Meâric Suresi 11. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Birbirlerini görüp tanırlar da ve suçlu, o günün azabına karşılık oğlunu da vermek ister. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | 11,12,13,14. Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını, |
Mehmet Okuyan Meali | 11,12,13,14. Birbirlerine gösterileceklerdir. O suçlu kişi, o günün azabından (kurtulmak için) oğlunu (çocuğunu), hanımını (eşini), kardeşini, kendisini koruyup barındıran yakınlarını ve yeryüzünde kim varsa hepsini kendisini (azaptan) kurtarması için fidye vermek isteyecektir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar birbirlerine gösterilirler. Günahkar olan temenni eder ki, o günün azabından dolayı oğullarını feda etsin. |
Süleyman Ateş Meali | Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdine düştüğünden, başkasıyle ilgilenemez). Suçlu ister ki o günün azabından (kurtulmak için) fidye versin: Oğullarını, |
Süleymaniye Vakfı Meali | Birbirlerine gösterilirler. Suçlu olan: “Keşke oğullarımı versem de bugünün azabından kurtulsam!” diye derin bir istek duyar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye vermeyi bile ister. |
Meâric Suresi 11. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Meâric |
Sure Numarası | 70 |
Ayet Numarası | 11 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 29 |
Kur'an Sayfası | 569 |
Toplam Harf Sayısı | 104 |
Toplam Kelime Sayısı | 19 |
Meâric Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir surenin parçasıdır ve genel olarak kıyamet ve ahiret hayatına dair temalar içermektedir. Bu surede özellikle, insanların kıyamet günü karşılaşacakları zorluklar, o günün korkunç manzaraları ve insanların birbirleriyle olan ilişkileri üzerinde durulmaktadır. Ayet 11, günahkârların o günkü azaptan kurtulmak için sevdiklerinden, ailelerinden ve yakınlarından çeşitli şeyler feda etme isteğini ifade etmektedir. Bu bağlamda, insanlar günahlarının ağırlığını ve sonuçlarını anlamış olsalar bile, o anki çaresiz durumları içinde, sevdiklerini kurtarmak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduklarını göstermektedir. Ayetin genel içeriği, ahiret inancının insan hayatındaki etkilerini ve bu inancın, insan ilişkileri üzerindeki yansımasını ortaya koyarken, aynı zamanda insanlara uyarıcı bir mesaj iletmektedir. Bu ayetin geçtiği surenin genel bağlamında, ahiret ve kıyamet günü ile ilgili başka detaylar ile beraber, insanın içsel çatışmalarını ve ruhsal durumunu da ele alır. Surenin diğer ayetleri ile birlikte değerlendirilmesi, bu temaların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Meâric Suresi 11. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
صَالِحِين | doğru |
يَوْمَ | gün |
عَذَاب | azap |
مَكَان | yer |
فِدْيَة | fidye |
Ayet içinde dikkat çeken tecvid kuralları arasında 'idgam' ve 'med' kurallarına rastlanmaktadır. Bu da, kelimelerin telaffuzundaki akıcılığı artıran bir durum oluşturmaktadır.
Meâric Suresi 11. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَذَاب | azap | 21 |
فِدْيَة | fidye | 4 |
يَوْمَ | gün | 90 |
Ayet içerisinde geçen kelimeler arasında önemli olan 'عَذَاب' (azap), 'فِدْيَة' (fidye) ve 'يَوْمَ' (gün) kelimeleri, Kur'an'da çeşitli yerlerde tekrar eden kelimelerdir. Bu kelimeler, ahiret hayatı, kıyamet ve insanların o gün karşılaşacakları korkular hakkında verilen mesajlarda önemli bir yer kaplar. Özellikle 'azap' kelimesinin sıklığı, bu konuların ciddiyetine dikkat çekmektedir.
يَوْمَ
90
عَذَاب
21
فِدْيَة
4
Meâric Suresi 11. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | birbirlerini görüp tanırlar | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | günahkâr kimse ister ki | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | o günün azabından kurtulmak için oğlunu fidye vermek isteyecektir | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | o günün azabından dolayı oğullarını feda etsin | Geleneksel |
Süleyman Ateş | suçlu ister ki | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Keşke oğullarımı versem | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye vermeyi bile ister | Açıklayıcı |
Yukarıdaki tabloda, farklı meal sahiplerinin kullandığı ifadeler arasında çeşitli dilsel tonlar ve ifadeler bulunmaktadır. Ortak ifadeler arasında 'o günün azabı' ve 'fidye vermek istemek' gibi kavramlar sıkça yer almakta, bu da ayetin temel mesajını vurgulamaktadır. Çoğu mealde 'günahkâr' veya 'suçlu' kelimeleri geçerken, bunların anlamı bakımından benzerliğe sahip olduğu görülmektedir. Ancak, 'Keşke oğullarımı versem' gibi ifadeler, daha duygusal bir dille sunulmuş ve bu da metnin dramatik etkisini artırmaktadır. Bu farklılıklar, metnin algılanışında farklı duygusal tonlar yaratırken, anlamda belirgin bir farklılık oluşturmamakla birlikte, açıklayıcı veya geleneksel bir anlatım tarzı ile sunulması bakımından farklılık göstermektedir.