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | yalancı çıkardılar | Geleneksel |
Mehmet Okuyan Meali | sizin söylediklerinizi yalanladılar | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | söyler olduğunuz şeylerde tekzîp ettiler | Geleneksel |
Süleyman Ateş Meali | yalanladılar | Modern |
Süleymaniye Vakfı Meali | yalan saymışlardı | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar | Edebi |
Mealler arasında ortak olarak 'yalancı çıkardılar' ifadesi sıkça kullanılmıştır, bu ifade, ayetin ana temasını yansıtmakta ve okuyucuya olgu hakkında net bir bilgi vermektedir. Ayrıca, 'azabı geri çeviremezsiniz' gibi ifadeler de çoğu mealde bulunmaktadır, bu da inkar edenlerin durumu hakkında bir uyarı niteliğindedir. Dikkat çeken diğer bir ifade ise 'zulmetmek' kavramıdır; bu bağlamda bazı meallerde 'zulmeden' veya 'haksızlık eden' gibi farklı kelime tercihleri bulunmaktadır. Bu ifadeler arasında anlam farklılığı yoktur, ancak kullanım biçimindeki farklılıklar, meallerin dil ve anlatım tarzlarına göre değişiklik göstermektedir.