الْفُرْقَانِ

Furkan Suresi 40. Ayet

وَلَقَدْ

اَتَوْا

عَلَى

الْقَرْيَةِ

الَّت۪ٓي

اُمْطِرَتْ

مَطَرَ

السَّوْءِۜ

اَفَلَمْ

يَكُونُوا

يَرَوْنَهَاۚ

بَلْ

كَانُوا

لَا

يَرْجُونَ

نُشُوراً

٤٠

Velekad etev ‘alâ-lkaryeti-lletî umtirat metara-ssev-/(i)(c) efelem yekûnû yeravnehâ(c) bel kânû lâ yercûne nuşûrâ(n)

Andolsun, senin kavmin, bela yağmuruna tutularak yok edilen kente uğramışlardır. Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.

Surenin tamamını oku

Furkan Suresi 40. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiAndolsun ki onlar, uğramışlardır kötü bir yağmur yağdırılan o şehre, onu olsun görmüyorlar mı? Görüyorlar, fakat onlar, ölümden sonra dirileceklerini ummuyorlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Andolsun, senin kavmin, belâ yağmuruna tutularak yok edilen kente uğramışlardır. Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali(Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke'li putperestler), bela ve fenalık yağmuruna tutulmuş olan beldeye uğramışlardır. Peki onu da görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
Mehmet Okuyan MealiYemin olsun ki (müşrikler) bela yağmuruna tutulmuş olan o şehre (Sodom’a) elbette uğramışlardır. Orayı (orada olup biteni) hiç mi görmediler? Hayır! Onlar diriltilmeyi ummuyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen MealiVe andolsun ki, felaket yağmuruna tutulmuş olan karyeye varmışlardı. Artık onu görür olmamışlar mı idi? Hayır, öldükten sonra dirilip kalkmayı ummaz olmuşlardır.
Süleyman Ateş Meali(Şu Kureyş müşrikleri) bela yağmuruna tutulan, (üstüne taş yağdırılan) kente vardılar. Onun durumunu görmüyorlar mıydı (ki ibret alsınlar)? Hayır, onlar (öldükten sonra) tekrar dirilip kalkmayı ummuyorlar.
Süleymaniye Vakfı Meali(Mekkeliler,) Felâket yağdırılmış o yerlere elbette uğramışlardır. Şimdiye kadar oraları hiç mi görmediler? Aslında bunlar, tekrar dirilmeyi beklemiyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk MealiYemin olsun, onlar o kötülük yağmuruna tutulan kente vardılar. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilip hesap vermeyi ummuyorlardı.

Furkan Suresi 40. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureFurkan
Sure Numarası25
Ayet Numarası40
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz18
Kur'an Sayfası474
Toplam Harf Sayısı102
Toplam Kelime Sayısı20

Furkan Suresi, adını 'furkan' kelimesinden alır ve bu terim, hak ile batılı ayıran şey anlamına gelir. Bu sure, genel olarak Allah'ın ayetlerini, peygamberlerin mesajlarını ve insanların inançlarıyla ilgili konuları ele alır. Mekke döneminde inmiştir ve bu dönemdeki inkarcı tutumlar, müslümanlara karşı olan baskılar, inkâr edenlerin akıbetlerine dair uyarılar içerir. Özellikle bu ayet, geçmişteki kavimlerin başlarına gelen felaketler üzerinden bir değerlendirme yaparak, kavminin inkarcılarına hitap eder. Onlara, geçmişte başlarına gelen felaketleri anımsatır ve bu olayların ibret alınması gereken durumlar olduğunu vurgular. Ayetin içeriği, insanların geçmişteki olaylardan ders çıkarmalarını ve ölümden sonraki hayata olan inançsızlıklarına dikkat çekmektedir. Ayetin bağlamı, inkarcıların göz ardı ettikleri gerçekleri ortaya koyarken, aynı zamanda onları düşündürmeyi amaçlamaktadır. Bu surede, Allah'ın kudretinin ve insanların bu kudrete karşı duyarsızlıklarının sorgulanması ön plandadır.

Furkan Suresi 40. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
بَلَدٌşehir
مَطَرٌyağmur
أَمَلٌumut
رَجَعَgeri dönmek
خَافَkorkmak

Ayetin okunuşunda 'idgam' ve 'med' gibi tecvid kuralları göz önünde bulundurulmalıdır. Bazı kelimelerde, harflerin birleşimi sırasında seslerin akışkan bir şekilde okunması gerektiği için uygun kurallar uygulanmalıdır.

Furkan Suresi 40. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
بَلَدٌşehir7
مَطَرٌyağmur10
أَمَلٌumut5

Ayet içerisinde geçen 'şehir', 'yağmur' ve 'umut' kelimeleri, Kur'an'da sıklıkla geçmektedir. Bu kelimelerin sık kullanılması, insanların sosyal ve fiziksel çevresi ile olan ilişkilerini, doğal olayların etkilerini ve insan psikolojisindeki umut duygusunu yansıtması açısından önem taşır. 'Şehir' kelimesi, toplumların ve kavimlerin geçmişlerini ve bu toplulukların karşılaştığı felaketleri simgelerken, 'yağmur' kelimesi, hem bir nimeti hem de bir belayı ifade eder. 'Umut' kelimesi ise, insanların yaşamlarındaki inanç ve motivasyon unsurlarını temsil eder.

مَطَرٌ

10

بَلَدٌ

7

أَمَلٌ

5

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Furkan Suresi 40. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki Gölpınarlıgörmüyorlar mı?Geleneksel
Diyanet İşleribelâ yağmuruna tutularak yok edilenAçıklayıcı
Elmalılı Hamdi Yazırbela ve fenalık yağmuruna tutulmuşGeleneksel
Mehmet Okuyanbela yağmuruna tutulmuşModern
Ömer Nasuhi Bilmenfelaket yağmuruna tutulmuşGeleneksel
Süleyman Ateşbela yağmuruna tutulanAçıklayıcı
Süleymaniye Vakfıfelâket yağdırılmışGeleneksel
Yaşar Nuri Öztürkkötülük yağmuruna tutulanModern

Ayetin Türkçe meallerinde, 'görmüyorlar mı?' ifadesi birçok mealde ortak olarak kullanılmıştır. Bu ifade, inkarcıların göz önündeki gerçekleri görmemelerine bir vurgu yapar. 'Bela yağmuruna tutulmuş' veya 'felaket yağdırılmış' gibi ifadeler de oldukça yaygındır ve bu durum, geçmiş toplumların başlarına gelen felaketleri anlatmak için seçilmiştir. Mealler arasında farklılık gösteren kelimeler ise 'kötülük yağmuruna tutulan' gibi ifadeler, anlam bakımından benzer olsalar da, dilsel tonları açısından farklılık gösterir. Örneğin, 'modern' bir dil kullanımı vurgulayan mealler, günümüz okuyucusuna daha anlaşılır bir şekilde hitap etmeyi amaçlarken, 'geleneksel' ifadeler, klasik anlatım tarzını korumayı hedef alır. Bu durum, farklı meallerin okuyucu üzerindeki etkisini ve anlama düzeyini değiştirir.