Kaf Suresi 37. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Şüphe yok ki bunda, gönlü olana, yahut görerek kulak verene ibret ve öğüt var elbet. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Şüphesiz bunda, aklı olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz ki bunda kalbi olan ve hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır. |
Mehmet Okuyan Meali | Şüphesiz ki bunda (akıl eden) bir kalbi olan, yani görerek ona kulak verenler için gerçeği hatırlatan (dersler) vardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, bunda elbette bir öğüt vardır, kendisi için bir kalb olan veya kendisi şahid olarak kulak veren kimse için. |
Süleyman Ateş Meali | Muhakkak ki bunda, kalbi olan, yahut şahid olarak (zihnini toplayarak dikkatle) kulak veren kimse için bir öğüt vardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bunda, kalp sahibi olan veya gidip (oraları bizzat) görerek anlatılanları dinleyen birinin aklından çıkmayacak bilgiler vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Hiç kuşkusuz, bunda, kalbi olan yahut tam bir tanık olarak kulak veren için mutlak bir öğüt vardır. |
Kaf Suresi 37. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kaf |
Sure Numarası | 50 |
Ayet Numarası | 37 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 26 |
Kur'an Sayfası | 577 |
Toplam Harf Sayısı | 64 |
Toplam Kelime Sayısı | 14 |
Kaf Suresi, Kur'an'ın 50. suresi olup, Mekke döneminde indirilmiştir. Bu sure, genel olarak insanlara uyarılar ve ibretler vermeyi amaçlayan bir içerikle doludur. Ayet 37, bu anlamda özel bir yere sahiptir. Elde edilen bu ayet, dinleyici veya gözlemci olanların kalplerine hitap eden bir öğüt sunduğunu belirtmektedir. Ayetin genel içeriği, insanların düşünmeleri ve akıllarını kullanmaları gerektiği üzerine yoğunlaşmaktadır. İnsanın kalbini ve aklını kullanarak bir şeyleri anlaması gerektiği mesajını vermektedir. Kaf Suresi, insanın hayatında karşılaştığı çeşitli durumlar ve olaylar karşısında nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini öğretmeye çalışmaktadır. Bu sure, Allah'ın kudretine, varlığının delillerine ve insanın bu delilleri kavrayabilme yetisine vurgu yapmaktadır. Özellikle bu ayet, kalp, akıl ve kulak kavramlarının bir arada değerlendirildiği önemli bir noktadır. İnsanların gözlem yaparak ve düşünerek hayatlarını nasıl daha anlamlı hale getirebileceklerine dair derin bir anlam içerir.
Kaf Suresi 37. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
قَلْبٌ | Kalp |
أُذُنٌ | Kulağın |
مَوْعِظَةٌ | Öğüt |
Ayetin genelinde, 'kalp' (قَلْبٌ) ve 'kulağın' (أُذُنٌ) kelimeleri dikkat çekmektedir. Bu kelimeler, insanın duygu ve düşüncelerini ifade eden önemli terimlerdir. Ayrıca ayette 'öğüt' (مَوْعِظَةٌ) kelimesi de bulunmaktadır ki, bu da ayetin temel mesajını oluşturan bir unsurdur. Tecvid açısından ayette yer alan bazı kelimelerde idgam ve med kuralları uygulanmaktadır.
Kaf Suresi 37. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
قَلْبٌ | Kalp | 70 |
أُذُنٌ | Kulağın | 20 |
مَوْعِظَةٌ | Öğüt | 10 |
Ayetin içindeki 'kalp' kelimesi, Kur'an'da 70 kez geçerken, 'kulağın' kelimesi 20 kez, 'öğüt' kelimesi ise 10 kez geçmektedir. Bu kelimelerin sıklığı, Kur'an'ın insanın içsel duygularına, düşüncelerine ve eğitici mesajlarına verdiği önemi göstermektedir. Özellikle 'kalp' kelimesinin sık kullanımı, bu terimin insanın inancı ve duygusal durumu üzerindeki etkisini vurgular. 'Öğüt' kelimesi ise, öğüt verme ve insanlara doğru yolu gösterme temasının yeniden gündeme geldiğini ortaya koymaktadır.
قَلْبٌ
70
أُذُنٌ
20
مَوْعِظَةٌ
10
Kaf Suresi 37. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | gönlü olana, yahut görerek kulak verene ibret | Edebi |
Diyanet İşleri (Yeni) | aklı olan yahut hazır bulunup kulak veren | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | kalbi olan ve hazır bulunup kulak veren | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | (akıl eden) bir kalbi olan, yani görerek ona kulak verenler | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | kendisi için bir kalb olan veya kendisi şahid olarak kulak veren kimse | Geleneksel |
Süleyman Ateş | kalbi olan, yahut şahid olarak kulak veren | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | kalp sahibi olan veya gidip görerek anlatılanları dinleyen | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | kalbi olan yahut tam bir tanık olarak kulak veren | Modern |
Ayet ile ilgili mealler arasında dikkat çeken ortak ifadeler, 'kalp', 'kulak veren' ve 'öğüt' kelimeleridir. Bu ifadeler çoğu mealde ortak tercih edilmiş, çünkü ayetin ana mesajını vurgulamaktadırlar. 'Kalp' kavramının kullanılması, insanın düşünce, his ve inancını temsil ederken, 'kulak veren' ifadesi, dinleyici pozisyonundaki kişinin aktif katılımını simgelemektedir. Bu ifadeler, dinleyicinin, aklını ve kalbini kullanarak dikkatle dinlemesi gerektiği anlamını taşıyor. Belirgin şekilde farklılaşan ifadeler ise 'görerek' ve 'hazır bulunup' gibi kelimelerdir. Bu kelimeler, dinleyicinin nasıl bir eylem içerisinde olması gerektiği ile ilgili farklı açılımlar sunmaktadır. Ancak her iki ifade de dinleyicinin aktif bir dikkat göstermesi gerektiği anlamını taşımaktadır.