Kıyamet Suresi 27. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve bir okuyup üfleyen yok mu denince. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | 26,27,28,29,30. Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Tedavi edebilecek kimdir?" denilir. |
Mehmet Okuyan Meali | 26,27,28,29,30. Doğrusu (can), köprücük kemiğine dayanıp “Tedavi edebilecek kimdir?” dendiğinde, bunun gerçek bir ayrılık olduğunu anlayıp bacak(lar) birbirine dolaştığında, işte o gün varılacak yer sadece Rabbinin huzuru olacaktır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve denilmiş olur ki: «Tedavi edebilecek kim var?» |
Süleyman Ateş Meali | Ve (başında bulunanlar tarafından): "Kim afsun yapar acaba? denir, |
Süleymaniye Vakfı Meali | (telaşa düşülür) "Bunu kurtaracak biri var mı?" denir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Kim var okuyup üfleyecek?" denilir! |
Kıyamet Suresi 27. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kıyamet |
Sure Numarası | 75 |
Ayet Numarası | 27 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 29 |
Kur'an Sayfası | 578 |
Toplam Harf Sayısı | 36 |
Toplam Kelime Sayısı | 8 |
Kıyamet Suresi, Mekke'de inmiş olan bir sure olarak, ahiret hayatına ve kıyamet gününe dair konuları ele alır. Surenin genel içeriği, insanların yeniden dirilişi, hesap verme ve ebedi hayatın gerçekleri üzerinedir. Ayet 27, insanların ölüm anında ne tür bir çaresizlik içinde olduğunu ve bu durumda kimlerin kendilerini kurtarabileceğine dair bir sorunun gündeme geldiğini belirtir. Bu bağlamda, surede insanın ölümden sonraki hali, ruhun bedenle olan ilişkisi ve Rabbin huzuruna varış konuları işlenir. Bu ayet, insanların bu zor anlarında hissettikleri korku ve çaresizliklerine dikkat çeker ve o gün herkesin sadece Rabbine döneceği mesajını verir. Kıyamet Suresi, insanlara ahiret hayatını hatırlatırken, bu tür durumlarda sadece Allah'a yönelmenin gerekliliğini vurgular. Ayetin geçtiği konular, insanın bu dünyadaki hayatı ve akıbeti üzerine düşündürürken, aynı zamanda ölüm gerçeğine dair bir uyarı niteliğindedir. Ayet, insanların ruhsal durumlarını sorgulatan bir bağlamda yer almakta ve bu tür soruların kıyamet günündeki geçerliliğine dikkat çekmektedir.
Kıyamet Suresi 27. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَفَرَ | inkar etti |
يَوْمَ | gün |
يَسْأَلُ | sorar |
مَنْ | kim |
Ayetin Arapça metninde bazı temel tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, "يَسْأَلُ" kelimesinde idgam kuralı üzerinde durulabilir, bu durum kelimenin akışını ve telaffuzunu etkiler.
Kıyamet Suresi 27. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَفَرَ | inkar etti | 21 |
يَوْمَ | gün | 30 |
يَسْأَلُ | sorar | 14 |
مَنْ | kim | 42 |
Ayet içerisindeki kelimelerden "مَنْ" (kim) kelimesi, Kur'an'da oldukça sık kullanılmaktadır. Bu kelime, soru sorma veya belirsizlik durumlarını ifade etmek için önemli bir işlev taşır. Benzer şekilde, "يَوْمَ" (gün) kelimesi de ahiret gününün vurgulanmasında önemli bir yere sahip olduğu için sıkça yer almaktadır. Bu kelimelerin tekrarları, Kur'an'ın mesajını pekiştirmek ve okuyucunun dikkatini çekmek amacıyla tercih edilmiştir.
مَنْ
42
يَوْمَ
30
كَفَرَ
21
يَسْأَلُ
14
Kıyamet Suresi 27. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | bir okuyup üfleyen yok mu denince | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | can boğaza dayandığı | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Tedavi edebilecek kimdir? | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Tedavi edebilecek kim var? | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Tedavi edebilecek kim var? | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Kim afsun yapar acaba? | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Bunu kurtaracak biri var mı? | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Kim var okuyup üfleyecek? | Açıklayıcı |
Tabloda görüldüğü üzere, mealler arasında bazı ortak ifadeler ve farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle 'Tedavi edebilecek kimdir?' ifadesi, birkaç mealde benzer şekilde yer almakta ve geleneksel bir ton taşımaktadır. Bu ifade, ölüm anındaki çaresizliği vurgulamak için tercih edilmiş olabilir. Ayrıca "kim" kelimesinin birçok farklı kullanımda yer alması dikkat çekmektedir. Farklı mealler, ifadelerinde daha çok açıklayıcı veya modern bir dil kullanarak okuyucuya hitap etmeye çalışmaktadır. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı'nın meali, ölüm anındaki çaresizliği daha serbest bir anlatımla ifade ederken, Diyanet İşleri'nin meali daha klasik bir anlatım tarzını benimsemiştir. Bu durum, okurun algısına ve metnin akışına göre farklı anlamlar kazandırabilir. Dolayısıyla, mealler arasında dil ve ifade açısından ciddi farklılıklar olup, bu da Kur'an'ın çeşitli yorumlara açık bir metin olduğunu gösterir.