الْمَائِدَةِ

Mâide Sûresi 103. Ayet

مَا

جَعَلَ

اللّٰهُ

مِنْ

بَح۪يرَةٍ

وَلَا

سَٓائِبَةٍ

وَلَا

وَص۪يلَةٍ

وَلَا

حَامٍۙ

وَلٰكِنَّ

الَّذ۪ينَ

كَفَرُوا

يَفْتَرُونَ

عَلَى

اللّٰهِ

الْكَذِبَۜ

وَاَكْثَرُهُمْ

لَا

يَعْقِلُونَ

١٠٣

Mâ ce’ala(A)llâhu min behîratin velâ sâ-ibetin velâ vasîletin velâ hâmin(ﻻ) velâkinne-lleżîne keferû yefterûne ‘ala(A)llâhi-lkeżibe veekśeruhum lâ ya’kilûn(e)

Allah ne "Bahîre" ne "Sâibe", ne "Vasîle" ne de "Hâm" diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat, inkar edenler Allah'a karşı yalan uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez.

Surenin tamamını oku

Mâide Suresi 103. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiAllah, ne bahireyi meşru kılmıştır, ne saibeyi, ne vasilayı, ne de hamı; fakat kafir olanlar, Allah'a, yalan yere iftira ederler ve onların çoğunun da aklı ermez.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Allah, ne “Bahîre”, ne “Sâibe”, ne “Vasîle”, ne de “Hâm” diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat, inkâr edenler Allah’a karşı yalan uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez.
Elmalılı Hamdi Yazır MealiAllah, ne "bahîre"yi, ne "sâibe"yi, ne "vesile"yi ve ne de "hâm"ı meşru kılmıştır. Fakat küfredenler, Allah'a yalan iftira etmektedirler. Onların çoğunun akılları ermez.
Mehmet Okuyan MealiAllah [bahîrah], [sâibeh], [vasîleh] ve [hâm] diye bir şey (haram) kılmamıştır. Fakat kâfir olanlar, Allah’a yalan uydurur. Onların çoğu akıl etmez.
Ömer Nasuhi Bilmen MealiAllah Teâlâ bahireden, saibeden, vasileden ve hâmden hiçbirini (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfir olanlar Allah Teâlâ'ya karşı yalan söyleyerek iftirada bulunurlar. Ve onların çokları ise akıl erdiremezler.
Süleyman Ateş MealiAllah, bahire, saibe, vasile ve ham diye bir şey yapmamıştır. Fakat inkar edenler, Allah'a yalan uyduruyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar.
Süleymaniye Vakfı MealiAllah ne Behireyi, ne Sahibeyi, ne Vasılayı, ne Hâm’ı meşru kılmıştır. ”Bunlar cahiliyet devrinde Arapların tapıp kurban ettikleri develerin isimleridir” ama kâfir olanlar yalanlarını Allah’a mal ederler ve çoğu aklını kullanmaz.
Yaşar Nuri Öztürk MealiAllah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar.

Mâide Suresi 103. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureMâide
Sure Numarası5
Ayet Numarası103
Sure TürüMedeni
Bulunduğu Cüz6
Kur'an Sayfası134
Toplam Harf Sayısı155
Toplam Kelime Sayısı36

Mâide Suresi, genel olarak İslam toplumunun hukukî ve sosyal meseleleriyle ilgili hükümleri içerirken, Medine döneminde inmiştir. Bu sure, önceki kitap sahipleriyle olan ilişkiler, helal ve haram olan yiyecekler ve ibadetler hakkında detaylı bilgiler sunar. Mâide Suresi 103. ayet, inançsızların, Allah'a iftira ettiklerini belirterek, belirli kabullerin (bahîre, sâibe, vasîle, hâm) meşruluğunu reddetmektedir. Bu ayet, özellikle Arap toplumunda yaygın olan bazı geleneksel uygulamalara karşı bir uyarı niteliğindedir. Ayetin geçtiği sure, Müslümanların dinî hayatında önemli bir yer tutan kurban ibadeti ve dine dair bazı yasaklar üzerine odaklanmıştır. Ayrıca bu surede, bazı geleneksel uygulamaların, dinin özüne aykırı olduğu ve bu durumun dinî bir temeli olmadığı vurgulanmaktadır. Ayet, İslami inancın tevhid ve Allah'a karşı doğru bir tutum geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymakta, inançsızların aklını kullanmaları yönünde bir çağrıda bulunmaktadır.

Mâide Suresi 103. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
bahirebelirli bir tür hayvan
saibeözgür bırakılmış hayvan
vasilebir şeyle ilişkilendirilen
hamkurbana adanmış hayvan
kafirinkâr eden
iftirayalan beyan
akılanlayış, zihinsel kapasite

Ayetin içerisinde 'kâfir' kelimesinin idgâm, 'iftira' kelimesinin ise med gibi temel tecvid kuralları bulunmaktadır.

Mâide Suresi 103. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
bahirebelirli bir tür hayvan16
saibeözgür bırakılmış hayvan9
vasilebir şeyle ilişkilendirilen5
hamkurbana adanmış hayvan3
kafirinkâr eden21

Bu kelimelerin Kur'an'da farklı bağlamlarda kullanılması, İslam toplumunun inanç ve uygulamalarını şekillendiren öğretilerle ilgili olarak çeşitli uyarılara ve bilgilere yer verildiğini gösterir. Özellikle 'kafir' kelimesinin yaygın kullanımı, inançsızlığın ve onun sonuçlarının vurgulandığı birçok ayette yer aldığına işaret eder.

kafir

21

bahire

16

saibe

9

vasile

5

ham

3

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Mâide Suresi 103. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki Gölpınarlıkafir olanlar, Allah'a, yalan yere iftira ederlerAçıklayıcı
Diyanet İşleriinkâr edenler Allah’a karşı yalan uyduruyorlarGeleneksel
Elmalılı Hamdi Yazırküfredenler, Allah'a yalan iftira etmektedirlerGeleneksel
Mehmet Okuyankâfir olanlar, Allah’a yalan uydururModern
Ömer Nasuhi Bilmenkâfir olanlar Allah Teâlâ'ya karşı yalan söyleyerek iftirada bulunurlarGeleneksel
Süleyman Ateşinkar edenler, Allah'a yalan uyduruyorlarModern
Süleymaniye Vakfıkâfir olanlar yalanlarını Allah’a mal ederlerAçıklayıcı
Yaşar Nuri Öztürkküfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlarModern

Tabloda görülen ifadeler arasında 'kafir' ve 'yalan uydurmak' gibi ifadeler çoğu mealde ortak tercih edilmiştir. Bu ifadelerin sık kullanılması, ayetin ana temasını oluşturan inançsızlık ve Allah'a yönelik iftirayı açık bir şekilde dile getirme amacı taşır. Farklı meallerde kullanılan dil tonu ve ifadeler arasında belirgin farklılıklar vardır. Örneğin, bazı meallerde daha geleneksel bir dil kullanılırken, diğerlerinde modern bir dil tercih edilmiştir. Bu durum, farklı yazarların okuyucu kitlesine ve dil kullanımına göre tercih ettikleri üslup farklılıklarını gösterir. 'Yalan uydurmak' ifadesi bazı meallerde farklı şekillerde ifade edilmesine rağmen, anlam olarak benzer bir şekilde genel bir deyiş haliyle kalmıştır.