Mü'minûn Suresi 36. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Size vaadedilen şey, gerçekten ne de uzak, ne de uzak. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “Hâlbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da uzak!” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Heyhât o size vaad edilen şey ne kadar uzak!" |
Mehmet Okuyan Meali | Size vadedilen çok uzaktır, çok uzak! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ne uzak, ne uzak o vaad-olunduğunuz şey.» |
Süleyman Ateş Meali | Heyhat, o size va'dedilen şey ne kadar uzak! |
Süleymaniye Vakfı Meali | Olmayacak şeyler vaad ediliyor size; hiç olmayacak şeyler! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Heyhat! Size vaat edilen o şey ne kadar uzak!" |
Mü'minûn Suresi 36. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mü'minûn |
Sure Numarası | 23 |
Ayet Numarası | 36 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 18 |
Kur'an Sayfası | 501 |
Toplam Harf Sayısı | 52 |
Toplam Kelime Sayısı | 13 |
Mü'minûn Suresi, Mekke döneminde inmiş olan ve genel olarak insanların imanı, ahlaki değerleri ve kıyamet sonrası yaşamı üzerine odaklanan bir suredir. Bu surede, müminlerin nitelikleri, Allah'a olan inançları ve buna bağlı olarak yaşantıları ele alınmaktadır. Ayet 36, bu bağlamda, müminlere yönelik bir uyarıda bulunmakta ve onlara vaad edilen şeylerin (yani ahiret hayatının ve cennet nimetlerinin) gerçekliğine dair bir sorgulama yapılmaktadır. Bu ifade, insanların dünya hayatındaki geçici hırsları ve aldanışları karşısında, ahiret hayatının gerçekliğini hatırlatmak amacıyla kullanılır. Ayet, insanların dünya üzerindeki beklentileri ile ahiret vaadleri arasındaki farkı vurgulamaktadır. Mü'minûn Suresi'nin genel içeriği, Allah'a iman edenlerin yaşamlarının nasıl şekilleneceği ve bunun sonucunda hangi ödülleri alacakları üzerinde durarak, inananları teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ayet, bu bağlamda bir nevi uyarı ve hatırlatma işlevi görmektedir.
Mü'minûn Suresi 36. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
وَعْدٌ | vaad |
بَعِيدٌ | uzak |
هَيْهَاتَ | heyhat, çok uzak |
Ayetin Arapça dil bilgisi açısından önemli kelimeleri arasında "وَعْدٌ" (vaad), "بَعِيدٌ" (uzak) ve "هَيْهَاتَ" (heyhat, çok uzak) yer almaktadır. Bu kelimelerin kullanımı, ayetin anlamını güçlendirirken duygu yoğunluğunu da artırmaktadır. Tecvid açısından ayette idgam (sadeleştirme) ve med (uzatma) gibi temel kurallar dikkat çekmektedir. Örneğin, "هَيْهَاتَ" kelimesindeki 'ha' harfi uzatılırken, bazı harflerin birleşiminde idgam kurallarına uyulmaktadır.
Mü'minûn Suresi 36. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
وَعْدٌ | vaad | 9 |
بَعِيدٌ | uzak | 8 |
هَيْهَاتَ | heyhat | 3 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerden 'وَعْدٌ' (vaad) kelimesi Kur'an'da toplamda 9 defa geçerken, 'بَعِيدٌ' (uzak) kelimesi 8 defa, 'هَيْهَاتَ' (heyhat) kelimesi ise 3 defa kullanılmaktadır. Bu kelimelerin sık kullanılması, insanlara Allah'ın vaadlerinin (özellikle ahiret vaadinin) önemini ve ciddiyetini vurgulamak amacıyla yapılmaktadır. 'Vaad' kelimesinin sık geçmesi, Allah'ın verdiği sözlerin gerçekliğine dair güçlü bir hatırlatmadır. 'Uzak' kelimesinin fazla kullanımı ise, dünya hayatının geçiciliği ve ahiret hayatının gerçekliği arasındaki mesafeyi belirtmektedir.
وَعْدٌ
9
بَعِيدٌ
8
هَيْهَاتَ
3
Mü'minûn Suresi 36. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ne de uzak, ne de uzak | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | ne kadar da uzak! | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Heyhât o size vaad edilen şey ne kadar uzak! | Edebi |
Mehmet Okuyan | çok uzaktır, çok uzak! | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ne uzak, ne uzak | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Heyhat, o size va'dedilen şey ne kadar uzak! | Edebi |
Süleymaniye Vakfı | Olmayacak şeyler vaad ediliyor size; hiç olmayacak şeyler! | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Heyhat! Size vaat edilen o şey ne kadar uzak! | Edebi |
Ayetin farklı meallerinde göze çarpan ifadeler arasında 'ne uzak, ne uzak', 'ne kadar da uzak!' ve 'Heyhat o size vaad edilen şey ne kadar uzak!' gibi ifadeler öne çıkmaktadır. Bu ifadelerin çoğu, ayetin anlamını vurgularken, farklı dilsel tonlar ve üslup tercihleri ile zenginleştirilmiştir. Örneğin, 'Heyhat' kelimesinin kullanımı, edebi bir üslup sunarken, diğer ifadeler daha açıklayıcı bir dil kullanmaktadır. Bu durum, her bir mealin kendi üslup ve tonunu yansıtmaktadır. Ayrıca, 'çok uzak' ifadesinin modern meallerde tercih edilmesi, zamanla değişen dil yapısına ve okuyucuya daha yakın bir ifade tarzına işaret etmektedir. Ortak kullanılan bu ifadeler, ayetin vurgusunu netleştirmekte ve anlamını güçlendirmektedir. Mealler arasında belirgin farklılıklar, dillerin zenginliğini ve ifade biçimlerini de ortaya koymaktadır.