Mâide Suresi 104. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Onlara, gelin Allah'ın indirdiğine ve Peygambere dendi mi bize yeter atalarımızın yapageldikleri şeyler, böyle bulduk biz derler. Fakat ya ataları da bir şey bilmiyorlardı ve doğru yola gitmiyorlardıysa. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Onlara, “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) ve Peygamber’e gelin” denildiğinde onlar, “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize yeter” derler. Peki ya babaları bir şey bilmiyor ve doğru yolu bulamamış olsalar da mı? |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlara: " Allah'ın indirdiği (kitabı)ne ve peygamber'e gelin" dendiği zaman:" Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" derler. Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler olsa da mı? |
Mehmet Okuyan Meali | Onlara “Allah’ın indirdiğine (kitaba) ve Elçi’ye gelin!” dendiği zaman, “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter!” derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi? |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlara, Allah Teâlâ'nın indirdiğine ve Peygambere geliniz denildiği vakit, «Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyler bize yeter,» derler. Ya babaları hiçbir şey bilmiyorlar ve doğru yola gitmiyorlar idiyseler de mi? |
Süleyman Ateş Meali | Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Elçi'ye gelin!" dense, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter!" derler. Babaları hiçbir şey bilmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsa da mı? |
Süleymaniye Vakfı Meali | Onlara: "Allahın indirdiğine ve Elçisine gelin" dense, ”Atalarımızda gördüğümüz bize yeter” derler. Ya ataları bir şeyi bilememiş ve doğru yolu bulamamışlarsa? |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi? |
Mâide Suresi 104. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mâide |
Sure Numarası | 5 |
Ayet Numarası | 104 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 6 |
Kur'an Sayfası | 121 |
Toplam Harf Sayısı | 153 |
Toplam Kelime Sayısı | 24 |
Mâide Sûresi, Kur'an-ı Kerim'in beşinci sûresi olup Mekke döneminde inmiştir. Bu sure, hem hukuki hem de ahlaki konuları içeren bir yapıdadır. Ayet 104, toplumda gelenek ve göreneklerin din ve inanç anlayışında nasıl bir yer tuttuğunu ele almaktadır. İnsanların, Allah'ın indirdiği hükümlere ve Peygamberin öğretilerine kulak vermek yerine, geçmişte atalarından devraldıkları inanç sistemleriyle yetinmelerinin eleştirildiği bir bağlamda yer almaktadır. Ayette, bir iletişim biçimi olarak geleneklerin, bireylerin doğru yolu bulmalarında engelleyici bir faktör olduğu vurgulanmaktadır. Mâide Sûresi genel olarak, dinin sosyal hayattaki yeri, ahlaki değerler ve toplumsal ilişkiler üzerine önemli mesajlar içermekte olup, bu bağlamda bu ayet de dikkat çekici bir yere sahiptir. Ayetin, bireylerin akıl ve şuur kullanarak inançlarını sorgulamaları gerektiğini önermesi, toplumun gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
Mâide Suresi 104. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
عَلَىٰ | üzerinde |
مَا | ne |
كَانَ | olmak |
شَيْءٌ | şey |
Ayetteki temel tecvid kuralları arasında, 'idgam' ve 'med' gibi uygulamalar yer almaktadır. Bu, bazı kelimelerin okunuşunda akıcılığı sağlamak amacıyla yapılır.
Mâide Suresi 104. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَلَىٰ | üzerinde | 50 |
مَا | ne | 200 |
كَانَ | olmak | 75 |
شَيْءٌ | şey | 30 |
Bu kelimeler Kur'an'da sıkça kullanılır çünkü insan ilişkileri ve toplumsal yapıyla ilgili düşünceleri ifade etmede temel kavramlardır. 'عَلَىٰ' kelimesi, birçok ayette bir şeyin üzerinde olma durumunu belirtirken, 'مَا' sorgulama ve muğlaklık ifade eder. 'كَانَ' geçmiş zamanla ilgili durumları anlatırken, 'شَيْءٌ' genel bir nesneyi veya durumu tanımlar. Bu kelimelerin sık geçmesi, Kur'an'ın bağlamı içerisinde insanların yaşantıları ve ilişkileri hakkında güçlü bir anlatım sunma amacını taşır.
مَا
200
كَانَ
75
عَلَىٰ
50
شَيْءٌ
30
Mâide Suresi 104. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | bize yeter atalarımızın yapageldikleri şeyler | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Babalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize yeter | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | Ataları hiçbir şey bilmiyor | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ya babaları hiçbir şey bilmiyorlar | Geleneksel |
Süleyman Ateş | doğru yolu bulamayan kimseler | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Ataları bir şeyi bilememiş | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | ataları hiçbir şey bilmiyor | Modern |
Yukarıdaki tabloda farklı meal sahiplerinin ayetteki ifadeleri farklı şekillerde aktardığı görülmektedir. 'Bize yeter atalarımızın yapageldikleri şeyler' ifadesi, Abdulbaki Gölpınarlı'nın mealinde dikkat çekerken, Diyanet İşleri'nin 'Babalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize yeter' ifadesi daha geleneksel bir ton taşımaktadır. Genel olarak, çoğu mealde 'babalar' veya 'atalar' ifadeleri sıkça kullanılmıştır. Bu durum, ataların inançlarının ve geleneklerinin bireyler üzerindeki etkisini vurgulamak amacıyla tercih edilmiş olabilir. Mealde geçen 'hiçbir şey bilmiyor' ifadesi ise, bireylerin geçmişteki inanç sistemlerine eleştirel bir yaklaşımda bulunulduğu anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, önemli farklılıklar da mevcuttur; bazı mealler daha açıklayıcı bir dil kullanırken, diğerleri daha geleneksel ve doğrudan bir üslup benimsemektedir.