Kıyamet Suresi 11. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Hayır, yok kaçacak, sığınacak yer. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hayır, hayır, yok bir siper. |
Mehmet Okuyan Meali | Hayır! Sığınacak (bir) yer yoktur! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hayır. Hiç bir sığınacak yer yoktur. |
Süleyman Ateş Meali | Hayır, sığınacak yer yoktur. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Hayır! Artık sığınılacak yer kalmamıştır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Hayır, yok sığınacak yer! |
Kıyamet Suresi 11. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kıyamet |
Sure Numarası | 75 |
Ayet Numarası | 11 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 30 |
Kur'an Sayfası | 600 |
Toplam Harf Sayısı | 45 |
Toplam Kelime Sayısı | 9 |
Kıyamet Suresi, genel olarak ahiret inancını, hesap gününü, insanların yaptıklarının karşılığını alacakları günü anlatan bir Mekki suredir. Surenin ana teması, insanların yeniden diriltileceği, yaptıklarının bedelini ödeyecekleri ve sığınacak yerlerinin kalmayacağı konularıdır. Kıyamet Suresi, özellikle insanların inkâr ettiği, unuttuğu ve kaçındığı bir gerçeği, ahiret hayatını gündeme getirerek, onları uyarmayı amaçlar. Ayet 11'de ise, sığınacak yer kalmadığı vurgusu yapılmaktadır. Burada, insanın hata ve günahlarına karşılık olarak başvurabileceği hiçbir yer olmadığına işaret edilmektedir. Bu, kişinin hesap gününde yalnızca eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşeceği anlamına gelir. Ayetin, surenin bağlamında, ahiret gerçekleri üzerindeki vurgusu, insanları uyarma ve düşünmeye sevk etme amacı taşır. Bu durum, Kur'an'ın genel üslubunda sıkça karşılaşılan bir tema olup, okuyucuların derin düşünmeye teşvik edilmesi açısından önemlidir.
Kıyamet Suresi 11. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
سَتَخْلُصُ | kaçacak |
مَلْجَأً | sığınacak yer |
يَجِيءُ | gelir |
Ayetin tecvid kuralları arasında, ''سَتَخْلُصُ'' kelimesinde idgam ve med durumları gözlemlenmektedir. Ayrıca, ''مَلْجَأً'' kelimesinde de kelimenin sonundaki ''ن'' harfi, med ile uzatılmaktadır.
Kıyamet Suresi 11. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مَلْجَأً | sığınacak yer | 10 |
يَجِيءُ | gelir | 15 |
Sığınacak yer anlamına gelen 'مَلْجَأً' kelimesi, Kur'an'da 10 kez geçmektedir. Bu kelimenin sık kullanımı, insanın zor zamanlarında sığınabileceği yerlerin önemini vurgulamak amacıyla yapılmış olabilir. 'يَجِيءُ' kelimesi ise toplamda 15 defa geçmektedir ve bu kelime, olayların gerçekleşeceği zamanı belirtmesi açısından önemli bir yere sahip olduğu için sıkça kullanılmaktadır.
يَجِيءُ
15
مَلْجَأً
10
Kıyamet Suresi 11. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Hayır, yok kaçacak, sığınacak yer. | Geleneksel |
Diyanet İşleri | Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Hayır, hayır, yok bir siper. | Edebi |
Mehmet Okuyan | Hayır! Sığınacak (bir) yer yoktur! | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Hayır. Hiç bir sığınacak yer yoktur. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Hayır, sığınacak yer yoktur. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Hayır! Artık sığınılacak yer kalmamıştır. | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Hayır, yok sığınacak yer! | Geleneksel |
Meallerin incelenmesi sonucunda, genellikle 'sığınacak yer yok' ifadesinin çoğu mealde ortak olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu ifade, ayetin ana temasını vurgulamakta ve okuyucunun dikkatini çekmek için tercih edilmiş olabilir. Diyanet İşleri'nin meali, daha açıklayıcı bir dil kullanarak, durumu net bir şekilde ifade ederken, Elmalılı Hamdi Yazır'ın meali ise daha edebi bir üslup tercih etmiştir. Modern mealler ise genelde daha doğrudan ve anlaşılır bir dil kullanmaktadır. Ortak ifadelerin seçilmesi, ayetin ana düşüncesini güçlendirmek ve okuyucuya net bir mesaj vermek amacıyla yapılmış olabilir. Ancak farklılıklar arasında, bazı meallerin dilsel tonu ve üslubu arasında belirgin farklılıklar bulunmaktadır; örneğin, bazıları daha geleneksel ve edebi bir yaklaşım sergilerken, diğerleri daha modern ve doğrudan bir üslup benimsemiştir.