Muhammed Suresi 18. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Onlar, kıyametin gelmesinden, apansızın başlarına kopuvermesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Gerçekten de alametleri geldi; onlara gelip çatınca ibret almaları neye yarar? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alametleri gelmiştir (ama öğüt almıyorlar). Kıyamet kendilerine gelip çatınca öğüt almaları kendilerine ne fayda verecek? |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar? Şüphesiz onun alametleri gelmiştir. Artık kıyamet kendilerine gelip çatınca anlamaları neye yarar? |
Mehmet Okuyan Meali | Onlar, o (Son) Saat’in ansızın kendilerine gelmesinden başka ne bekliyorlar ki! Elbette onun alâmetleri gelmiştir. Kendilerine gelip çatınca (gerçeği) hatırlamaları neye yarar! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar, Kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şeye muntazır bulunmuyorlar. İşte muhakkak ki, onun alâmetleri gelmiştir. Artık onlara geldiği vakit düşünmeleri (anlamaları) kendilerine ne faide verecektir? |
Süleyman Ateş Meali | (İnanmayanlar) İlle (helak edilecekleri) sa'atin ansızın kendilerine gelmesini mi bekliyorlar? İşte onun belirtileri geldi. O uyarıldıkları sa'at kendilerine geldikten sonra artık öğüt almaları nereden mümkün olsun? |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bunlar kıyamet saatinin ansızın gelmesini mi bekliyorlar? Onun bütün şartları ortadadır. O gelince, akıllarını başlarına alsalar neye yarar? |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Kıyametin ansızın tepelerine inmesinden başka neyi bekliyorlar? Onun belirtileri zaten gelmiştir. O onlara gelip çatınca, ibret almaları neye yarar?! |
Muhammed Suresi 18. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Muhammed |
Sure Numarası | 47 |
Ayet Numarası | 18 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 26 |
Kur'an Sayfası | 533 |
Toplam Harf Sayısı | 107 |
Toplam Kelime Sayısı | 20 |
Muhammed Suresi, adını Peygamber Efendimiz'in isminden alır ve Mekke döneminde inmiştir. Bu sure, inananların ve inanmayanların kıyamet günündeki duruşlarını, inanç ve amellerin önemini vurgulayan bir yapıdadır. Ayet 18, inanmayanların kıyametin ansızın kendilerine gelmesini bekleyişlerini eleştirmekte ve bu durumun bir akılsızlık olduğunu belirtmektedir. Kıyametin alametlerinin daha önce geldiği ifade edilirken, inanmayanların bu alametleri görmezden gelmeleri üzerinde durulmaktadır. Ayet, insana düşünmeyi, uyanmayı ve ibret almayı hatırlatırken, aynı zamanda sonun kaçınılmazlığını da vurgular. Bu bağlamda, ayet, inananlara bir hatırlatma görevi görürken, inanmayanların ise kıyamet gününde pişman olmasını dile getirir. Ayetin genel içeriği, ahlaki ve metafizik bir sorgulama ile bireyin dünya ve ahiret arasındaki dengesini bulmasını amaçlar.
Muhammed Suresi 18. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كِتَابَ | kitap |
يَوْمَ | gün |
عَذَابَ | azap |
آيَاتٍ | ayetler |
وَقَتَ | zaman |
أَلَامَ | alamet |
Ayet içerisinde bazı temel tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, 'مُحَمَّدٌ' kelimesindeki 'مُ' harfi med harfi olarak uzamaktadır. Ayrıca, bazı kelimelerde idgam ve gına gibi kuralların uygulanabileceği durumlar söz konusudur.
Muhammed Suresi 18. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كِتَابَ | kitap | 58 |
عَذَابَ | azap | 25 |
آيَاتٍ | ayetler | 20 |
Kur'an'da geçen bu kelimelerin sıklığı, İslam'ın temel mesajlarını ve ahlaki öğretilerini pekiştirmeyi amaçlar. 'Kıyamet', 'azap' ve 'ayet' gibi kelimeler, bireylerin eylemlerinin sonuçları üzerinde düşünmelerini teşvik eder. Kıyametin anlamı, insana yaşamında doğru seçimler yapma sorumluluğu yükler. Azap kelimesi ise, ahlaki düşkünlüğün ve inkarın sonuçlarını hatırlatır. Ayetler, Kur'an'ın rehberliğini ve insanlar için bir yol gösterici işlevi üstlenir.
كِتَابَ
58
عَذَابَ
25
آيَاتٍ
20
Muhammed Suresi 18. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kıyametin gelmesinden | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine | Edebi |
Mehmet Okuyan | O (Son) Saat’in ansızın kendilerine gelmesinden | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şeye muntazır bulunmuyorlar | Geleneksel |
Süleyman Ateş | İlle (helak edilecekleri) sa'atin ansızın kendilerine gelmesini | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | kıyamet saatinin ansızın gelmesini | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | kıyametin ansızın tepelerine inmesinden | Açıklayıcı |
Tablodaki ifadelere baktığımızda, birçok mealde 'ansızın' kelimesinin sıkça kullanıldığı görülmektedir. Bu kelime, kıyametin beklenmedik bir anda gerçekleşeceğini vurgulamakta ve okuyucunun dikkatini çekmektedir. Ayrıca, 'kıyamet' kelimesi de meallerde öne çıkan diğer bir terimdir. Bu terim, hem korku hem de dikkat çekme işlevi görmektedir. Farklı meallerde kullanılan ifadeler arasında belirgin farklılıklar olsa da çoğu mealde 'kıyamet' ve 'ansızın' ifadeleri ortaklık göstermektedir. Bazı mealler, daha edebi bir dil kullanırken, bazıları daha doğrudan ve modern bir anlatım tercih etmiştir. Dolayısıyla, her bir mealin kendine has bir dil tonu ve üslubu bulunmaktadır.